bugün

Allah'ın anneyi sizden cok sevmesi, iki gündür annesizim. Annenize sağlığında kıymet verin son pişmanlık fayda etmiyor sonra.
dünyada işkence görmek,tecavüze uğramak ve aşk acısından bile daha çok acı verecek olan,sizi 9 ay boyunca sıcacık karnında taşıma zahmeti gösteren annenin sizi hayatta tek başına bırakması durumudur.
büyük ihtimalle insanların %90 ının er-geç yaşayacağı durumdur. şimdiden psikolojik olarak kendimizi hazırlamak ve mukavemetli olmak zorunda olmamızın gerektiğini düşündüğüm olay.
(bkz: allah gecinden versin)
düşmanımın bile başına gelmesini istemediğim olay.Allah kimseyi annesinden ayırmasın.
anne yoklugu kimsenin yokluguna benzemez allah esirgesin denilesi durum.
bu dunyadaki benim icin en degerli varligin, kiymetinin biraz daha guclendigi aci gercektir.
(bkz: cennet annelerin ayaklari altindadir)
(bkz: ana gibi yar olmaz)
dusuncesinin bile insani bogdugu olay. icim sıkıldı...allah sabir versin tum yasamis olanlara...
rüyada görüldüğünde bile gözyaşlarıyla uyanılmasına neden olan olay. allah gecinden versin.
eninde sonunda gerçekleşcek olay * annesini düşünen varsa evlat acısı yaşatmasın demesini tercih ederim eminim annenizde tercih eder. Tabii ki allah gecinden versin.
her konuda okumuş, yazmış, dünyanın bütün dillerini bilen, hakikate hatta olmadı nirvanaya ulaşmış, okuduğu kitap sayısı dünyanın etrafını 10.000 kere dönmeyi sağlayacak kadar çok olan bir insanın bile kelimelere dökemeyeceği, dillendiremeyeceği, kolun kanadın kırılması olayı.
ciddi anlamda, dusuncesi bile kotu olan; ama elbet birgun * yasanacak aci, yurek yakan durum.
başlığı gördüğüm anda göz yaşlarının her an süzülmeye hazır hale geldiği başlık.çokkkkk kötüüüüü çoooookkkk..........
(bkz: kalbin yerinde sökülmesi)
(bkz: babanın ölmesi)
babanın ölümünden dört kat daha kötüdür..
yaşayanlara allah sabır versin allah rahmet eylesin dedirtecek,bütün anaların olduğu gibi onlarında mekanının cennet olacağı bilinen kişiler,varlıklar,koruyucu melekler
başlığı okur okumaz tüylerimi diken diken eden acı olay.
arkanızdaki en sağlam dağın devrilmesi..en hakiki sevginin yitimi.
evlat acısından sonra belki de acıların en büyüğü olan şey.
müjde hanfendi bir oğlunuz oldu

müjde anne müjde
bir unutanın oldu
artık rüyalarıma girmez oldu yüzün
seni her özlediğimde
dört bir yanımı kapladı
sensizlik sessizlik
ve bir o kadar da hüznün
ben unuttum anne unuttum seni
duyamaz oldum
rüzgarın kemanını her tıngırdetişinde
bana geceleri masal anlatan
şiir okuyan sesini

anne sen gideli hatırlamıyorum
kabussuz ve üşümediğim bir gece
unuttum
yüzünü
sesini
ve beni bastığın bağrını soğuk gecelerde
unuttum belki
ama ben bir şeyi unutmadım
unutamadım anne
seni sevmeyi
sen benden çok uzaklarda olsan bile

ben şimdi sana geliyorum
bütün unutmaların
ve unutamamaların acılarını
çürüterek yüreğimde
on yıl kilometre öteye
bekle beni geliyorum
geliyorum anne

sen beni sonbaharda bıraktın anne
sen yokken hiç ağladım ben
kitap okudum
şiir yazdım
ve sensizliğe inat
geceleri uyumadım
anne inan bana
ben seni kokladım
her gül bahçelerinin önünden geçtiğimde
yıldızlara baktığımda
mehtabı ve denizi her seyredişimde
sevdiğim kızları değil
anne
ben seni düşündüm sadece

