bugün

fenerbahçe'nin ülke puanı adına bir şeyler yaptığı karşılaşma oldu sonuç itibariyle. tebrikler fenerbahçe.
Kıbrıs rum kesiminde 10. Yıl marşını okuyan Fenerbahçe taraftarına helal olsun.
maçtan sonra rakip oyuncuların sahada sinir krizi geçirdiğini görmek eminim hepimizin yüzünü güldürmüştür.
fenerbahçenin nasıl bu kadar layakıt oynadığını anlayamadığım, mahalle takımına puan bırakmak gayesiyle oynanmış maçtır.neyseki adamları fark yemediklerine sevinmeleriyle bıraktık.
gs gol atmak için götünü yırtıp 3 maçta 1 golü anca atarken bizim atmak istemeden atmamızla sonuçlanan maç.
Oyun kötü, ama yinede;

Fenerbahçe kendini katletmek için seferber olan türk futbolunu kurtarmaya devam ediyor...
azılı bir fenerbahçe fanatiği olarak çok net söyleyebilirim ki!.. bu maçta Galatasaraylı,beşiktaşlı ve hatta Trabzonlu ve dahi bütün anadolu kulüplerinin taraftarları da Fenerbahçe'yi desteklediler. hepsine sonsuz teşekkürler. Türk olmak böyle bir güzellik.
tek kötü yanı ülke puanına katkı sağlaması olan maçtır.
ael forvetlerinin iddaada fener'e bastığı maç olmuştur. bu kadar mallık görmedim.
önemli olan galip gelmektir, bu maçı kazandık ve puanımızı 7ye yükseltdik grup lideriyiz.
Aşırı puan gereksinimi; tatsiz futbolu göz ardi etmememize neden oldu. Uyutucu bir maÇ olmuştur.
egemenin kafası rumlaraaaa ... /((gs liyim ...))
aykut kocaman'ı üzmüş maçtır. kendisi beraberlik istiyordu.
volkan'ın gerektiği gibi oynaması, fenerbahçe'nin takım olarak çok yorulmadan nasıl olsa atarız tarzında oynaması ve alex'siz de duran top gücümüzü kullanabileceğimizi gösterdiğimiz maç oldu bu akşam kıbrıs'ın güneyinde. ve ihtiyacımız olan 3 puanı sıradan bi oyunla kazandık ve avantajı elimize geçirdik.
galatasaray ın cluj beraberliğini, fenerbahçe nin galibiyetine tercih ederim. o derece korkak bir maçtı fenerbahçe için. tek teselli 1 gol 3 puan. önemli olan buydu tamam ama dün 10 kişi kalmış takımı yenemediniz diye konuşanlar, tüm futbolcularının maddi değeri neredeyse fenerin bir futbolcusuna eşit olan takım karşısında zar zor galip gelmesine ne diyecekler merak konusu.
fenerbahçe nin yerinin şampiyonlar ligi olduğunu söylemiştim ilk iki maçını görünce ama bu maç yakışmadı fenerbahçe ye.
volkan'ın üç net gol pozisyonunda kalesinde devleşerek fenerbahçe'ye üç puanı hediye ettiği maç.

sonuç olarak herkesin merakla açılmasını beklediği kuzey kıbrıs türk bayrağı açılamamıştır.
egemen'in geçen seneki formuna yaklaştığı maçtır. ayrıca grup lideri çıksak süper olur, en azından atletico falan çıkmaz bir üst turda.
sikimsonik başka bir fenerbahçe maçı. sinirden kendimi sikecek gibi oluyorum ya. resmen takım top oynayamıyor resmen. hayır şans da öyle yaver ki şu sıralar, her şey aykutun lehine.
(bkz: fener tat vermedi)
Selçuk Şahin'i hala Nuri Şahin'le karıştıran bir Aykut Kocaman maçı.
tek bir adamın olmaması takım kimyasını bu kadar etkileyebilir mi haşmet?

etkileyebilir hıncal abi.

maçın özeti aslında o kadar. raul meireles'in eksikliğidir iki maçtır fenerbahçe'nin topu karşı alana rahatlıkla taşımakta ve topun arkasına geçmekte sıkıntı çekmesinin sebebi.

