bugün

25 ekim 2012 ael limassol fenerbahçe maçı

tek bir adamın olmaması takım kimyasını bu kadar etkileyebilir mi haşmet?

etkileyebilir hıncal abi.

maçın özeti aslında o kadar. raul meireles'in eksikliğidir iki maçtır fenerbahçe'nin topu karşı alana rahatlıkla taşımakta ve topun arkasına geçmekte sıkıntı çekmesinin sebebi.

çünkü meireles sahadayken fenerbahçe daha rahat şekil alıyor sahada. oyuncular ne yapmaları gerektiğini, nereye yerleşmeleri gerektiğini biliyorlar ve yerlerini çok nadir kaybediyorlar. biraz daha sistematik açıklayalım:

---------------------volkan----------------------
---------------yobo----------egemen--------------
-----gökhan----------------------------hasan ali---
-------------------mehmet topal------------------
-------------------------------raul meireles-------
---------------cristian---------------------------
-----------kuyt--------------------caner---------
-----------------------sow----------------------

normal diziliş böyle aslında. ancak top rakipteyken orta saha ve forvet hemen şu şekli alıyor:

------------------mehmet topal-------------------
-------raul meireles------------caner--------------
--------------------cristian----------------------
--------------kuyt-----------sow-----------------

yani 4-3-3'ten baklava 4-4-2'ye geçiyor takım. orta saha direnci artıyor ve cristian dahil takım ön alanda pres yapıyor. böylece top bir şekilde kazanılıp ön alanda tutuluyor ve kalede yaşanılan tehlike sayısı azalıyor.

peki meireles'in yerine kesici olan selçuk şahin oynayınca bu oluyor mu? kesinlikle hayır. selçuk, topal'la birlikte iki kesici oluyor ve ikisinin de savunmaya kadar gelip top alıp ileri oynama yetileri bir meireles etmediği için sıkıntı oluşuyor.

tamam fenerbahçe büyük takım, tek bir oyuncunun sakatlığında alternatifleri olmalı. yani meireles'in yerinin selçuk'la dolmadığı ve dolmayacağı gün gibi ortada. biz görüyorsak, hocanın da kıyısından farkettiğini düşünüyorum durumu. bazı şeyler her zaman antreman performansına bağlı olmamalı. bazı pozisyonlara cuk oturacak oyuncular vardır ve 10 yıldır görevi kesicilik olmuş bir oyuncuya siz box to box oynatamazsınız malesef.

o zaman alternatif geliştirelim? yani mesela caner'i sol iç bölgesine çekip, kuyt'u onun önüne sola alıp, milos krasic sağ tarafa sürülebilir. böylece kuyt ve sow ikilisinin pres gücünden yine faydalanırken, kanattan alıp gidebilecek bir oyuncuya da sahip olur takım sahada. hücum alternatifleri zenginleşir ve krasic'in miroslav stoch'a oranla daha disiplinli yaptığı kanat savunması sayesinde bahsettiğimiz pozisyon değişimine adapte olması da gayet mümkün.

ha krasic fiziksel olarak hazır değil, ön alanı da bozmak istemiyorsun bu anlaşılır çünkü öndeki 3'lü çok iyi pres yapıyor. o zaman direk orta sahada o mevkiye oturabilecek oyuncu lazım sana. iki alternatifin de var kadroda. biri genç salih uçan ki tam bu mevkinin adamı. topa basıyor, ikili mücadelelerde diri, driplingi var, saha görüşü iyi, pas yapabiliyor, al-verler üst düzey ve hocanın çok önem verdiği topsuz koşuyu çok iyi yapıyor. diğer alternatif ise sezer öztürk. tamam belki sakatlıktan çıktı, maç eksiği var vs ama en azından topu ileri taşır, basar, tekniği iyi, 45 dakika bile olsa geçen sene bize bu bölgede oynayabileceğini göstermiş, yani her şeyiyle selçuk'tan daha verimli olacağı kesin. hoş sezer avrupa kadrosunda yok ama en azından ligde kendisinden faydalanılabilir.

bir de işin psikolojik yönünü düşünelim tabii ki. hoca gençlerin demoralize olmaması için çok özen gösteriyor. hatta belki gereğinden fazla hassas bu konuda. ancak 2010-11 sezonunun ilk yarısında takım kötü giderken taraftarın homurdanmamasının sebebi gökay iravul ve okan alkan'dı. yani salih'i oynatmak kayıp değil, her şekilde kazanç olacaktır. gökay'ı sırf pres yaptığı için alkışlayan taraftar, sırf yere sağlam bastığı için salih'i de motive edecektir.

buraya kadar maçtan çok fenerbahçe analizi oldu ama şimdi de maça gelelim. gerçi maçtaki sıkıntıları ve nasıl çözüleceğini geçmiş olduk ama idare edin.

neticenin önemli olduğu bir karşılaşmaydı ve ben çok müthiş bir futbol beklemiyordum 11'i gördükten sonra. özellikle ülke puanı vs göz önüne alındığında bu galibiyet çok önemliydi. oyundan ziyade sonucun önemli olduğu maçlardır avrupa maçları. kötü oynayıp deplasmanda kazanıyorsan sıkıntı yok demektir. oyun ve kadro toparlanır ama bu takımın kazanma alışkanlığına ihtiyacı var. o yerleşirse özgüven de gelecektir ve kadro kalitesi de ortaya çıkacaktır.

oyunu beğenmeyip oyuncusuna sallayanlar taraftar değildir. bunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. bugün sırf tt olduğu için selçuk şahin internet gazetelerinde ana sayfa haberiyse ve ülke puanı konusunda kendimizi kurtardığımız konuşulmuyorsa, bu aç gibi bekleyen basına malzeme atan gerizekalılar yüzündendir.

eleştirmeyin demiyorum, ama bir adabınız olsun. sosyal medyada "ama selçuk çok sdljalskdjals yhaa" diye sallamak çok kolay. adamı sokakta görseniz iki büklüm olup imza istersiniz lan, kendinize gelin.

oyunu beğenmeme hakkı herkeste var, ben de beğenmiyorum ama eleştirilerinizde seviyeli olun. takım kötü oynarken kazanıyorsa, yapıcı eleştirilerle çok daha iyi yerlere taşınabilir.

teşekürler fenerbahçe.