bugün

-onu anlamaya çalışmalısın. onun onceliği hep sen olacaksın. bak kocaman kız oldun, okulun bitiyor. hem ne var ki iş bulana kadar beraber yaşarsınız, o kadarcık..
o kadarcık..
gelinlik giyer mi? şimdi ben annemin ayakkabısının altına mı adımı yazdıracağım? yine geceleri koynuna sokulabilecek miyim? benim ondan başka kimim var ki? ya mutlu olmazsa? cinayet işlerim! çocuk gibi mi davranıyorum? hayır hayır anlamaya çalışmalıyım. oncelikleri değişecek mi? asıl soru beni daha mı az sevecek? saçmalama, abarttın. senin yaşındayken onun kucağında eşek kadar bir şey vardı. yaşlanıyor muyum yoksa?
bu kadarcık belki..
şimdi sevgili sozlük, annesi ve babası erken yaşta ayrılan biri olarak bunların hepsine kendimi alıştırmam gerekiyordu, biliyorum. ama her kadın kadar ağlak olan tarafım tavan yapmış durumda. gülmek istiyorum, hani hissizlik halinin verdiği o bomboş kahkaha atma isteği. ağız burun kırmak istiyorum her korkak gibi.
aklıma annemi utandırdığım günler geliyor, fıstık çalışlarım, onun hiçbir şey soylemeden gozümün en içine bakarak beni mahvedişleri. karne günlerim geliyor, nazar boncuğu olsun diye onur belgelerinin ucunu yırtışı, onu yaparken nasıl gururlandığı. " bana ya kardeş yap ya da kopek al!" dediğimde, akşam eve kucağında kocaman bir peluş kopekle gelişi.. genç kızken odamı her dağıtışımda tek tek fotoğraflarını çekip, "ilerde istemeye geldiklerinde gününü goreceksin!" deyişi geliyor. bir ajandanın her sayfasına, üşenmeden "seni seviyorum" yazışı, ne de olsa dünyanın en yaratıcı annesi.. zaten her anne dünyanın en yaratıcı annesi değil mi? büyüdükçe, okşarken o kaçmalarım. gecesinde dayanamayıp koynuna girip uyumalarım. ve hala her bir araya gelişimizde beraber uyumamız, sabah işe giderken, ilk defa goruyor gibi milyonlarca kez opüşü. bu lanet şehirden ayrılırken saatlerce onu susturamayaşım, sakinleştiremeyişim.. erkek arkadaşımla tanışırken ki olçüsü, ksıkançlığı, gozlerinden çıkarttığı alevler ve sonunda her anne gibi " iyi ama.."-ama ama ama-.. her sigara içişimde kendini suçlayışları..
unuttuğumu sandığım her şey işte..
evet! bu gün çocuk gibiyim kocaman yaşıma rağmen. kabul ediyorum ilk defa tüm kıskançlıkları ve korkuları. adına sevinmem gerekirken..
yarın uyandığmda hiçbir şey yokmuş gibi, hayatlarımız tamamen değişmeyecekmiş gibi kocaman açıp ağzımı güleceğim yine.
-ne hissediyorsun?
-boş bomboş.
kotü bir filmin ağlak çocuğuyum bugün. çünkü korkuyorum, birinin ona, onu üzebilecek kadar yakın olmasından korkuyorum.

oysa zaman işte, sürekli işleyen zaman. yaşlanıyor, yaşlanıyorum, herkes işte..
-çift yonlü eskiyen duvarlar- işte..

için ezile ezile, mutlu gorünmeye çalışmak, başka da hiçbir şey değil.
insanı olgunlaştıran durumlardan biri. acının olgunlaştırmasından yola çıkarak.
doğmadan önce olması doğalı ve sancısızıdır.
annenin, artık kendi hayatını yaşamaya başlamasıdır. kulağa kötü geliyor ama öyledir işte.

