bugün

Ajdar. Allahım yarattın bari takip et, dedirterek *
Arzu Yanardağ'ın var oluşu bence kesin kanıttır. Böyle bi güzellik sanmıyorum ki başka bi metodla ortaya çıkmış olsun. Bi de Müjde Ar var ama, yok yok onu saymıyorum, vazgeçtim.
Tarağı kazağa sürtünce kağıtları çeken elektrik akımı.
çok çaresiz kaldığında, hiç beklemediğin bir anda, asla anlayamadığın bir şekilde sana yardım eli uzatılması.

edit: (bkz: sözlükteki ateistler)
şunu anlamakta güçlük çekiyorum bu konuda; kimsenin görmediği bilmediği bir tanrı veya öteki dünya kavramı insanlara normal gelebilirken, bütün dünyanın gördüğü ve onun bütün olumlu yönlerinden faydalandığı sosyalizm insanlara ütopik geliyor. yani tanrının varlığını ispat eden ne olursa olursun bence bu olgu ütopiktir.
hiiii* ne dediiiii
(bkz: töbe töbe)
(bkz: şeytanın varlığını ispat eden şeyler) i de akıllara getirir.
aslında boş kümeden ibarettir lakin insanoğlu böyle bir varlığa inanma ihtiyacı duyduğu için sözüm ona ispatlar ortaya atılmış ve bu şekilde insanların beyninde inanmaya yol açan rasyonel nedenler yaratılmıştır.
(bkz: ayna)
yaratılanlar ve düzenin mükemmeliği tartışmaya açık bir konudur. insanoğlu yaratılanlar arasında bizim bildiğimiz en mükemmeli olarak gösteriliyor. oysa mükemmellik anlayışı nasıl bir şeydir? ya da nerede başlar bilmek gerekir? mesela otuz tane bebekten oluşan bir grubu bir adaya koyalım. bunlara robotlar bakabilsin. teknolojimiz ileride olsun ama bu bebeklerin genleriyle oynanmış olsun ki, doğar doğmaz üç kollu, beş gözlü olarak doğsunlar. ama daha önce bizim normal diye tabir ettiğimiz insanlardan görmemeliler. sonra bu çocuların eline on beş yaşlarına geldikleri zaman kuran-ı kerim'i verin ve bu sizin son dininiz ne derse doğrudur deyin. doğal olarak insanoğlunun mükemmel ve üstün yaratıldığını öğrenecekler. başka bir kıyaslama olmadığı için üç kollu beş gözlü insan onlar için mükemmel olacak. yani tesadüfen yaratılmış herhangi bir canlı daha önce bir kıyas olmadığı için kendisine mükemmel ve üstün denmesine inanacaktır. kısaca eğer üç kollu ve beş gözlü olarak yaratılsaydık biz kendimize yine mükemmel ve üstün diyecektik. tesadüfi oluşumun esprisi burada yatıyor. yani semavi dinler bu ayrıntıya cevap veremedikleri için.
(bkz: ajdar)
yüzyıllar öncesinden beri halkın desteğini alabilmek için onlara söylenen bir yalandan ibarettir.
kanıt olarak nitelendirilmesi yanlış olan şeyler. Kanıt olsalardı bütün insanlık bu kanıtlar ışığında Allah'ın varlığını kabul ederlerdi. Ama bunlar kanıt değillerdir. Haa tabi birde göz önüne çekilen perde vardı. Tamam anladım, ben bu kanıtları ondan anlayamıyorum. Yoksa kanıtlardır. Perdesi çekilmeyenler anlar, çekilenleri büyük bir azap beklemektedir. Tabi, tabi.
her soruya verilen bir cevap ya da her mevhumun bir ispatı olsa zaten üzerlerinde ihtilaf olması için bir sebep kalmaz. bundan dolayıdır ki bir yaratıcının varlığının açık ve net bir bilimsel kanun gibi ispatı olduğunu iddia etmek ya da böyle bir ispat beklemek matnıklı değildir. bu bir iman meselesidir. etrafınıza bakar gözlem yaparsınız, tespitleriniz olur ayrıca peygamberler vasıtalarıyla gönderilen mesajlara bakarsınız ve bunları değelerdirirsiniz nihayet inanırsınız ya da inanmazsınız.

