bugün

7 eylül de vizyona girecek james mangold filmi...

başrollerde russel crowe ve christian bale oynamışlar. sıkı bir western filmi...

film, yuma ya gitmek üzere olan treni bekleyen kanunsuzu ve bu kanunsuza yataklık etmek zorunda olan çiftlik sahibini anlatıyor...

karizmatik posteri;

http://www.impawards.com/2007/three_ten_to_yuma.html

fragmanı;

http://movies.yahoo.com/m.../1809781728/video/3053783
şiddetle beklediğimiz filmlerden, divx sunumunu bekliyoruz tabii ki.
Mukemmel bir senaryo, mukemmel bir kurgu, Russell Crowe ve christian bale'in muthis oyunculuklari ile birlesince, cocuk zamanlarimizda, pazar gunleri seyretmeye alistigimiz basit senaryolu westernlerden cok ote bir saheser cikmis ortaya...
russell crowe ve christian bale gibi bana göre çağımızın en iyi 3-5 aktöründen ikisinin yer aldığı western filmi.gecenin bir vaktinde kamera arkasını izledim, zaten merak ediyordum filmi şimdi daha çok meraklandım.umarım bekledediğim kadar iyi olur.
son zamanlarda piyasaya çıkan en kaliteli western filmlerden biri.dün gece tarafımca izlenip iyi not verilmiştir.russell crowe gerek canlandırdığı karakterle gerekse kendi oyunculuğu ile filme damgasını vurmuş.kardeşim bir kötü karakter böylemi sempatik olur dedirtiyor.
(bkz: yaşasın korsan)
(bkz: vizyona girmeden önce bizim evde)
Klasik western çizgisinden uzak bir film.

Oğlunun gözünde kahraman olmak isteyen bir baba ile azılı bir çetenin liderinin yollarının bir şekilde kesişmesi üzerine kurulmuş bir film.
insanı yormadan izlenebilecek iyi bir film.
son zamanlarda çekilen en başarılı filmlerdendir. iki saatin nasıl geçtiği anlaşılmadan filmin bitmesi, filme dair tek eleştiri olabilir.

--- spoiler ---
russell crowe filmin sonunda vicdan yapmış, kendi kendine hapisane vagonuna atlamıştır. her ne kadar adamları ben i kurtarma görevini başarmış olsalar da en son "dur" emrini "vur" olarak yerine getirmiş ve kafalarına birer kurşunla cezalandırılmışlardır.
--- spoiler ---
basit bir konu tema edilmesine rağmen russel crowe ile ilgi çekici hale getirilmiş film.
güzel bir film, cidden iyi kurgulanmış. tebessüm ettirici sahneleri de güzeldir..

(adamın ameliyat masasında karnından bir kurşun çıkarılmıştır, doktorun odasındaki at resimleri, organları filan gözüne çarpar)

--sen nasıl bir doktorsun bu arada
-bi hastamla ilk kez konuşuyorum desem !!!
ortalamanın üzerinde bir notu hak eden modern western film. öyle çok harika bir sinema filmi denemez belki, ama kesinlikle kötü bir film de sayılamaz. Dan evans(christian bale) adlı savaş gazisi bir çiftçinin cesareti ve gururu, ben wade(russell crowe) adlı kanun kaçağının dan'in bu cesaretine olan saygısı filmdeki etkileyiciliğin ve konunun temelini oluşturuyor.
yürekli adamların hikayesi bu film netice olarak.
unforgiven havası olan, aksiyondan ziyade duygulara hitap eden mükemmel bir film. oyuncular zaten mükemmel.
cok büyük beklenti ile izledigim icin beni tam kesmeyen film. film güzel orasi ayri. ama ben daha fazla seyler bekliyodum. aksiyon sahneleri filmin kalitesini düsürür cinsten. en cok film boyunca bekledigim sey de, dan evans'in ogullarinin kendisi hakkinda "burdan teeee o dagin tepesindeki tavsani bile vurur ööle bööle bi nisanci degildir" yorumlarini kanitlayacak bi hareket oldu. ama ben bisey göremedim sevimli ciftcimizden. yoksa vardi da ben mi kacirdim.
genel olarak zaten icinde bale ve crowe varsa izlenme mecburiyeti doguran filmlerden. cok fazla bisey beklememek sartiyla.
--film hakkında bilgi içerir--

dan evans'ın anlattığı askerlik hikayesi kolpadır, kendisinin sonradan ben wade'e itiraf ettiği gibi. zaten filmi bu kadar güzel yapan da bu; bir babanın çocuklarının gözü önünde kahraman olmak isteği. aslında isteği değil, zorunluluğu. çünkü topal olması, maddi olarak sıkıntıda olması vs. gibi durumlar karizmasını yeterince çizmiş durumda ve kendisi içten içe eziliyor bu hususta.

