bugün

arka arkya sigara içmeme ve titrememe sebep olan maç...
67-64 gerideyiz. son 5 sn bi üçlükle uzatmaya götüreceğimiz maç.
ulan kahpe top bari bu hücumda bizi sev.
kenardan topu oyuna sokamadığımız maçtır.

bu ne biçim konsantre amk?
zorla yenildiğimiz kahpe maçtır.
uygulamalı olarak "bir maç nasıl rakip takıma armağan edilir" maçı.
fransanın kazandığı maçtır.daha doğrusu girmeyen 3 lüklerimiz yüzünden kazanılmış maçtır.
parker'ın dili ne iş onu çözemedim.
orhun ene'nin hiddink'leştiği maçtır.
gösterip elletmeyen bir milli takımımız vardı, 5 saniye faciasıyla resmen yüzüp yüzüp kuyruğuna geldikleri bir denizde boğuldular.
21'de 4 üçlük atınca ne yazık ki kaybettik. kerem tunçeri'ye selamlar.
3. çeyrekte tam farkı üçe indirdiğimiz anda emir preldzic'i oyundan çıkarıp farkın 13'e çıkmasına neden olan orhun ene yüzünden yenildiğimiz maçtır. kusura bakmayın ama şampiyonadan hemen sonra orhun ene'yle yolları ayırmak gerekir. çünkü takımı yönetemiyor.
son saniyede sıvayacaktınız madem, işleri şu raddeye getirmeyin. Adamda kalp bırakmadınız ulan allahsızlar.
5 saniyede topu oyuna sokamadığımız maçtır.
hani şut attıktan sonra potadan çıkan tıkırt diye bir ses var ya işte o sesi o kadar çok duydum ki bu maçta hala zihnimde tıkırt tıkırt tıkırt diye kendini tekrarlıyor. anladık savunmadan başlar herşey, iyi de savunma yapıyoruz onu da anladık ama oyunun adı da baskebol; basket atmak ile ilgili diye biliyorum ben bu oyunu temel olarak. hepsini geçtim kenardan top çıkarmaktan da mı haberiniz yok. delirmek üzereyim. yaşattığı heyecan yeter demek istiyorum ama kanser olduk be abicim.

tıkırt tıkırt tıkırt tıkırt...
tarihimizin en kötü maçlarından biri, ıııığaaa...
orhun ene nin işini çok iyi yaptığı maçtır. bu aşkın katili kerem tunçeridir. üçlük atamayacaksın, iki sayı hak getire, asist öyle ahım şahım bir ortalamada yok. hala takımda olmasının tek nedeni aynı tecrübeye sahip bir alternatifinin olmaması. emir topu oyuna sokamadı diye isyan edeceğinize senin oyun kurucun senin forvetlerin o topu nasıl alamadı diye isyan edin. belki tek hatası orhun ene nin kereme güvenip oyun çizmesidir. enderin sayı katkısı asistle beraber 4 dür. kerem sayı üretememiş 3 asistle kalmıştır. işin özü budur.
40 dakikaya yakın bi süre devamlı top kayıpları ile oynayan bi takımın, 5 saniye topu oyunda tutamaması normal sonuçtur. mağlup olmasak şaşırırdım.
fransa'nın çok iyi oynadığı maç .

bu performansla şampiyonayı alabiceklerini gösterdiler .
orhun ene'ye artık daha fazla tahammül etmememiz gerektiğini bize gösteren maç. tam emir'le biraz istikrar yakalamışken oyundan çıkarıp bütün dengeleri bozması ve oyunun sonunu iyi kurgulayamaması yüzünden yenildiğimiz bir maçtı. kimse 5 saniyede topu oyuna sokamayan emir'de suç bulmasın arkadaş. bu takım olabilecek en kötü şekilde yönetiliyor. sırbistan maçını da kazanmak farz oldu bu arada.

not: fransa da iyi falan oynamadı, biz elimizle verdik heriflere maçı. berbat oyunumuza rağmen yine de maçı kazanacak seviyeye getirmiştik.
gerçek şu ki savunmayı iyi yapıyoruz ama bir eksiğimiz var nokta şutörümüz yok bir ibrahim kutluay yada serkan erdoğan tipi yeri geldiğinde kullanılacak bir şutör mutlaka gerekli.
zone zone zone. orhun ene neden acaba sadece son periyod alan savuması yaparsın ki. bu herifleri geçen sene biz neyle yendik. dış sayı tehditi olmayan bir takıma sadece son periyod alan savunması yapmak acemilikten başka birşey değildir.
kimse kusura bakmasın ama ilk periyot da dahil olmak üzere kazanacağımızı anladığımız maç oldu.ilk periyot 14-12 bittiğinde sadece hücum ribauntlarıyla bu skoru elde etmiştik. 2. periyotla birlikte hücumumuzun iyi olmadığı iyi savunma yapan bir takım olunca iyice ortaya çıktı. içeriyi iyi kapattılar ama şunu biliyoruz ki sırtı dönük oynayan pivotumuz yok. oğuz savaş sırtı dönük oynayabiliyor ama sadece kendisinden daha ağır bir pivota karşı. adam bir pivot için bile çok ağır.