ilahi bir varlığın varlığının bu ispat edilemezliğine karşılık, yokluğunun da ispatı yoktur. her nevi maymun insan iddialarının,teorilerinin neticesinde gelir ''eninde sonunda herhangi bir zamanda her hangi bir şey hiçlikten ya da boşluktan varolmuştur'' gerçeğine dayanırız. mantıkla izahı mümkün olmayan bu su götürmez gerçek bizi yine matığın alamadığı inanışlara sürükler. yani her şeyi tesadüflere dayandırmak bile yeterli olmaz başlangıçı açıklamak için.

yani insanı tanrı inanışına iten sadece kendisinin en mükemmel varlık olduğuna inanması değildir. en mükemmelinden tek hücresine,virüsüne belki milyonlarca çeşit canlının varlığı, evrenin varlığı, dünyanın evren içerisindeki varlığını devam ettirebilmesini sağlayan koşulların varlığı, dünyayla milyonlarca canlının oluşturduğu ahenk, canlıların birbirlerinin neslinin devamını sağlaması ve tabii ki insan.

kıyamet suresi 37- Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi?

38- Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'

39- Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı.

salt insanı düşündüğümüzde dahi bu tesadüfler yığını insana daha inandırıcı bir çıkış yol aratmaktadır. ondan dolayı herşeyi tesadüflere bağlamayıp ispat edilemeyen ilahi bir varlığa inanmak da ne ayıptır ne cahillik göstergesidir.

nihayet iki inanışta sonsuza dek bir bilimsel kanun gibi hayatımızda yerini alamayacaktır.hem iman eden bir insan için düşündüğümüz zaman o şekilde sınav olmaz zaten öyle olsa bu hayatın bir manası olmaz.
Ey insanlar bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin! Haberiniz olsun ki sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelseler bile; şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de! (hac.73)
(bkz: aşikar)
aslında hiçbirşeydir çünkü şu ana kadar var olan iddiaların hepsi teoriden ibarettir. ama konu inanıp inanmamaksa insanlar asla kanıtlanamayan şeylere inanmayı değil, hisleri doğrultusunda güvendikleri şeylere inanmayı seçer..
(#2609853)
ispatın tanımı bilinmeden kurulmuş, "tanrının varlığını sezdiren seyler" olarak düzeltilirse doğru kabul edilebilecek önermedir. zira tanrı'nın varlığına bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır, ona ancak sezgiyle ve öğretilen bilgilerle ulaşılabilmektedir.
çevreye biraz dikkatli bakıldığında her şeyin o kadar güzel ve kurallar çerçevesinde oluştuğu görülür. her gün güneş aynı yerden doğup, aynı yerden batıyor. dünya her yıl dönüşünü 365 gün altı saatte tamamlıyor, dünya güneşin etrafında dönerken ona çarpmıyor, başka bir değişle yörüngesinden şaşmıyor ve bunlar kainat kurulduğundan beri hiç şaşmadan, kuralını bozmadan devam ediyor. kaainatta bulunan hiç bir meyvenin tadı, kokusu birbirine benzemiyor veya hiç bir insanın ses tonu kimseye benzemiyor. yani kısaca bunlar sadece çok büyük bir varlığın sayesinde olabilecek şeylerdir. tabii sonuçta görmeyi bilenedir. görmek istemeyen her şekilde kendince bahaneler bulacaktır.
evrendeki deliller,
yeryüzündeki deliller,
gökteki deliler,
mikrodünyadaki deliller,
bitkilerdeki deliller,
denizdeki deliller,
hayvandaki deliller,
insan bedenindeki deliller,
metafizik deliller,
ruhtaki deliller...