daha da beteri, onun sınırlarını ihlal edebileceğinizi hiç düşünmeden bulunduğunuz davranışlara, artık bir son vermeniz gerektiği şeklinde, kendi kendinize dayattığınız yazısız kuraldır. artık onu gecenin bir yarısı sırf mutsuz ya da bol soru işaretli olduğunuz için arayamayacaksınız. kendini rahat-mutlu hissetsin, evliliğinin tadını çıkarsın diye çat kapı gidemeyeceksiniz evine eskisi gibi. hele bir de ayrı şehirlerde yaşıyorsanız, yabancılaşma başlayacak belki de yavaş yavaş. müstakbel damat adayının mükemmel bir insan olması da birşey değiştirmeyecek. çünkü yıllardır sürmekte olan ve "birlikte büyümek" şeklinde formüle edilebilecek ilişki tarzınız, araya üçüncü bir kişinin (yabancının?) girmesiyle bozuldu, o bulunmaz denge kayboldu artık. geçmiş olsun.

bencilce belki ama, en yakın arkadaşını kaybetmeye benzer biraz da, annenin evlenmesi.
(bkz: zor be anne çok zor). *
(bkz: annesinin düğününü göyen tek çocuk benimdiy heyhalde) * *
imla imla deyü nicesine sarılmışım.
şarkının hikayesini de biliyorsanız şayet; annnenizin evliliği öncesinde, esnasında ve akabinde kesinlikle betterman dinlememelisiniz. *
(bkz: pearl jam)
(bkz: betterman)
21 yıl önce yaşanmış hadise.
(bkz: lan şu takım elbiseli babam değil mi)
gün itibariyle anneannemin evinde dünürlerin buluşması sebebiyle yaklaşmakta olduğu gerçeğini iliklerimde hissettiğim hadisedir.
yapma anne, ille biri evlenecekse o ben olayım. görücü usulüyle evlenmek, seni biriyle paylaşmaktan daha kolay olurdu inan.

tüm sorunlarımız bundan mı kaynaklanıyor dersin?

her neyse, gerçeklerden kaçmanın alemi yok. ne var ki bunda;

sen bana gelinlik giydirmeden, ben sana giydireceğim o kadar...
eğer bu annenin 16 19 yaslarında kızları varsa ve eski eşinden evleniceği insan için boşanmıssa bencilliğin kelime anlamıdır.üzücüdür sanki annen hiç olmamıştır bir süre sonra ev arkadaşı gibi yaşarsınız..
Babayla evleniyorsa normal olandır.
Başka bir adamla evleniyorsa acı olandır.
Sanırım annenin evlenmesiyle başlar farkındalıklar.Şimdiye kadar onunla ilgili farkına varmadığın ya da aslında farkında olup kendinden bile sakladığın gerçekler bir anda açığa çıkar.Çıkıyor..Sanırım söylenecek sözün kalmadığı yerdeyiz.Sen artık başka birine,başka bir hayata aitsin.Aslında çok yabancı değilim bu duruma ama yaş artık küçümsenecek gibi değil,sanırım boşveremiyorum.Sana bunların hiçbirini söyleyemeceğim yine ama şu anda bunların içimden dökülmesine izin vermeliyim buraya yazarak.Yaşayamadıklarımızdan sonra bu gidişin beni biraz sarstı * sanırım.Belki daha yakınımda olsaydın bilmiyorum bu kadar düşünmezdim bunu gerçi ne kadar yakınımda olursan ol bu saatten sonra bana kilometrelerce uzaktasın onunla ama yine de iki adım attığımda bulabilecek kadar yakın olsaydın.Babamla olmanızı beklemedim hiç bir zaman ama başkasına da yakıştırmadım seni.Belki de en iyileri olsun istedim olacaksa.Yine de tüm bunların yanında umarım iyi bir seçim yapmışsındır.Seni her istediğimde arayamayacak olsam da,seni her istediğimde göremeyecek olsam da umarım mutluluğu bulmuşsundur şimdi.umarım geleceğini düşünerek adım atmışsındır çünkü ben tüm bunları düşünmüştüm senin adına.Evet belki sana destek olamadım henüz ama beklemeni istemiştim,sanırım ne aradığını biliyorum.Her şeyden önemlisi değer verilmek ve sevilmek değil mi,sana kim olduğunu hissettirmek..Gözlerindeki o ışığı görmüştüm ama yine de..bilmiyorum..çok erken oldu.Sanırım bundan sonra mesafelerle iyi anlaşmamız gerekecek.Seni umursamaz gibi göründüğüm halde aslında umursadığımı,önemsemez gibi görünüp önemsediğimi,belki sevmiyor gibi görünüp sevdiğimi biliyorsundur umarım...Ben tüm yalnızlığımın içinde o'nu bulup sarıldım sımsıkı,sevdim çok fazla;tüm yalnızlığım değen hepsine yetecek kocaman bir kalbi var bu yüzden korkmuyorum beni pamuklara saracağını bildiğim sevdiğim için...umarım sende tüm mutsuzluklarına değen,yaşanmışlıkların ve yaşayamadıklarını yaşatabilecek,yıllardan sonra gülümsemeni verebileceğin,korkulardan uzak,hakettiğin biriylesindir ve hakettiğin hayatı yaşarsın umarım..mutlu ol diyebileceklerim bu kadar.
insanı en çok etkileyen olaylardan biridir elbet ama hayatta tek basına geçmez çocukları yuvadan ayrılınca tek kalıcaktır anlayışla karşılamak lazım istenmesede saygı duymak lazım anlamak lazım.
Rezalettir.

