bugün

türkiye cumhuriyeti'nin ekonomik dönüşüm miladıdır. başrolde turgut özal, yardımcı rollerde süleyman demirel, kenan evren ve diğerleri. sonrası serbest, sonrası pazar...
ekonomiyi devletçilik modelinden alıkoyup açık bir şekilde liberal yapan kararlar. *
12 eylül darbesi nin bu kararlarin daha iyi uygulanabilmesine ortam hazirlamak icin yaptirildigi (bkz: our boys did it) iddia edilir (bkz: erol manisalı)
mimarının tamamen turgut özal olması, arkasından gelen 12 eylül askeri müdahelesi ve daha sonra turgut özal ın türk siyasi hayatında ki etkin rolü düşünüldüğünde komplo teorilerine tamamen açıktır.

serbest piyasa ekonomisine geçişten sonra yaşantımızda elbette çok faydaları görüldü ancak bugünkü yansımalarına gelince; 100 milyar doların üzerinde sıcak para, bankacılık ve finans sektörünün yüzde 51 inin yabancıların elinde olması ve imkb de ki yabancı ağırlığının yüzde 70 in üzerinde olmasıdır.
türkiye'nin ithal ikameci milli ekonomiden yavaş yavaş değil, damdan düşer gibi dışa açık ekonomiye geçmesini sağlayan kararlardır.

dünya konjektüründe liberal ekonomiler elbette ki, kaçınılmazdır ancak, siz plansız programsız bir harekete girişirseniz, sindirmeden, hazırlanmadan dışa açılırsanız, popülizmin dibine kadar inerseniz, sonunuz bu olur. ayrıca, bütün ekonomik krizlerin anasıdır.

ama, halkçı turgut özal. demokrasinin 3 yıldızından biri.

bugün olan 420 milyar dolarlık iç-dış borç toplamının mimarı turgut özal, baş ustası ise recep tayyip erdoğan'dır.
türkiye nin bağımsız bir ülke olma şansını tamamen ortadan kaldıran kararlardır..nedir bu ülkenin sağ hükümetlerden çektiği be kardeşim dedirtir..turgutlar,süleymanlar,küçümen tayyipler ve haritasını artık yabancıların kafasına göre çizdiği zavallı,onursuz bir türkiye..
hakikaten ayıp etmiş kararlardır. bir de bugünkü dış borcun sebebiymiş, bak sen!

zaten 1980 öncesi türkiye ekonomisi süper ötesidir, 75 cent'e muhtaç deyiminin layık görüldüğü mükemmel ithal ikame dönemi. cidden tüm suçlu 24 ocak kararlarıdır. türkiye'ye ihracat yapmayı öğreten, sermayenin yatırıma dönüşmesini sağlayan, devletin elini kolunu, çöpe dönmüş kitlerini bitiren bu kararlardır hep sorumlu! 80 öncesinin sefil türkiye ekonomisinin, üretmeden hep yiyen çarpık oligarşinin ve 1995'te bodoslama girilen gümrük birliği'nin hiç suçu yoktur.

bilgiyi gazete manşetinden edinirsen böyle olur işte...
dönemin bir diğer önemli kararlarından biri de sendikal mücadeleyle artan işçi ücretlerinde önemli kısıntılara gidilmesidir. türkiye 1970'ler boyunca iç piyasaya yönelik önemli üretim stoklarını tüketemez hale gelmiş, ücretlerdeki yoğun artışa karşın arz/talep eksikliği görülmeye başlanmıştır. aslen bir iktisatçı olan yalçın küçük bu konuda 12 eylül'de uygulanan örgütsüzleştirmenin ekonomik nedenleri arkasında bunun yattığını belirtir. ne ilginçtir 12 eylül'de düdük çalınmıştı ancak maçın uzatma dakikalarına gittiğinin ilanı da 24 ocak kararları olmuştu.
süleyman demirel'in basın toplantısında şu sözlerle müdafaa ettiği kararlardır:
"şimdi bu tedbirleri alma ihtiyacı var mı, yok mu? yok diyen beri gelsin. hayır bu tedbirleri almasaydınız, başka tedbirler alsaydınız diyen beri gelsin. efendim bu tedbirler en kötüleridir, e iyilerini söyle! iyilerini madem biliyordun da, biliyorsan şayet, niçin almadın bu zamana kadar geçen 22 ay zarfında. yokluklar türkiye'si... her şey felç olmuş türkiye'de. hadi savunun bunu. bunu altmış günlük hükümetin üstüne ciro etmeye kalkarsanız, buna gülerler. binaenaleyh öküzün altında buzağı aramanın bir manası yoktur. ekonomi de devlet devreden çıkıyormuş. allah aşkına devlet, devlet oldu da ne oldu bir bakalım, hep beraber bakalım. huzurunuza 350 milyar lira zarar getiriyorum. siz de hesaplayın bu zararı, herkes hesaplasın. işte devlet devreden çıkıyor diyenlerin marifeti. 350 milyar lira zarar... kim ödeyecek 350 milyar lira zararı. ben veririm diyen bir babayiğit çıksın göreyim. devlet öder diyen çıksın göreyim. nerden öder devlet 350 milyar lira zararı?"