yalnız açıkçası dan evans'dan uzun menzilli hedef tutturan atışlar biz de bekledik.

--film hakkında bilgi içerir--
Soundtracki muhteşem olan bir film. insanı arizona kumullarında gangstercilik oynamaya teşvik ediyor resmen.
orta karar bir western olmasına rağmen yalnızca oyuncular için bile izlenir.
film eleştirmeni sıfatıyla değil de alelade bir izleyici olarak yorumum, öncelikle iyi bir western çekmek için gerekenin özel efektler yada fantastik çatışma sahneleri olmadığının farkında olan bir film olmuş.filmdeki herkesin oyunculuğu harikaydı.en çok şaşırdığım ise six feet under'ın russell'ı ben foster'ın performansıydı.charlie prince filmdeki büyük bir açığı tamamlamış gibiydi.christian bale ve russell crowe ikilisi için zaten söylenecek pek birşey yok.konusu, müzikleri olmuş olan, bu "film izlenilir"ler den.
bugün akşam saat 20:00 da kanal d de yayınlanacak olan film.
filmin çıkış noktası çok iyi olsa da, yine de eksiklikler göz çıkaracak cinsten. para dolu arabayı soyuyorlar, sonra -hangi akla hizmetse- kasabaya gidip kendilerini ihbar ediyorlar. tamam; kendine güvenen biri "ben wade"*, aşık olduğu kadınla ve çaldığı parayla kaçıp meksika da güzel bir hayat yaşamanın hayalini kuruyor, yüreğinin götürdüğü yere gidiyor. yahu bu kadar mı çabuk teslim olur bir kanun kaçağı. en azından bu "aşk adamı"nın üzerinde biraz daha durup "ben wade in neden yakalandığını" mantığına uydurabilirdi yönetmen; ilk filmde* böyle bir "açık" kabul görür ama tekrar çekiminde aynı absürd senaryo sinir bozucu olmuş. ayrıca "on bin dolar" para için taşıma arabasına "mitralyöz" koyulmasını da anlamış değilim; herhalde o zamanlar para çok kıymetliymiş, ted*in 200 dolar için canını tehlikeye attığını göz önüne alırsak tabi...

yine de western açısından iyi bir film, filmin son dakikalarında, tren geciktikçe heyecan artıyor ve konu bütünlük kazanıp belli bir şekil alıyor... eski westernlerin yeniden uyarlanması adına iyi bir açılır oldu, umarım devamı gelir...
iki sevdiğim aktörü görünce izlenmesini farz olduğunu düşünüp izlediğim film. christian bale'dan daha iyi bir performans beklerken russel crowe'u biraz daha üstün gördüm bu filmde. christian bale'ı kötü seslendirmelerinde etkisi var tabi. tavsiyem, mümkünse altyazı izleyin.
russel crowe ve christian bale'in muhteşem performanslarıyla çok önemli noktalara değinmiş filmdir.

--spoiler--
dan evans hasta oğlu için kuru iklimde yaşamak zorunda olan bir çiftçidir. demir yolu yapımı yüzünden toprağına saldıran şerif ve adamlarına borcunu ödemezse her şeyi elinden alınacaktır. ben wade ise bilindik karizmatik kanun kaçağı modelidir. wade tutuklanınca onu 3:10 yuma trenine götürecek adam gerekir. nişancı birliğinde bir bacağından yaralanmış gazi olan dan evans 200$ için bu işi yapacağını söyler.