insan bedenindeki deliller;
1. Hücre içi istihbarat Birimleri
2. Koku Alma Mucizesi
3. 14. Kromozomun Keşfi ve Yakın Gelecekte Ortadan Kalkabilecek Hastalıklar
4. Yankılanmama Mucizesi
5. Savunma Sistemi Mucizesi
6. Gözdeki Kusursuz Tasarım
7. En Mükemmel Göz Damlası: Gözyaşı
8. Hücredeki Bilinç
9. iskeletin Yaratılışı
10. Kanın Vücudumuzdaki Hayati Fonksiyonu
11. Damarlarımızdaki Mükemmel Tasarım
12. insanın Yaratılışı
13. Büyüme Mucizesi
14. insanın Yaratılışındaki ihtişam
15. Algılar Dünyası: Koku Mucizesi
16. Vücudumuzdaki Arıtma Sistemi
17. Bir Mühendislik Harikası: El
18. Nasıl Nefes Alıyoruz?
19. Gizli Bir Alem: Beyin
20. Vücudumuzda yaşam boyunca sönmeyen bir ateş taşıdığımızı biliyor musunuz?
21. Vücudu sürekli temizleyen arıtma tesisi nasıl oluşmuştur?
22. Hayat Boyu Süren Kopyalama: DNA
23. Hormonal iletişim Santralleri: Tiroid Bezleri
24. Vücudumuzdaki Bağımsız Fabrika: KARACiĞER
25. Dijital Makinelerin ilkel Kaldığı An
26. Koku Alfabesi
27. Dildeki Kompleks Haberleşme Sistemleri
28. Milyonlarca Yıldır Bizim için Çalışan işçiler
29. Dildeki Bakteriler
30. Sonsuzda Bir ihtimal
31. Vücudumuzdaki Mucize ilaç: Kortizol Hormonu
32. Vücudumuzdaki Su Miktarını Ayarlayan Gizli işlemci
33. Bilgisayar Teknolojisinin ilham Kaynağı insan Beyni
34. Teknoloji insan Kalbindeki Tasarıma Ulaşamıyor
35. Kod Adı: Şifre Çözücü
36. Zaman Ayarlaması ve Cinsiyet Ayrımı Yapabilen Hormonlar
37. Konuşma Mucizesi
38. Tasarım Harikası Burun
39. Kontrol Sistemli Yüksek Verimli Motorlar Kaslar
40. Tat Alma Sistemindeki Muhteşem Tasarım
*
böyle mükkemmel mücizelerin hiç biri tesadüf olamaz. tabi bunların hepsi "öğrenmek istiyene".

ayrıntılı bilgi için;

--spoiler--
http://www.allahvar.com/
--spoiler--
bebeğin anne karnındaki gelişim süreci:

ilk 3 aylık dönem (1.trimestri )

Döllenmeden yaklaşık 1 ay sonra embriyo içinde basit bir kan deveran sistemi çalışmaya başlar. Spinal kord (omuriliğin ilk taslağı) kapalı ve embriyo yaklaşık 4 mm uzunluğundadır. 2.ayın sonunda kalbin kapakçıkları ve dört odacığı oluşur ve çalışır hale gelir.Doppler ultrasonografi ile kalp sesleri duyulmaya başlar.Bu sırada sinir sistemi de gelişmeye başladığından motor aktivite de başlar.3 ayda fetus hareket edebilir hale gelir.Minicik bacaklarını ve kollarını oynatmaya başlar.3.ayın sonunda yaklaşık 21 gr.kadar, yani bir mektup zarfı ağırlığındadır. Uterus içinde gestasyonel sac ve 9 mm boyundaki 6 w lık normal seyirli gebelik ; 8 haftalık gebelikte yolk sac,kol ve bacak taslakları rahatlıkla görülebiliyor ;Fetal kalp sesi gelişen teknoloji ile birlikte 6-7. haftalardan itibaren duyulmaktadır.Daha büyüdüğünde ultrasonografide kalp hareketleri de gözle görülür hale gelir

ikinci 3 aylık dönem: (2.trimestri )