çünkü meireles sahadayken fenerbahçe daha rahat şekil alıyor sahada. oyuncular ne yapmaları gerektiğini, nereye yerleşmeleri gerektiğini biliyorlar ve yerlerini çok nadir kaybediyorlar. biraz daha sistematik açıklayalım:

---------------------volkan----------------------
---------------yobo----------egemen--------------
-----gökhan----------------------------hasan ali---
-------------------mehmet topal------------------
-------------------------------raul meireles-------
---------------cristian---------------------------
-----------kuyt--------------------caner---------
-----------------------sow----------------------

normal diziliş böyle aslında. ancak top rakipteyken orta saha ve forvet hemen şu şekli alıyor:

------------------mehmet topal-------------------
-------raul meireles------------caner--------------
--------------------cristian----------------------
--------------kuyt-----------sow-----------------

yani 4-3-3'ten baklava 4-4-2'ye geçiyor takım. orta saha direnci artıyor ve cristian dahil takım ön alanda pres yapıyor. böylece top bir şekilde kazanılıp ön alanda tutuluyor ve kalede yaşanılan tehlike sayısı azalıyor.

peki meireles'in yerine kesici olan selçuk şahin oynayınca bu oluyor mu? kesinlikle hayır. selçuk, topal'la birlikte iki kesici oluyor ve ikisinin de savunmaya kadar gelip top alıp ileri oynama yetileri bir meireles etmediği için sıkıntı oluşuyor.

tamam fenerbahçe büyük takım, tek bir oyuncunun sakatlığında alternatifleri olmalı. yani meireles'in yerinin selçuk'la dolmadığı ve dolmayacağı gün gibi ortada. biz görüyorsak, hocanın da kıyısından farkettiğini düşünüyorum durumu. bazı şeyler her zaman antreman performansına bağlı olmamalı. bazı pozisyonlara cuk oturacak oyuncular vardır ve 10 yıldır görevi kesicilik olmuş bir oyuncuya siz box to box oynatamazsınız malesef.

o zaman alternatif geliştirelim? yani mesela caner'i sol iç bölgesine çekip, kuyt'u onun önüne sola alıp, milos krasic sağ tarafa sürülebilir. böylece kuyt ve sow ikilisinin pres gücünden yine faydalanırken, kanattan alıp gidebilecek bir oyuncuya da sahip olur takım sahada. hücum alternatifleri zenginleşir ve krasic'in miroslav stoch'a oranla daha disiplinli yaptığı kanat savunması sayesinde bahsettiğimiz pozisyon değişimine adapte olması da gayet mümkün.

ha krasic fiziksel olarak hazır değil, ön alanı da bozmak istemiyorsun bu anlaşılır çünkü öndeki 3'lü çok iyi pres yapıyor. o zaman direk orta sahada o mevkiye oturabilecek oyuncu lazım sana. iki alternatifin de var kadroda. biri genç salih uçan ki tam bu mevkinin adamı. topa basıyor, ikili mücadelelerde diri, driplingi var, saha görüşü iyi, pas yapabiliyor, al-verler üst düzey ve hocanın çok önem verdiği topsuz koşuyu çok iyi yapıyor. diğer alternatif ise sezer öztürk. tamam belki sakatlıktan çıktı, maç eksiği var vs ama en azından topu ileri taşır, basar, tekniği iyi, 45 dakika bile olsa geçen sene bize bu bölgede oynayabileceğini göstermiş, yani her şeyiyle selçuk'tan daha verimli olacağı kesin. hoş sezer avrupa kadrosunda yok ama en azından ligde kendisinden faydalanılabilir.

bir de işin psikolojik yönünü düşünelim tabii ki. hoca gençlerin demoralize olmaması için çok özen gösteriyor. hatta belki gereğinden fazla hassas bu konuda. ancak 2010-11 sezonunun ilk yarısında takım kötü giderken taraftarın homurdanmamasının sebebi gökay iravul ve okan alkan'dı. yani salih'i oynatmak kayıp değil, her şekilde kazanç olacaktır. gökay'ı sırf pres yaptığı için alkışlayan taraftar, sırf yere sağlam bastığı için salih'i de motive edecektir.

