bugün

isminde hayır yok aq ilk defa duydum şüphesiz.. ilginç bi bilgiymiş her gün yeni şeyler öğreniyorum sözlük sayesinde haha sjsj..
2023 de bitmeyecek miydi bu Lozan?
isminde hayır yok.
genellikle genç yaşlarda ortaya çıkıp yıllar içinde ilerleyen, boyun ve sırt omurlarının şeklini bozarak boyun eğriliği ve kamburluğa sebep olan otoümmin bir hastalık olan omurilik iltihabının tıbbi adıdır. Erkeklerde 2-3 kat daha sık görülür. Bu hastalarda iltihaplanma sonucu omurgadaki iki kemik birleşerek tek bir kemik hâlini alır. Türkiyede ışıkara ve suna pekuysal hastalığı olarak bilinir.
aylardır ortopedi doktorlarında bir sonuç alamadıktan sonra, tavsiye üzerine gittiğim romatoloji doktoru tarafından yapılan ilk kan testleri ve röntgen sonucu doğrultusunda tarafımda bulguları görüldüğü söylenen hastalık. yarın hla-b27 testini yaptıracağım. ardından ise mr. yaptığım araştırmalar ve sözlükte okuduklarım kadarıyla anladığım galiba beni zorlu bir süreç bekliyor.
Bir yıl önce teşhis konan hastalığım. Ataklarda sürünsemde bir süredir yok allahtan. Soğuğu ve stresi sevmediği tarafınca tespit edilmiş olup hala bir umut teşhisinin yanlış olmasını diliyorum.
kalça, omuz, kaburga, bel ve ensede sertlik ve ağrıya, kemiklerin birbiriyle kenetlenip kaynaşması sonucunda omurganın esnekliğini yitirmesine yol açar. Eğer ankilozan spondilitli bir akrabanız varsa, bu hastalığa yakalanma riskiniz artar.
Ankilozan spondilit, omurga ve leğen kemiğindeki eklemleri tutan, özellikle bel bölgesinde hareket kısıtlılığı yapan, kronik (süregen) bir romatizmal hastalıktır. Omurganın hareketini sağlayan eklem ve bağlarda gelişen iltihap sonucunda, eklem ya da kemikler hareketlerini yitirecek şekilde birbirleri ile kaynaşabilir.