4. ayın ortalarına doğru fetüs yaklaşık 15 cm uzunluğuna ulaşır.Kollar ve bacaklar,tırnaklarıyla birlikte,artık tamamen şekillenmiştir.Saçları çıkmaya başlar.5.ay başladığında sese karşı reaksiyon gösterir.Saçı renklenir.6.ay içinde boyu 30 cm ye kadar ulaşır.iç kulak yapısal olarak çalışmaya uygun hale gelmiştir.Başparmak yakalayama kabiliyetini kazanmıştır. 12.haftalık fetus,yüz yavaş yavaş şekillenmiş,özellikle alın,göz çukurluğu ve burun fark ediliyor.dikkat edildiğinde sol elini ağzına götürmüş olduğu fark edilebilir ; 16. haftadaki fetüsün yüzü yaklaşık olarak 4 cm kadar olmuştur.Ve yüz net olarak görülebilmektedir ; ikinci trimestri de fetal ön kolda, ulnar ve radial arterlerdeki kan akımının renkli doppler ultrasonografide görünümü ; Sıvı hareketini algılayabilen ileri teknoloji ultrasonlarla fetusun idrar yapışı ( miksiyon ) yakalanabilir ; 20 haftalık fetus. Fetal kardiak sistem,akciğerler,karaciğer,böbrekler,sindirim sistemi ve genital organlar gibi tüm sistemler büyük oranda değerlendirilebilmektedir.

üçüncü 3 aylık dönem: ( 3.trimestri)

7.ayda ( muhtemelen ) tat alma duyusu oluşmuştur. Bu dönemde yaklaşık olarak 33 cm kadar olan boy daha da artarak doğuma kadar 50 cm civarına kadar ulaşır.Kilosu ise 3 kat kadar artar.8 ay içinde akciğerler gelişimini tamamlar ve dış dünyaya uyum sağlayabilecek yetiye sahip olur.15 gün önce ya da sonra da olabilmekle birlikte ortalama 40. haftada doğum gerçekleşir...Küçük insan yeni dünyaya merhaba der...

Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra bir başka yaratılışa dönüştürüp yaratmaktadır. işte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz? (Zümer Suresi, 6)
ispata gerek olmayan, bakılan herşeyde, onun hikmeti olan, tek bir örnek verecegim:

fizik kanunları mesela, sadece yer çekimi olmasaydı, uyuyup dinlenmek için, tavana balanmak zorunda kalırdınız, idrarınızı, bir delikten içeri yapmak zorunda kalırdınız aksi halde, idrarınız nefes aldıgınız havaya karısırdı, suyu nasıl nerden temin edebilirdiniz bilemiyorum, bir bina yapıp içine girmeniz mümkün olmazdı, kan sürekli beyninize hücüm ederdi, bünye rahat çalışmazdı, agaçlardan, ottan böcekten hiç birisi yasayamazdı,ortamda oksijen yine olabilirdi ama, sürekli, birşeylerin ucustugu bir ortamda, toz pislik, idrar, dışkı, ne aramak istemezseniz hepsi ortalıkta gezinirken yolunuzu bulup bir yerden bir yere ulaşmak mümkün olurmuydu bilmiyorum.

not: allahın varlıgının ispatı, allahın 99 isminde gizlidir, varlıgının ispatını isteyen her kişi, allahın isimlerini bir kere okur ve düşünürse bulacagı en güzel yerdir.

not: allahın varlıgının ispatını istemekse, akılla açıklanamayacak bir durumdur.

not: allahın varlıgını özürlü insanlarımızda daha rahat görebilirsiniz, insan vucudunun temel tası, dna'da, sadece bir gen artışı, insanda nasıl bir duruma neden oluyor, neden genel saglamda, nadiren bu şekilde bozukluklar olan insanlar dünyaya geliyort, bu düzenin bir sahibi yok mu hakikaten sizce,inanarak mı söylüyorsunuz bunu..
(bkz: yok öyle birşey)

bilimsel olarak yoktuır allah'ın kanıtı. suyun 100 derecede kaynaması gibi, kütlelerin birbirini çekmesi gibi, moleküllerin birbirini tanıması... gibi kanıtları yoktur allah'ın. elle tutulan, gözle görülen; kısacası somut kanıtları yoktur.

olamaz, ispatlanamaz. mahkemeye çıkıp suçsuz olduğunuzu "allah biliyor hakim bey, ben yapmadım" deyin bakalım neler oluyor. yoktur çünkü.

dikkatinizi çekerim, "allah yoktur" demiyorum, "allah'ın varlığının kesin kanıtları yoktur" diyorum.

bu yüzden buna inanç diyorlar zaten. mesele bilmek veya bilmeme, duymak veya duymamak gibi birşey değil; mesele inanmak veya inanmamak.
yeni doğan bebekler.