buraya kadar maçtan çok fenerbahçe analizi oldu ama şimdi de maça gelelim. gerçi maçtaki sıkıntıları ve nasıl çözüleceğini geçmiş olduk ama idare edin.

neticenin önemli olduğu bir karşılaşmaydı ve ben çok müthiş bir futbol beklemiyordum 11'i gördükten sonra. özellikle ülke puanı vs göz önüne alındığında bu galibiyet çok önemliydi. oyundan ziyade sonucun önemli olduğu maçlardır avrupa maçları. kötü oynayıp deplasmanda kazanıyorsan sıkıntı yok demektir. oyun ve kadro toparlanır ama bu takımın kazanma alışkanlığına ihtiyacı var. o yerleşirse özgüven de gelecektir ve kadro kalitesi de ortaya çıkacaktır.

oyunu beğenmeyip oyuncusuna sallayanlar taraftar değildir. bunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. bugün sırf tt olduğu için selçuk şahin internet gazetelerinde ana sayfa haberiyse ve ülke puanı konusunda kendimizi kurtardığımız konuşulmuyorsa, bu aç gibi bekleyen basına malzeme atan gerizekalılar yüzündendir.

eleştirmeyin demiyorum, ama bir adabınız olsun. sosyal medyada "ama selçuk çok sdljalskdjals yhaa" diye sallamak çok kolay. adamı sokakta görseniz iki büklüm olup imza istersiniz lan, kendinize gelin.

oyunu beğenmeme hakkı herkeste var, ben de beğenmiyorum ama eleştirilerinizde seviyeli olun. takım kötü oynarken kazanıyorsa, yapıcı eleştirilerle çok daha iyi yerlere taşınabilir.

teşekürler fenerbahçe.
takımın pas yapmaya başlaması ve ayakta top tutma ısrarından vazgeçmesi gibi olumlu gelişmeleri gösteren maçtır. kısa paslaşmalardaki basit hataları da ortadan kaldırabilirsek istediğimiz gibi top çevirebilecek düzeye geliriz.
sıkıntımızın ise bekir ve selçuk olduğunu bir kez daha göstermiştir. bekir maçın sonlarına doğru her ne kadar iyi bir koşu ile rakibi bire bir pozisyondan kesse de, selçuk top çevrime sırasında çok hata yapıyor.
bir önceki giride yazılmış, takımın tam saha prese alışması ve tam saha presten hızlıca geri koşması diğer olumlu durumlar arasında.
sonuç: gruptan çıkmamız garantiye yakın, yalnız bir üst turda varlık göstermek için selçuk'a bir çözüm bulmalıyız.
rakip zayıfta olsa deplasmanda alınan galibiyetin güzel, fakat rakibe verilen net gol pozisyonlarının düşündürücü olduğu maç.
gene volkan demirel motivasyonunu yükek tutunca bir kaleci için son derece zor topları çıkarabileceğini göstermiştir. adama deniliyor milli takımda farklı fenerbahçede farklı iş çıkarıyor diye. işin içinde art niyet olduğunu düşünmüyorum. lakin bir motivasyon farkı olduğu da aşikar.
fenerbahçe için kritik bir galibiyet oldu. fakat bu galibiyet dahi takımlarımızın zor gol atıp çerez gibi pozisyon verdiğini göze soktu fazlasıyla.
ziktiğimiz maçtır. kötü mü oynadık evet. topu oyuna doğru düzgün sokamadık. meireless yokken bir salih uçan düşünebilirdi aykut gocaman. sanırım aygut kocaman volkana duacı olmalı. 3 puanın güzel futbolun kötü rumlara ve fransızlara! koymanın paha biçilemez olduğu bir maç izledik kısacası.
Egemenın defanstan alınıp forvete koyulması gerektıgını ispatlayan maçtır.