anne söyle bana
ben doğarken hiç ağladım mı
anne ağlar mıydım hiç uzun uzun
tahta beşiğimde
şimdiler özlediğim
o ılık gecelerde
belli ki ağlamazdım
ben gülerek doğdum anne
ben sana geliyorum
ve bak ben şimdi ağlıyorum işte

anne ben sana geliyorum
kahvaltısız sabahlarım
okuduğum kitaplarım
sensizliğe inat yazdığım şiirlerim
boyasız ayakkabılarım
on sekiz yaşım
sensiz ve soğuk gecelerde
akıtamadığım göz yaşlarımla birlikte
ben
sana geliyorum anne

sen gittin ve giderken benden
çok şeyi götürdün anne
sen gideli hiç bahar gelmedi
sen gideli kartopu oynamadım
yazın sıcaklığı ısıtmadı
senin sıcaklığın kadar beni
sen beni
sonbaharda bıraktın anne
ve ben
hala seni arıyorum
önce yeşeren sonra solan
ve ardından çürümeye yüz tutan
tutturan
seni ve çocukluğumu kaybettiğim
her sonbaharda
yeryüzünü bir pösteki gibi kaplayan
yapraklar arasında

anne ben sana geliyorum
senin beni bırakıp gittiğin
o puslu havada
ve yine
o kahrolası
mahpusluk sonbaharda

anne ben sana geliyorum
ben
sana
geliyorum
.ANNE

http://www.youtube.com/watch?v=MDW7KYqoecM
(bkz: allah korusun)
sabah erkenden dayının kırkına gitmektir. annen sana geç geleceğini söylemiştir. çünkü annen evde dayının kırkına gelecek misafirler için hamur açıyordur. sen önden dolmuşa atlar gidersin. fark edersin ki annenin kimlik kartı sende kalmıştır. dün kredi kartıyla birşey alacaksındır annen onun için kartını sana vermiştir. amaan ne işine yarayacak diye düşünmüşsündür. ama içinde de bir sıkıntı vardır. anlamazsın dolmuşa binersin. durakta inersin. eve gidersin herkes ağlıyordur. sende ağlarsın. normalde hiç ağlamazsın ama o gün ağlarsın. dayının kırkıdır çünkü. saatler geçer annen bir türlü gelmez allah allah nerde bu kadın diye düşünürsün. heralde çok yapacam diye zavallı kadın harap etti kendini diye ona kızarsın. 1 saat geçince de merak edip evi ararsın. telefon çalmaktadır ama açan yoktur. sanırım çıktı yola dersin etraftakilere. yine 1 saat geçer evde kuran okunur dayın için hoca kalkar. şüphelenirsin ve kendini dolmuş durağında bulursun. dolmuşa atlarsın. yola çıkarsın. evin durağına gidince şoför kaza olduğunu yolun kapalı olduğunu söyler. sende 1 durak erken inip yürümeye başlarsın. bi kalabalık görürsün. koşarak aralarına dalarsın. polisler olay yerini incelemektedir. kalabalıktan birine sorarsın ne olmuş diye. bir kadına araba çarptığını çarpan arabanın kaçtığını söylerler. bir anda içinde birşeyler alevlenir ya işte öyle olur. kadından kimlik çıkmadığını söylerler. sen iyice kendini kaybedersin. sonra da yok canım o da benim önümden dolmuşa binmiştir dersin kendi kendine. sonra biraz daha ileri doğru gidince yerde kanlar görürsün. ne çok kan vardır. ve o görüntüyü görünce için parçalanır. üzerin dekileri yırtıp ağlamaya başlarsın. yerde keteler vardır. hemen taksiye atlayıp hastaneye gidersin. yaralıları sorarsın. kimliği gösterirsin. adam seni morga götürürken kimliği taşımadığı için kadın hakkında laf söylemeye başlar. adamı döversin. sonra morga başka biri götürür seni. gözlerin dolar seni doğuran büyüten hayatının anlamı belkide ilk aşkın orada yatıyordur. hiç hareket etmiyordur. ağzı yüzü kanlar içindedir. ağlamaya başlarsın. hemen dayının kırkı için toplanan teyzelerine haber verirsin. inanamazlar. onu öpersin kanlı saçlarını okşarsın ama o ölmüştür. sonra dışarı çıkarsın. teyzenler çıldırarak içeri koşarlar. sana sarılırlar. onlarda şoktadır. önce tek ve en büyük erkek kardeşleri sonra da en küçük kız kardeşleri ölmüştür. tamam abilerini kabullenebilirler. çünkü o çok hastadır, ölmek üzeredir. ama kız kardeşleri imkansızdır. nasıl olabilir. bir anda eski günler gelir akla. zaten babanı tanıyamamışsındır. annende ölmüştür. işte annenin ölmesi budur.