Bırakın ne bok yerse yesin insan onuru be!
Olagandir.
hayat tek başına çekilebilir bir düzende kurulmadığından, ve eğer ki evlatları da evlatlıktan çıkışmış, unutmuş ise

çok daha normaldir. abartmayalım.

(bkz: babanın evlenmesi)
derinden sarsar..

hele ki her şey bir anda olup bittiyse, henüz tam olarak içinize sindiremediyseniz, evlendiği adam hakkında henüz netleşmemiş duygulara sahipseniz bir de.. sarsar...

tek isteğiniz mutlu olsundur artık. bugüne kadar sizi gözünden sakınan anneniz, her eve geldiğiniz de kapıyı güler yüzle açıp "hoş geldin yavrum" diyen, "bak sana bugün ne aldım" diye sürprizler yapan, her sevincinize ortak, üzüntülerinizi 2 dakikada söylediği güzel sözler yada verdiği nasihatlarla bir sihirbaz edasıyla kaybedebilen o güzelliğin artık her evinize geldiğinizde göremeyeceğiniz gerçeği.. kabuslar içinde uyandığınız o sıkıntılı gecelerde koşup sarılabileceğiniz mesafede olmayacağı gerçeği.. işten eve yorgun argın, sinir stres had safhada geldiğinizde söyleyeceği iki tatlı sözle tüm yorgunluğunuzu, sıkıntınızı alacak kimsenin olmayacağı gerçeği.. ve en kötüsü de bu güzellikleri artık siz değil, bire bir aynısı olmasa da bir başkasının yaşayacağını bilmek...

yaralar...
(bkz: cici baba)
babanın evlenmesi olayına benzeyen ama aslında onun çok daha farklı bir versiyonu olan, çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakması yüksek ihtimalli durum.

anneniz senin yaşın küçükken başka biriyle evlendiyse çaresizce başına geleni kabul edersin elbet ama belli bir yaşa gelmişsen kaldıramayabilirsin. annen bir gün kalkar, babandan ayrılalı şu kadar zaman oldu, hayat yalnız geçmez bik bik bik derken tamam, anlarsınız lafın nereye gideceğini. uzun uzun konuşur da konuşur, onayını ister senin. bi kere sen onay vermesen de yapacak zaten, hikaye bunlar. ne yaparsan yap ama beni alet etme dersin. suratına anlamsız bir ifadeyle bakar çünkü bu konuşmayı yapmadan önce kafasında çok şey planlamıştır, seni halen çocuk sandığı için senin yerine düşünme gafletinde bulunmuştur bazı şeyleri. ne sanıyor ki annen? evlendiği adama cici baba diyeceğini falan mı? veya onlarla birlikte yaşayacağını, yeni bir aile olacağınızı falan mı? bunlar palavra, baştan söyleyeyim. bırak gitsin evlensin anne, kursun hayatını. bana daima tuhaf gelmiştir, annenin yeni kocasıyla birlikte yaşama fikri. ne işin var ki? genç bir kız ne yapacak babanın yerine getirilmiş yabancı bir adamla aynı evde oturup? onurlu olmak diye bişey var yahu. 15 yaşında falansan durum farklı olur tabi. bazı şeyleri kaldıramazsın derken annenle o adamın yatağa girmesini kastetmedim elbette. benim babam evlendi başkasıyla, hayatlarımız çok ayrı olduğu halde adam fatal error verdi mesela, annemi düşünemiyorum. bırakın anne istiyorsa evlensin, sen de otur alternatiflerini değerlendir. varsa imkanın yeni bir hayat kur, gir bir işe ve çalışmaya başla. başka bir şehirde üniversite okuyorsan bu biraz daha kolay, orada bir işe girip hem okuyup hem de çalışmaktan başka alternatif yok sanırım. hem uzakta olunca insanın kafası daha rahat oluyor, ciddiyim. gelmiyosun etmiyosun diye sitem de edemezler pek. arkana bakmadan kaç, ayır hayatını. ayırmasan bu defa annenin ilgisinin azaldığını, önceliklerinin değiştiğini görmek çok daha acı verecek bence.