Ankilozan spondilit otoimmun, yani bağışıklı sisteminin vücudun kendi dokusunu tanmayıp ona karşı savaştığı bir hastalıktır. Nasıl ki alerjik bünyelerde, vücut dışarıdan aldığı bazı gıdala karşı aşırı tepki gösterir; ankilozan spondilitte de bağışıklık sistemi, söz konusu o bölgedeki doku ve organları vücuttan kabul etmeme gibi bir yanlışlığın içine düştüğü ve o bölgedeki kendi dokusuna saldırdığı bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz.
Bu rahatsızlığınnedeni tam olarak bilinmiyor. Araştırmalarda ankilozan spondilit hastalarının %96 sında HLA-B27 geni olduğu tespit edilmiş. Ankilozan spondilit ile HLA- B27 geni arasında sıkı bir ilişki vardır, ama henüz netleştirilebilmiş değildir. Bu genin, bağışıklık sisteminin omurga ve eklemlere saldırmasına yol açtığı düşünülmektedir.Bununla beraber HLA-B27 genine sahip herkeste ankilozan spondilit olacak diye bir kural yoktur.
Bazen ishal veya idrar yolu enfeksiyonlarının bu hastalığı tetiklediği söylenebilir. Önceden belirtiler hafif olup şikayete yol açmazken, bazı tetikleyici etkenler bu hastalığı su yüzüne çıkartabilmektedir.
Omurga dışında kalça, diz ve ayak eklemlerinde de iltihaplanma görülebileceği gibi az sayıda hastada çeşitli organ bulguları gözlenebilir.
Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ciddi tutulumu olan hastalarda omurganın hareketlerini tamamen kısıtlayabilir. Buna karşın, sadece sabahları olan hareket tutukluğu ya da bel ağrısı dışında hiç bir yakınması olmayan hastalar da görülebilir. Omurgayı etkileyen romatizmalar spondiloartritler olarak isimlendirilmektedir. Ankilozan spondilit dışında, sedef hastalığının, iltihabi barsak hastalıklarının ve Reiter sendromunun da omurgada iltihaplanma yapabildiği bilinmektedir.
Göz hastalıklarından olan üveit adlı hastalığın sebeplerinden biri olan rahatsızlıktır. Tedaviye ara vermemek lazım ağrılar dayanılmaz bir boyuta ulaşabilmektedir.
endol ve salazapryl kullanarak eşlik ettiğim hastalık. atmayı unuttuğum günler çektiğim ağrılar hayatı yaşanmaz kılıyor, hep böylemi olacak diye endişeleniyorum. anti- tnf geçip bağışıklığımı baskılamak istemiyorum, şu anlık ilaçlara cevap var, cevap bitince ne olacak bilemiyorum. öğrendiğimden beridir yıkık dökük haldeyim, toplayamadım kendimi.
güncelleme: teşhis konulalı yaklaşık 2 ay oldu ve yaklaşık 3 yıldır bu hastalıktan çekiyormuşum 2. derece olarak sınıflandırıldım. doktorum hemen anti tnf onerdi bu yuzden de 1 aydır düzenli olarak tuberkuloz ilacı kullanıyorum. ancak teşhis konulur konulmaz yüzmeye başladim şimdi haftada 5 gün min 40 dakika yüzüyorum spor yaparken sırt ve bel bölgeme daha fazla önem veriyorum mobiliteyi arttıracak gerdirme esnetme ve basit a.s egzersiz hareketlerini yapıyorum, sabahları kalkar kalkmaz egzersizlerimi yapıyorum, gün içinde ufak egzersizleri aksatmıyorum, gece yatarken yuzustu ve sırtustu yatmaya çalışıyorum, ve tüm bunları düzenli yapmaya başladığımdan beri büyük bir gelişme kaydettim bundan 1 ay önce en fazla gece 4 e kadar agrısız uyuyabiliyo gece 4 de ter agrı içinde kaskati bir şekilde uyanıyorken su anda sabah sekiz mucuk dokuza kadar uyuyabiliyorum hem de hafif bir ağrı ve kahvaltımı hazırlayana kadar geçip giden bir tutukluk ile. gelelim asıl konuya bu verdikleri simponi isimli ilacın yan etkilerini görünce gözlerim doldu şerefsizim sonra düşündüm şu an buna gerçekten ihtiyacım var mı acaba diye. ve sanırım bu hastalıkla bol egzersiz düzenli bir yaşam ve tabi ki yüzme ile savaşmaya karar verdim. ileride çok daha kötü bir duruma gelirsem ağrı sonucunda o zaman sokarım bu zehri içime. şu an için agrı kesici bile kullanmama gerek kalmıyor bu hastalıktan muzdarip tüm arkadaşlara da egzersizler olsun başka seyler olsun yardımcı olmaya hazırım böylece biline.

az sonra da doktoruma bu kararımı bildireceğim nasıl karşılayacak onaylayacak mı bilmiyorum ama tedavi edici bile olmayan bir igne için şu safhada denek olmamaya kararlıyım.
Ankilozan spondilitin tipik belirtilerinden bilinen bazıları şunlardır:

Haftalar veya aylar içinde yavaş yavaş artan bel ağrıları,
Sabah sertliği ve ağrısı, gün içerisinde azalır,
Bu şikayetlerin üç aydan daha uzun zamandır devam etmesi,
Hareket ve egzersizle şikayetlerin azalması, dinlenmeyle artması, özellikle geceleri dinlenmeye geçildiğinde ve sabah kalkıldığında ağrıların daha şiddetli ve net bir şekilde ortaya çıkması,
Özellikle erken evrelerde, yani ağrının başladığı dönemlerde kilo kaybı,
Sürekli yorgunluk hissi,
Gece terlemeleri ve ateş.
midemdeki rahatsızlıktan dolayı su an için sadece salazopryn kullanabildiğim ağrıkesicilerden muaf olarak 3 aydır ağır bir atak ile dişediş savaştığım hastalık. ağrıya falan alışıyorsunuz ne kadar ağır olsa da ama insan 3 ay gece 4 5 saatten fazla uyuyamayınca koyuyor ulan. ağır spor yaptığımda nispeten çok daha rahat uyuyorum. sabahları da gune hazırlanabilmek belimdeki tutukluğu atabilmek için baya sıcak bir suyla duş alırken egzersiz hareketleri yapıyorum boylece gun içinde en azından rahat olabiliyorum. bakalım umarım üst seviye ilaçlara geçmeden bu atağı bastırabilirim.
tıp terimlerinden uzak, annelerin doktorlara ağrılarını anlatırken kullandığı dille tanımlamak gerekirse; boyundan aşağınızın felç olduğunu ancak vücudunuzun her bir noktasında, özelikle kalça, sırt, bel, omuz, bacaklarınızın arkalarında baltalar, kör bıçaklar saplı olduğunu düşünün. hem bir felçli gibi hareketten mahrum hem de her bir noktanızda delici sivri aletlerle geziyorsunuz. ağlasanız ağlayamıyorsunuz, gülseniz gülemiyorsunuz. birçok zaman yaşayan bir ölüye dönebilirsiniz. hastalığın atak döneminde, kamyon çarpan bir insan bile sizden daha aktif olabilir. oturamazsınız, kalkamazsınız, yatamazsınız, yürüyemezsiniz, ki zaten adım atmanız mümkün değil. oturduğunuz yerden uzanıp elinizle bir şey dahi alamazsınız, yatakta sağınızdan solunuza dönemezsiniz, eğilemezsiniz, eğilmeyi başarsanız da doğrulamazsınız. en basiti hapşurma hissi geldiğinde baltalarınız, kör bıçaklarınız oynayıp iyice derine gidecek diye doyasıya, hissederek hapşuramıyorsunuz bile. gerçi her hastada bu seyir aynı değil. 30 yıl önce bu hastalığın teşhisi konmuş biri bile sizden daha dinç olabilir. ya da 10. yılında biri yerlerde sürünüyor olabilir. ağrının hiç olmadığı gün yok gibidir. koşmayı özlersiniz, bırakın koşmayı, biraz bile olsa çocuk gibi hissedip şenlenmeyi, düzgün adım yürümeyi bile tercih ettiğiniz zamanlar olur. ağrının hat safhada olduğu zamanlarda özelikle, tüm rutininiz bile bitmiş demektir. bakıma muhtaç biri haline gelebilirsiniz. çok karamsar biliyorum ama gerçek bu.tüm bunlar elbette psikolojinize de yansıyor. tüm sinir sisteminiz alt üst oluyor. gençsiniz ancak bakıma muhtaçsınız. sorumluluklarınız var ama gücünüz yok. elinizden gelen tek şey şükretmek.

teşhisi kolaylıkla konamıyor maalesef. tahlil ve grafiklerde de gözükmeyebiliyor. hla b27 testinin temiz olması hastalığınızın olmadığı anlamına gelmiyor. ırsi olmasından dolayı çocuklarınızda da çıkabilir, işte bu en kötü gerçek. yapılan araştırmaların bazılarında detaylı grafiklerde dahi 6 yılını tamamladıktan sonra açığa çıktığı/teşhis konduğu yazıyor, ilginçtir. romatizmanın en kötü türlerinden biri. türkçe adıyla iltihaplı bel romatizması.kişideki bu hastalığa tam olarak neyin sebebiyet verdiği bilinmiyor. yine de nelerin sebep olabileceğine dair bir listeleri var.
*stres,
*doğum,
*genetik,
*psikolojik tramva,
*yukarıda sayılan hiçbir neden olmasa bile vücut kendi yapabiliyor
*vs.
sebep bilinmediğinden midir bilemiyorum, tedavisi yok. kullanacağınız ilaçlar, yapacağınız egzersizler hayat kalitenizi artırmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için.

hastalık ağrılı ve ilerleyici olduğu için önlem almak kişinin muhakkak hayrına.
ilk belirtilerinden biri sakroiliak eklemde bozulmadır.
hayat kalitenizi artıracak en etkili şey ise yüzme. imkanınız varsa muhakkak düzenli olarak yüzün.

hastalık kişiden kişiye farklı seyrediyor demiştik. duyuyorum bazılarının kan değerleri hastalığı tetiklediği için uygulamak zorunda oldukları diyetleri var.

