bugün

güzel rol yapmayı gerektiren bir durumdur.
bir savunma mekanizması * sonucunda dışarıya hediyeyi aşırı şekilde beğenmiş gibi yansıtabilinecek durum.

-ee ne getirdin bana istanbul'dan?
-işte burdaaaaa!!!
-aa çorap.. heeey çorap yaşasın! başka bir şey istesem olacakmış yani. vay canına..evet..
-beğenmene sevindim.
-evet.. süper... gerçek bir çorap!
(bkz: hediye olarak kitap almak)
bazen beyaz yalana başvurulamayacak kötü olur hediye. o zaman, kıçınızı yırtsanız beğenemezsiniz. hani beğendim derseniz, zaten inandırıcı olmayacak, bari kendinize saygınız kalsın.
örnek mi, hemen veriyorum;
evden hafta sonu ayrılmışım. o zamanlar çıktığımız ikinci karım sağolsun çok seviyorum diye etli yaprak dolması yapmış. şimdi beğendim aslında ama, her birinin boyu yaklaşık 20 santım kalınlığıda, na böyle kolum kadar...
haliylen evirdim, çevirdim, ulan bu nedir diye inceledim. hatunda yüzümden anlayarak "sevmedin dimi" diye sordu şimdi bu saatten sonra sevdim desem ne olacak. açık yürekliliklen söyledim. hatta "ahahahahahahah böle dolmamı olur kız cimcime" gibi bişiler bile söyledim. bitti mi? bitmedi...
bir gün sana dolma yapacağım dedi. yahu zahmet etme dedim, dinletemedim. biliyorum başıma geleceği a.q. akşam bir geldim parmak gibi incecik. ,ooo süper yapmışsın, derkene bir yandan da ısırıverdim. cümle yarım kaldı ve salamura suları vırck diye fışkırdı. içine bir şey koymamış meğer ince olsun diye. evlendik hala ısrar ediyor dolma yapayım diye. ben de 10. dan sonra kıvamı tutturdu diye sevinirken, boşandık. ulan dolma tarifini çalıp kaçtı iyi mi?
not:etli yaprak dolmayı layıkıyla yapan hatunlar özele bekliyorum anacım.
imza: sözlüğün sırtlanı
alınan hediyeyi beğenmemek bence karşı tarafa yapılan büyük bir terbiyesizliktir.
hevesin kursakta kalışını hazmedebilmek mı yoksa hediyeyi çok beğenmiş numarası yapmak mı daha zordur bilinmez.
alınan hediyeyi beğenmemek (beğenilmediği çaktırılmadı ise) hediyeyi alana zararsız fakat bünyeye zararlı bir durumdur.
bulupta bunma durumları.
hediyeyi alan taraf zorlama bir yüz ifadesiyle "aaa, çok sağol, zaten ne zamandır ihtiyacım vardı böyle bir şeye" diyorsa, bilin ki o hediye amacına ulaşmamıştır.
o evinde kıç yayarken sen otobüsle o soğukta alışverişe gidersin mağaza mağaza dolaşır ona uygun olabileceğini düşündüğün bir hediye alırsın, sonra bir kırtasiyeye uğrar hediye paketi ve bant alırsın. kendi imkanlarınla paketlemeye çalışırsın, sonra onu alırsın valize yerleştirirsin şehirlerarası götürürsün, taşırsın, sonunda sahibine teslim etme zamanı gelmiştir diye sevinirken hediye paketinin açılması ile ''ala ala bunu mu adın?'' ''pazardan mı aldın?'' şeklinde soru cümleleriyle karşılaşırsan işte o zaman katil olmak için çok geçerli bir sebebin vardır artık.

not: yine de katil olmadım.
genelde olan bir durumdur. beğenmeseniz bile çok beğenmiş gibi davranmanız gerekir. bu sayede iyi bir oyuncu olursunuz.
doğum günümde arkadaşım bana hediye almıştı. hani şu gün yapıp, kapı kapı gezen babaannelerin kullandıklarını şallar vardır ya, ondan işte. elime verdi hediye paketini. ''hadiii açsanaa yaağ.'' diye pis pis sırıtıyor. bende '' heralde şal felan almamıştır ya.. yani böyle bir şey yapmış olamaz.'' gibisinden geçiriyorum içimden. hediye paketini açtım ve hayatımda gördüğüm en kötü şal avuçlarımda duruyordu. bişi demedim. sadece teşekkür edip, çok beğendiğimi söyledim. eve gidince de zaten ninem hediyeyi görüp ''aaa bana hediye mi aldın? ay ince fikirli torunum benim, oy oy. '' diyip, şala el koydu. öyle sözlük. o an suratımın sırıtıcam diye nasıl kasım kasım kasıldığını bilemezsin.
belli edilmemesi gereken durumlar listesinin başında yer alan eylem.
''Hıııııııııııı'' ile başlayan cümle kurulur genelde *
çok zor bir durumdur. atsan atılmaz, satsan satılmaz. allah kimseye yaşatmasın.
Beğenilmese bile çaktırılmaması gereken durumdur.