ek not:bu yazarın başından geçmemiştir. çok yakın bir akrabasının başından 2 gün önce geçmiştir.
(bkz: ağlayarak uyanmak)
anneyi kaybetmek var ya.... dünyanın en büyük acılarındandır( evlat acısından sonra).Şaşırırsın ne yapacağını ,çok uzun zaman kabul etmezsin kayıbı, ama yapacak bir şey yoktur annen yoktur artık ve her anneli şarkılarda yerlerde sürünürsün.Ben bunları yaşayan biri olarak yazıyorum dört aydır annesizim.
Tüm pencereler açıktı
Günlerden persembe
Hava bir başka serindi o gece

Telefonda soylenenlere inanmamış
inanmak istememiştim
Bu olamazdı
Bu sana asla olmayacaktı
Ben yaşlandığımı, hayatın basladığını anlamayacaktım daha uzun yıllar
Yolda gelirken düşünmüştüm
Ufaktık
istemeye korkardik
Uzun uzun düşünürdük
Neden olduğunu bilmeden
Sonucunu bilirdik ama çekinirdik yine de
Ama sen verirdin her isteyisimizde
Elvan gazoz ya da lunapark icin istedigimiz harçlıkları
O kırmızı maşrapanın altından çıkardığın ıslak paralarını

Eve geldim
Tum camlar açık
Bugün burası bir başka kalabalık

iceri girmemek için oyalanıyorum dışarda
Kimse de sohbet havasi yok
Anlamıyorum
Anlamak istemiyorum
Olmaz olamaz diyorum

Soyluyorlar bana
Git konuş diyorlar
Duysun sesini diyorlar
Susun diyorum gözlerim dolaraktan
Duymuyorum duymak istemiyorum
Ama zorla götürüyorlar

Tüm pencereler açık
Ucusuyor rüzgardan tüm perdeleri evin
Bugün burası bir başka serin

O odadayim işte
Cok değil daha iki ay once seyretmistik teyzemlerin kayitlarini geldiklerinde
Hepimiz ufacıktık sizlerse gencecik
Ben degilmiyim ordaki
Arabanın direksiyonuna geçmek için teyze oğluyla kavga eden,
Ya dişarda ki ip atlayan benim afacan kuzen
Kimsenin saçında yok bir tek tel beyaz
Ve işte oradaki
Ya o horon tepen sen
Herkes guluyor da ben neden agliyorum
Büyüdüğüme mi sevineyim yoksa sizlerin bu kadar çabuk yaşlandığınıza mı?

Tum perdeler açıktı
Uçuşuyordu rüzgardan tüm perdeleri evin
Bugün burasi bir başka serin

Ve sen yatıyorsun orada başın duvara çevrik
Göğsün neden hızlı hızlı inip kalkıyor
Neden bu kadar zor nefes alışın
Neden burası bu kadar serin
Ve neden kimse örtmüyor camları
Üşüteceksin

Ağlıyorum içten içten
Telefonda söylemişlerdi, geri göndermişler hastahaneden
Son saatlerini gecirsin diye kendi evinde
Sevdikleriyle beraber
Kimdi ki onlar bileceklerdi önceden

Topluyorum gücümü....
Biliyorum bu belki de sonuncusu
Tutuyorum elini
Diyorum sana anne
Taniyorsun beni oğlummm! diyorsun
Simdi daha fazla hissediyorum
Ne kadar da zor nefes alıyorsun

Öpüyorum seni dudaklarım titreyerek
Ve sen o acıların yıldıramadığı, hayatın kendisinden koparamadığı kadın
Anlıyorsun agladığımı da sıkıyorsun elimi daha fazla
Herseyi cesurca kabullenmişçesine

Çok değil bir saat sonra
Yavaşliyor nefesin
Kesiliyor rüzgar, diniyor perdelerin hırçınlığı
Takılıveriyor gözlerin bir yere
Son bir kere geliyoruz senle göz göze
Ve sen o serin perşembe gecesi
Veriyorsun son nefesini derinden
Tamamlayamadan şehadetini