dış şutları yine sokamadık. bi ara çember dövme sesinden televizyonu kırasım geldi. içeriden skor üretecek oyuncunuz yok.dışardan atamıyosunuz.faulleri de son dakikalar dışında iyi sokamadık. en azından hücumda biraz hareketli olursununuz ama o da yok.zaten belli bir yerden sonra özellikle 3.periyot da madem atamıyoruz niye savunma yapıyoruz düşüncesiyle savunma da gevşedi.

maçın bu kadar başabaş geçmesi şaşırtıcı asıl.bu takımın sorunu hücumda. bu kadar statik, hareketsiz, passız, sadece bireysel çabaya dayanan hücumlarla işimiz zor. kısacası sert savunmayla çok maç kazanabiliriz, ama iyi savunma yapan takımlar bizi her zaman yenebilir. çünkü ikinci bir planımız yok.
kerem tunçerinin kaçırdığı son anlardaki üçlükle beraber tv yi kapatmama neden olmuş maçtır.
emir'in maç boyu iyi oynayıp,maçın son anlarında yaptığı basit hatayla kaybettiğimiz ikinci maç.ilki polonya maçı oluyor.topu kendi ayağına çarptırmış ve geri pas olmuştu.

suçlu arayıp emiri bulmuş değilim,konsantrasyonun ne kadar düşük olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
keremin polonya maçındaki gibi attığı üçlük de aynı hesap.

dünya ikincisi takımız demeyi biliyorsan,böyle hatalar yapmaya hakkın yoktur.lafın özü;saygı duyulacak bir oyun göremiyoruz sahada, ihsan bayülken!
kim sağolsun desem bilmiyorum ama 1 ya da 2 sayılık farkı kapatmaya çalışırken 4 sayıya çıkararak bitirdiğimiz maç.

başlarda çok güzel öne geçtik, güzel gitti. ama sonrasında biraz salladık mı, rehavete mi kapıldık nedir fişek gibi geldiler adamlar. anlayamadan deli gibi fark açtılar. bizim takımımız sürekli aynı tempoda mücadele eden bir takım değil bir anlık top çalmayla üstlerindeki ölü toprağını atabilip en küçük olumsuzlukla yeniden o hale bürünebiliyoruz. psikolojimiz çok önemli çokça gördük bunu. keşke hep asılsak oyuna ama ne diyebiliriz ki bizim bile ekran başında ümidimiz kalmıyor onlar bir de bunun için mücadele ediyorlar. yaptıkları duygusallığın profesyonellikte yeri yok belki ama bu hep hissedilir derecede böyle. bence en başta bunu yenmemiz gerek.

ayrıca ömer aşık'ın oyundan çıktığı an kaç sayı ilerideyken kaç sayı geri düşebileceğimizi gördük. enes'i de kullanabildiğimizi düşünmüyorum. ha her hata taktikte, psikolojide bilmem neyde mi? hayır. çok net bir şekilde kısmet olmadı bize bu maç. genel olarak kimsenin üçlüklerde hatası yoktu. hatanın olduğu kadarı da maçın kaderini etkileyecek gibi değildi. üstümüzde bir şey vardı ve çok güzel hücumlarımız, pota dibinden basketlerimiz bile boşa çıktı. olmadı yani bariz bir şekilde. beceriksizlik filan da değil. olmadı. son periyot çok başarılıydık, farkı çok güzel kapattık ama malesef birazcık geç kaldık. tony parker üçlük kaçırdıkça olacak galiba diye ümitlendik ama olmayacakmış. eh peki madem. önümüzdeki maçlara bakarız. gene geçen seneki müthiş adrenalinle sırbistan maçına kilitleniriz. ha ama sonu zafer olmak kaydıyla. kendi kendimizi zora soktuk resmen gene ama yapabildiğimiz zaman da top bizi istemedi. olsun, maddi manevi lay lay lay laaay.

bir de semih erden'in yokluğu nasıl hissediliyor yahu öyle, çok arıyor gözlerim onu. gelse gelebilse keşke. seviyoruz sizi dev adamlar.