kaynaklardan edindiğim başka bir bilgiye göre bozulan eklem sıvısı kemikleşip zamanla omurgada yeni omurlar (aslında bozulan eklem sıvısı ama omuru taklit ediyor) oluşmasına, dolayısıyla omurganın uzamasına ve kamburluğa sebep oluyor. önüne geçmek için bol bol yüzün, imkanınız yoksa muhakkak egzersizlerinizi yapın. hareket halinde olun.
Süründürüyor. Acı çekmediğim an nadir. Acısız ölüm varsa acilinden bi tane.
Bu hastalığa yakalandığımı ögrendim, gittim motor aldım zaten sakatız ölsek nolur.
lanet hastalık, insanın iliğini kemiğini kurutur. hele crohn ile birlikte baş gösterirse isyan ettirir. öldürmez süründürür.
ne kadar stres o kadar ağrı, tarafımca tespit edilmiştir. gerçi doktorlarda söylüyordu ama bu denli etkili olacağını tahmin etmemiştim. şuan dahada bir yoğun ağrılarla mücadele ediyorum. eğer bu hastalığa sahipseniz siz siz olun stresten uzak durun yada durmaya çalışın.
Tedavisi mümkün olmayan kronik , 15-35 yaşları arasında ortaya çıkan ve genelde gençlerde görülen bir hastalık.

Belirtileri;
- Bel bölgesinde, bacakta, sakroiliak eklemde, dizde, boyunda agri.
Ağrı genel olarak vucudun sakroiliak eklem bölgesi altında ve üstünde başlar. Bacak, Kalça ve bel bölgesi ilk olarak etkilenir. Ağrılar başlangıçta gelip geçici şekilde dönemler halinde gelir ve gider. Bu yüzden ağrıların nedeni ters hareket, spor yaralanmaları, stres olarak yorumlanabilir. Eğer ağrılarınız düzeliyor ancak yeniden başlıyorsa AS oldugunuzdan şüphelenebilirsiniz. ilerleyen dönemlerde yürümede güçlük, yalpayarak yürüme baş gösterebilir.
-Tutulma,
Tutulmalar genellikle boyun ve bel bölgesinde kendisini gösterir.
Özellikle sabahları belinizde bir tutulma, sertleşme harekette kısıtlılık fark ediyor, ancak gün içinde düzeldiğini hissediyorsanız, sevinmeyin.AS oldugunuzdan şüphelenmenizi gerektirecek temel belirti budur. AS de tutulma hareketsizlik zamanı artar hareketle azalır.
-Gece terlemesi,
Geceleri bel, boyun ve sırtınızda terleme hissediyorsanız, vucudunuzda ters giden bir şeyler oldugundan şüphelenmeniz ve yukardaki septomlarında olması halinde AS oldugunuzdan şüphelenebilirsiniz. Genellikle yastıgınız sabahları boyun bölgesinden ıslak ve nemli olacaktır.
inanilmaz bel agrilarına , sürekli ilac kullanmanıza neden olan, her sabaha agriyla uyandiran, kışın süründüren , yazın ise yıldıran bir hastalık.
bel ağrısının en ilerlemiş halidir, romatizmal olanıdır, çok ağrı verir özellikle de hareketsiz kalındığında, sabaha karşı vesaire ağrıları azaltmak için ise yaz aylarında bol bol yüzmek ve kış aylarında ise doktorunuzun verdiği egzersiz hareketleriyle belkdeki kasları güçlendirmek suretiyle çözüme az da olsa kavuşmak. ha bu arada bu hastalığın net çözümü yok ölesiye kadar sizinle ne kadar benimserseniz de o kadar az ağrı verir.
benimde içinde bulunduğum aktif dönemi baya bi ağrılı geçen eklemlerde şişlik ve kızarıklık meydana getiren hastalık. şu an 4 gündür ayrılmaz bi bütün oluşturduğum yatağımdan yazıorum. o derece kötü bi hastalıktır.
düşmanınıza beddua olarak ''ankilozan spondilit ol'' diyebileceğiniz türden ağrılı ve hareket kısıtlamalı bir hastalıktır.
kendimde olduğunu yeni öğrendiğim hastalık. şu an şiddetli bir şekilde beni rahatsız etmese bile hastalık hakkında yazılan yorumları okudukça dibe batıyorum. *
son 2 yıldır iğne (enbrel)ondan önceki 3 yıl hap ile tedavisini gördüğüm hastalık, az önce iğnemi vurdum da bi enty gireyim dedim. türkiye`de teşhisi koyulana kadar epey zahmet çektim.

(bkz: öldürmez süründürür)

ama yine de olabildiğince pozitif olmanızı gerektiren bir hastalık.
ayrıca ilaçlarının ağır yan etkileri vardır. (bkz: verem) ppd testi yapılıp iğneli tedaviye başlandıktan sonra epey bi süre inh(anti tuberkuloz) tavsiye edilir.

seviyoruz. alıştım ben ya.
ilaçlarla mide nasıl delinir insana öğreten hastalık.