Duruyor ağlamam, biliyorum ki bu daha iyi
Bu bir perşembe gecesi günlerin mübareği
Tamamlıyorlar şehadetini sen verirken nefesini
Kimse ağlamıyor tutuyorlar kendilerini
Yukseliyor okunan kuranin sesi duysun diye herkes
Bekliyorlar sanki çıkmasını ruhun bedenden
Ben tutamiyorum kendimi
Cikiyorum odadan acele ilen

Bir dakika öncesi ve bir dakika sonrası
Anlam verilemeyecek kadar birbirinden farklı
Seninle olmak dinlemek o guzel şiveni
Ve sensiz olmak bir daha hiç işitememek sesini

Herkes herşeyin farkında bir o kadar da sakin
Bu benim gördüğüm ilk ölüm dü hayatta hem de en çok değer verdiğimin
Ben nasıl dururum onlar gibi söyle kabullenip herşeyi böyle sakin

Hala tüm camlar açık
Hala uçuşuyor perdeleri evin
burası şimdi bir başka serin
Ve sen içeride yatıyorsun öylece cansız
Duyulmuyor artık nefesin

Gidip seni bıraktık kendi ellerimizle camiye
Hiç birşey olmamış gibi döndük evimize
Koyacaklardı seni o buzulhaneye
Ve bekleyecektin bir gün daha ermek için çok sevdigine

Gelmişti vakit almak için seni
Gelmiştik camiye dediler hazırdır cenaze bol olsun rahmeti
Soktular bizi o buzulhaneye
Üstte yatıyordun sen sarılmış battaniyeye
Tutmuştum ayaklarından kaldırmak için seni
Kalktı tüm bedenin yerden beri
Donmuştu vucüdun dün gecekinden daha da serindi
Sızlayaraktan taşıdım seni o tahta tabuta
Yoktu kolumda derman ama içindeki sendin
Benim canım annem

Ellerimizle taşıdıkta koyduk seni o senden daha soğuk musalla taşına
Dediler ki bana duyuyor o şimdi seni konuş onunla
Konuştum bende aglayaraktan o tahta tabuta
Korkma nenem dedim korkma
Bak yanindayım ben ve hep olacağım
Son bir firsatın daha olmadığını bile bile sana sarılmaya

Kıldık cenaze namazını hiç bitsin istememiştim&
Biliyordum geliyordu ayrilik vakti
Toprak olacaktin sende niceleri gibi
Ben nasıl basacaktım o toprağa sonra
Olacakken sen altında

Girdik o soğuk taşların arasına
Ne kadar da kalabalık bu mezarlık
Hazirlamişlardı yerini
Bu çukur ne kadar da derindi

Cikarttilar tabuttan da koydular o yaş toprağa
Açtilar yüzünu son kez de görsün diye sevenleri
Gördüm o gül yüzünü aralayınca kefenini
isyan ettim kadere koysalardı beni de seninle

Örttüler üstüne 3 kuru tahta
Döktüler üstüne toprağı da sileceklermiş gibi dünyadaki izini
Dopdolu geçmiş koca bir ömürden sonra....
Bu üzerine attığım son toprakla beraber bir ömür nasıl da bitmişti
Tuttular kolumdan cektiler beni
Ağlıyordum içten içe bırakamazdım seni
Gittik kapisina mezarliğın da salladık sana ellerimizi
Sende bakiyordun bize gülerekten sallıyordun ellerini
Diyordun güle güle
Soylüyordun asla vazgeçmeyin sevmekten birbirinizi

Ve çıktık o demir kapıdan
Geride bırakaraktan seni
Hissetmiyordum hiç birşey....
Aklımda senden kalanlar geri
Ama bir şey var ki herşeyden ötesi
Cekmeyeceksin artık ne acı ne kederi
Eminim rahat da edeceksin orada
bekleyeceksin dört gözle cennette bizleri
Ve Ne olursa olsun benim canim annem&
Asla unutmayacağım seni
Blindguardian

(bkz: anneyle kavga etmek/@blindguardian)
hayatın karşımıza çıkarabileceği en büyük sınavlardan biridir.