evans gazi olmanın, çocuklarına ve karısına bakamamanın baskısıyla, kendi çiftliğine saldıran şerif ve adamlarıyla wade'i yuma trenine doğru götürmek için yola çıkar. evans'ın kafasında hem ailesini zor durumdan kurtarmak hem de oğullarının ve karısının gözünde bir kahraman olmak vardır. fakat wade'in çetesinin elinden kurtulmaları imkansızdır.

yolculuk boyunca evans'ın ve wade'in aklını karıştıracak durumlar ortaya çıkar. wade'i götüren ekibin içinde bir ödül avcısı vardır mesela, vatan haini olduğu için apaçileri çocuk-kadın dinlemeden öldüren ve incil'den başka bir kitabı okumanın gereksiz olduğunu söyleyen. wade bu adamın yaptıklarını deşeledikçe evans düşünmeye başlar.

tren istasyonuna geldiklerinde çete tarafından sıkıştırılırlar. wade evans'a 1000$ vereceğini ve eve gitmesini söyler. fakat evans kahraman olacaktır. çete kasabanın meydanında ben wade'i elinde tutanları öldürene 200$ vereceğini söylediğinde herkes silahına davranır. çünkü öyle vahşi bir ortam yaratılmıştır ki, birileri günde 2$ için hayvan gibi çalıştırılırken başka birileri haydutluk yaparak işçileri sömürenleri soymaktadır. velhasıl herkesin silaha sarılmasıyla evans ve oğlu dışındaki herkes mücadeleden vazgeçer. şerif evans'a 200$ uzatıp onunda bu işi bırakabileceğini söyler. kendisine uzatılan 200$'ı görünce evans'ın aklına gazi olunca devletin kendisine verdiği ~200$ gelir ve şöyle der: 'biliyor musun, bacağımı kaybettiğimde de devlet bana bu kadar vermişti. aslında bunu, beni savaştan uzaklaştırmak için değil kendisini savaştan uzaklaştırmak için yapmıştı.'

evans wade'i yuma trenine bindirmeye kararlı bir şekilde haydutlarla ve kasabalılarla çatışmaya girer. wade ona daha fazla direnmemesi gerektiğini söylediğinde evans asla kahraman olmadığını ve oğluna savaşta kendi birliğinden bir askerin ateş etmesi sonucu ayağını kaybettiğini söyleyemeyeceğini söyler. wade'in damarı tutar ve birlikte trene doğru gitmeye başlarlar. ve evans oğlunun da yardımıyla wade'i trene bindirir. tabi ardından haydutlar tararlar evans'ı wade'in durun demesine rağmen. bunun üzerine wade trenden iner ve haydutları tarar ve geri trene biner. evans'ın oğlu babasına son nefesinde kahraman olduğunu söyler. ve film biter.
--spoiler--

film alışıldık western tarzının dışındadır. işçi sınıfının ve orta sınıfın yaşadıkları yüzünden ne hale geldiğini vahşice gösterir. savaşın bir adama neler yaptığını gösterir. kanun için insan katleden incil düşkünlerini gösterir. doğrusu pek bir başarılıdır, izlenesidir.
western filmlerinde hoslanmayanların bile ilgi ile izleyeceği müthiş film.

soundtrackleri ile russel ın dev oyunculugu ve filmin bence en karizma oyuncusu Ben Foster;özellikle o deri ceketi müthiş.

buarada soundtrackleri ile de doyurucu bir film.
en sonda çalan müziğiyle harikalar yaratmış film. konusu farklı olmasına rağmen the bourne ultimatum kadar sürekleyici bir film. biri metropollerde diğeri çöldeki kasabalarda geçiyor. kesinlikle izlenmeli.
http://www.youtube.com/watch?v=mt6JsQSpFQs
şimdiye kadar izlediğiniz bir çok western türü filmleri unutun. bu film başkadır. şiddetle tavsiye olunur.

baş roller şu şekildedir;

"Russell Crowe (Ben Wade), Christian Bale (Dan Evans), Logan Lerman (William Evans), Dallas Roberts (Grayson Butterfield), Ben Foster (Charlie Prince), Peter Fonda (Byron McElroy), Vinessa Shaw (Emmy Nelson), Alan Tudyk (Doc Potter), Luce Rains (Marshal Weathers)"
western filmlerine yeni bir duruş kazandıran film olmuştur.

(bkz: russell crowe duruşu)