1979 yılında doruğa ulaşan ekonomik darboğazdan çıkış için öngörülen yeni ekonomi tarzının hayata geçirilmesi kararlarıdır. dönemi anlamak için 1979 yılından bazı veriler incelenmelidir;

3 ocakta 42 milyon nüfuslu türkiye'de sadece 4 milyon kişinin vergi verdiği açıklandı.
20 ocakta ithalat izne bağlanıldı ve bazı eğlence ürünlerinin ithalatı yasaklandı(nescafe, oyun kağıdı, poster)
16 şubatta stokta mazot kalmadı. rusya ile anlaşılamadı. ırak borcumuzu ödemediğimiz gerekçesiyle mazot vermeyi reddetti. döviz bulunmadığı için spot alım da yapılamadı. petkim ürünlerine %65 oranınd zam yapıldı.
24 şubatta piyasada ampul bulunamamaya başlandı.
25 şubat sıkıyönetim uzatıldı.
3 mart piyasadan ilaç temini sıkıntıya girdi.
13 martta resmi araçların aldıkları yakıt miktarı ve alındığı tarih ruhsatlara işlenmesi kararı alındı.
16 martta çimento, demir-çelik, şeker sigara ve benzine zam yapıldı. (yazar burada ihtikarın revaçta olduğunu hatırlıyor)
4 nisanda suudi arabistan'dan türkiye'ye kredi verilmek üzere anlaşma imzalandı.
14 mayısta benzin karneye bağlandı. tüsiad hür teşebbüse önem verilmesi yönünde gazetelerde bildiri yayınladı.

ve sair onlarca zam ve borçlanma hadisesi sonunda 16 ekimde başbakan bülent ecevit istifa etti. yeni hükümet süleyman demirel tarafından azınlık hükümeti şeklinde kuruldu. 1 aralıkta ise turgut özal başbakanlık müsteşarlığı'na atandı. 24 ocak kararları bu saikler ile alındı.
uğur mumcu'nun birçok nedenden dolayı karşı çıktığı ve liberal çiftlik adlı kitabında biraz da mizahi olarak ele aldığı kararlardır.
türkiye'yi yabancı sermayeye açmıştır. demirel özal'a ekonomi programı hazırlama görevi verir, o da imf ile çalışmaya başlar. ve bu kararlar çıkar ortaya;
-yüksek oranda bir develüasyon yapılacaktır. *
-devletin ekonomideki payı küçültülecektir.
-sübvansiyonlar kaldırılacaktır,
-yabancı sermaye yatırımları teşvik edilecektir.
dış ticaretin serbestleşmesini sağlayan kararlar. o dönem için iyi mi oldu, evet. peki şimdi iyi olmaya devam mı ediyor, hayır.
1980 yılında, türk ekonomisinin serbest piyasa ekonomisine geçişini sağlayan kararlardır. bu ekonomik kararların mimarı olarak demirel hükümeti tarafından görevlendirilen turgut özal gösterilmektedir. başlıca kararlar ;

-Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, KiT’lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış

-Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmış.

-Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir.

-ithalat kademeli olarak liberalize edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.
Sözlüğe not:

"Bu kararların hiçbiri, faşist bir dikta olmadan uygulanamaz." yazmıştı Uğur Mumcu ve 8 ay sonra 12 eylül 1980 faşist darbesi olmuştu.
Türkiye’ye yapılmış en büyük iyiliklerden biridir.

30’ların devletçi mantığı ne kadar gerekli ve yerindeyse, bu da o derece yerindeydi.

Hatta gecikmiş bir yaklaşımdı bir 15 sene falan.

Bu saatten sonra da yapılabilecek en büyük kötülük bu anlayıştan Uzaklaşıp geriye gitmektir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli olaylarından biridir, bu kararlar.
Bugü yıl dönümüdür emeğin sermaye tarafından idamıdır.
yarın yıl dönümü olan kararlar. türkiye'nin serbest piyasaya geçişinin en önemli adımıdır. mimarı turgut özal, hayata geçiren ise süleyman demirel'dir. ayrıca 12 eylül darbesiyle de ilişkili olduğu iddia edlir yani kararların tam anlamıyla hayata geçmesi için mevcut siyasal düzenin külliyen değişmesi gerekmektedir bunun için de darbe zemin hazırlamıştır. kararların ana maddeleri şunlardır.
--spoiler--
- %32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş,
- Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, KiT'lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış,
- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış,
- Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmış,
-Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiş,
- ithalat kademeli olarak liberalize edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.
--spoiler--
serbest piyasaya geçişin etkisiyle bankerler krizi ve hayali ihracat skandalı gibi olaylar patlak vermiştir. insanlar yatırım yapmak yerine artık dövize ve faize hücum etmeye başlamış türk lirası günümzde olduğu gibi değer kaybetmeye başlamıştır. türkiye'de toplumsal hayatı da fazlasıyla etkilemiştir bu etkileri anlatan filmler vardır.
(bkz: banker bilo) (bkz: faize hücum)

rahmetli cem karaca meşhur raptiye rap rap şarkısında şu sözlerle güzel bir eleştiride bulunmuştur.