benim lisede bir arkadaşım vardı, bununkiler yıllar önce ayrılmış ve annesi başka biriyle evlenmiş. arkadaşım ve kardeşine anneanneleri sahip çıkmış, anne farklı bir hayat kurmuş falan. bir süre sonra anneannede kalan bu çocuklar, evdeki dayının gözünde fazlalık olmaya başlamış ve evlenen anneye postalanmışlar. bir süre anne ve yeni eşiyle birlikte yaşamışlar fakat bu defa da yeni eş istememiş onları. hal böyle olunca bu çocuklar bu defa bekar bir hayat süren babanın yanına gönderilmişler. işte biz lisedeyken bu arkadaşım ve kardeşi babalarıyla birlikte yaşıyorlardı. anneleri hamileydi falan. lise bitti, yollar ayrıldı. sonra öğrendim ki kızın babası da evlenmiş ve babanın yeni eşi bunları istememiş. kız iki senelik üniversiteyi bitirdikten sonra bir yerde işe girmiş, kardeşi de liseyi bile bitirmeden işe girmiş falan. kızın nişanlısı vardı, evlenmek istiyorlardı falan... elbette herkes böyle olaylar yaşayacak diye bişey yok, benim fikirlerime de kimse katılmak zorunda değil, içimden geçeni yazıyorum sadece.

bu arada annemin evlenmesi gibi birşey gündemde yok, sadece empati kurarak yazdım bunları.
Kendisi sikecekmis kiyamamis düşünceli evlat.
din anlamında bir engel olmasa da özellikle erkek çocuk için annenin başka bir adam tarafından çatır çatır sikilmesi zor sindirilir.

Dost acı söyler.
kesinlikle kabul etmeyeceğim durumdur. ömrümün sonuna kadar bakarım yine de izin vermem.
Bu gidişle benden önce evlenir bu kadın.
Hahahah.
Eskiden olsa kötüydü ama artık insanların alıştığı olağan hale gelen durum. Bunun nedeni de boşanmaların inanılmaz artmasıdır. ister istemez bir çok çocuğun karşılaşacağı durumdur hiç boşuna kimse ahkam kesmesin. ilkokulda Yaşanmış gerçek diyalog şöyle:
- biliyormusun benim annem çok iyi bir adamla evlendi.
- yaa öyle mi? Benim ki de iyi bir abiyle bu yaz evlenecek.
Yani durum bu dostlar. Sosyoloji değişiyor toplum değişiyor insanlar alışıyor.
Hiç bir kadını 2. Kez evlendiği için eleştiremeyiz. Sonuçta mutluluğu araması falan normal.
Çocuk açısından bakarsak ise "Allah düşmanımın bile başına vermesin" türünden bir olaydır. ÖZellikle Bizim ülke gibi cinsel anlamda erkeğe verici kadına alıcı gözüyle bakan kültürlerde.
Erkek çocuk daha çok elalem ne der diye düşündüğünden kabullenemez. Tabi anneyi bir başka erkekle paylaşma stresi de cabası. Annesi çıplakken ona bakmayı aklının ucundan bile geçirmeyen bir çocuk, belki de annesinin bir başka erkekten hamile kaldığını öğrenecektir birkaç ay sonra.
Kız çocuk açısından problemler farklıdır. Örneğin evin içinde eskisi kadar rahat giyinemez. Banyoya girerken çıkarken daha dikkat etmesi gerekir. Üvey babasının bir de oğlu varsa durum daha da vahim.