--spoiler--
liberal, miberal malı kap, götür al rap rap
eriyor liralar mark al dolar al rap rap
bul bir kaşalot toriğini işlet rap rap
--spoiler--
--spoiler--
alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap
köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap
--spoiler--
cem karaca burada insanların artık alavere dalavereyle serbest piyasa altında birbirini kazıklayarak iş yaptığını, kısa yoldan zengin olmaya çalışanları, zenginleşmek için her yolu mübah görerek etik değerleri bir kenara bırakanları eleştirmiştir. bütün bunlar 24 ocak kararlarının toplumsal hayata ve ticarete birer etkisidir.
chatgpt'den bir anlatımla:

24 Ocak Kararları, 1980 askeri darbesinin ardından Türkiye'de ekonomik yapıda önemli değişiklikler getiren bir dizi politika paketidir. Bu kararlar, hem burjuvazi (sermaye sahipleri) hem de proletarya (işçi sınıfı) için çeşitli etkilere sahipti ve zaman içinde olumlu ve olumsuz sonuçlara yol açtı.

Burjuvazi açısından:

Olumlu etkiler:

1. Stabilite ve Güven: 24 Ocak Kararları, ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla alınmıştır. Bu kararlar, burjuvazinin ekonomik faaliyetlerini güvence altına almak için olumlu bir adım olarak görülebilir. Daha öngörülebilir bir ekonomik ortam, yatırımların artmasına ve iş dünyasında güvenin artmasına katkıda bulunabilir.

2. Dış Ticaretin Gelişimi: Kararlar, Türkiye'nin dış ticaretini serbestleştirmeyi ve uluslararası ekonomiye daha fazla entegrasyon sağlamayı amaçladı. Bu durum, burjuvazinin dış ticarette daha fazla fırsat bulmasına ve pazarlarını genişletmesine yardımcı olabilir.

Olumsuz etkiler:

1. Sosyal Dengesizlikler: 24 Ocak Kararları, ekonomik liberalleşme politikalarını içeriyordu ve bu da toplumda gelir eşitsizliğinin artmasına ve sosyal dengesizliklere yol açabilir. Burjuvazi açısından, bu durum sosyal huzursuzluğa ve işçi sınıfının tepkilerine neden olabilir.

2. işçi Haklarına Müdahale: Kararlar, işçi haklarını kısıtlayan politikaları da içeriyordu. işçi sendikalarının faaliyetleri sınırlanmış ve grev hakları kısıtlanmıştı. Bu durum, burjuvazinin iş dünyasındaki gücünü artırırken, işçi sınıfının haklarının azalmasına ve onların tepkilerine yol açabilir.

Proletarya açısından:

Olumlu etkiler:

1. istihdam Olanakları: 24 Ocak Kararları, ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi amaçladı ve bu da işçi sınıfı için daha fazla istihdam fırsatı yaratabilir. Ekonomideki büyüme, işçilerin daha iyi iş ve gelir fırsatlarına erişimini sağlayabilir.

2. Teknolojik Gelişme: Kararlar, sanayide teknolojik gelişmeyi teşvik etmeyi amaçladı. Bu da işçilerin daha modern ve verimli işyerlerinde çalışmasını sağlayabilir ve teknolojik ilerlemenin getirdiği avantajlardan yararlanmalarını sağlayabilir.

Olumsuz etkiler:

1. Gelir Eşitsizliği ve iş Güvencesizliği: Ekonomik liberalleşme ve serbest piyasa politikaları, işçi sınıfının gelir eşitsizliğiyle ve iş güvencesizliğiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Daha esnek çalışma koşulları ve iş güvencesinin azalması, işçilerin ekonomik olarak daha kırılgan hale gelmesine neden olabilir.

2. Sendika Haklarının Kısıtlanması: 24 Ocak Kararları, işçi sendikalarının faaliyetlerini kısıtlamış ve grev haklarını sınırlamıştı. Bu durum, işçi sınıfının örgütlenme gücünü zayıflatabilir ve onların haklarını savunma yeteneklerini azaltabilir.

24 Ocak Kararları, günümüzde hala Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısını etkilemeye devam ediyor. Liberal ekonomi politikalarının devam etmesi, gelir eşitsizliği ve iş güvencesizliği gibi sorunları artırabilirken, ekonomik büyümeyi ve dış ticaretin gelişimini teşvik edebilir. Bu nedenle, kararların olumlu ve olumsuz etkileri hala günümüzde tartışma konusu olmaya devam etmektedir.