bugün

Olursa akp nin de sonu olur.
dolar ve euro stabil olmasına rağmen piyasada zamlar devam ediyor. vergi artışı da olmadığına göre bu zamlar kimi zengin ediyor? Akıl alır gibi değil. Kamilkoç'u dahi 2+1 otobüslerden vazgeçirebilen bir ekonomik ortam içerisindeyiz. şu an su çok bulanık. Sanayi ve büyüme rakamları ise ekranlarda çok iyi. Peki o zaman birisi açıklasın bu durumu!
Yüzde seksen enflasyon ve faiz rakamlarının olduğu Türkiye yi arayanların, uzun zamandır tek haneli rakamlarda seyreden enflasyon ve faiz değerlerinden kriz geçirmesidir.

Tarım ürünlerini öldüren denetlenmeyen, serbest piyasa ekonomisine bağlı aracı takımıdır. Kim köylünün, çiftçinin ürettiği ürünlere aracılık edip, geçim sağlıyorsa atın yaprağını yesin.
öncelikle makroekonomik veriler tek tek birşey söylemez. tutup da "yüzde seksen bilmem ne" hamasetine gireceğine, oturup mikroekonomiden başlasan bir senede ekonomiyi genel perspektiften değerlendirmeyi öğrenirsin.

kriz var mı? öncelikle doksanlı yıllarda ve 2001 de yaşadığımız ve bazıları resesyona dönüşen bunalımlar türkiye de kriz, resesyon, depresyon gibi kavramların yanlış öğrenilmesine sebep oldu. 2016 sonunda ufak bir kriz yaşadık ama neyse ki resesyona dönüşmedi.

basitçe anlatalım:

dolar yükseldi. aslında her ülkede yükseldi ama bizde ve benzer birkaç ülkede daha fazla yükseldi. sebep? en kötü ve sağlıksız piyasalar bizde olduğu için. zaten dolar düşerken euro nun düşmemesi ve hatta tırmanışa geçişi avrupa nın nispeten toparlanıyor oluşunun ama bizim yerimizde saydığımızın göstergesi. gerçi onların da işine gelmiyor euro nun değerli oluşu çünkü ispanya ve italya nın durumları kritik.

gelelim krize. kriz dediğin anlık bir durumdur, toparlayamazsan durgunluk, gerileme ve hatta çöküş gelebilir. krizler kaçınılmazdır, sistem de zaten kondratieff dalgaları üzerinden kendini toparlar ve yeniler.

türkiye ne yazık ki uzun süredir büyümüyor. gelişmekte olan ülkeler için %5 in altı pek büyümeden sayılmaz. üretim artışı ve buna bağlı reel büyüme; son zamanlardaki en parlak yıllarımız olan 2004-2007 arasında bile çok iç açıcı değildi, düşük kurdan faydalanıyorduk ama üretim artışı yeterli değildi, para akmayı kesecekti bir gün! birkaç yıl önce bu durum yavaş yavaş vurmaya başladı ve o günlerde önlem almayan hükümet beş altı senedir durumu fiskalizmle örtbas etmeye çalışıyor. en son varlık denetim fonu kurarak üzerine tüyü de diktiler aslında.

sağlam bir tabana oturmamış vergi düzeni, karmaşık bir istihdam politikası-ohal de referanduma gidip iş adamlarına işçi kontenjanı açtırmak- ve son tahlilde krizlerle boğuştuğu iddia edilen "eski türkiye" den bile oldukça düşük rakamlarda bir büyüme yakalanabilmesi de akp nin devlet kurumlarına saldırıp medyayı ele geçirerek kurduğu mecburiyet, rant ve propaganda düzenini gayet iyi açıklıyor.

bundan sonra ne olur derseniz beş sene önce söylediklerimi tekrarlarım: ita kaka yürüyecek bu düzen, biz de tek parti ve hatta tek kişinin egemenliğinin tüm negatif yanlarını yaşarken fırsatları kaçırmaya devam edeceğiz.
müdür herşeyden önce kafama takılan bir konu var,

şimdi bu istanbul da taksimetreye %15 koydular, pardon bindirdiler ya

ben buna fena takıldım.

la zaten millette para yok, buna bu kadar zokunca

korsan taksiciliği mi hortlatacaklar ?

bu nasıl bir kafa la ? bu neyin kafası ? bu kafayı neyle yapıyorlar ?

la şorada vodka ya yüzlerce rubl bayılıyoz, gene de bu kafayı yakalayamıyoruz.

yok yok, imkanı yok.

neyse sakinleşelim.

şimdi şu ; ehomoni porofesörleri için de üzgünüm ama

doların inmesi ekonominin iyi olduğu

çıkması da kötü olduğunu göstermez.

öyle olsa para basar ; dammına bile goyarık başgaaaan.

ne batmış, ne de akabenin söylediği gibi tüm dünyayı kıskandırmış durumdayız.

uzun yazsam nasolsa kimse okumaz.

öyleyse kısaca

hafif zıçmış ve hatta biraz da sıyırmış durumdayız.
Geçen sene tonu 1600 lira olan inşaat Demiri şu an 2400 lira. Kriz Yoktur diyen siktirsin gitsin.
merkez bankası 2001'de güçlü ekonomiye geçiş reformuyla birlikte dalgalı kur sistemine geçti. bu sistemde ani krizler olmaz. bir gecede %300 faiz artışı olmaz. yavaş yavaş öldürür adamı. bizim son yıllarda yaşadığımız tam olarak bu!

insanlar da zannediyor ki kriz yok. bal gibi kriz var kardeşim ama sen farkında değilsin.

yavaş yavaş ölüyoruz.
hala çok büyük potansiyelimiz olduğunu söyleyenlerin olduğu başlık.

potansiyellere şöyle bir göz atalım;

kaynak arayışları 6-8 yıl evvel başladı.
bu ülke 90 yıl boyunca yarattığı meydana getirdiği varlıklarını satıp beton yaparak (stadyum, hasta garantili hasane, geçiş garantili köprü vesaire) ile yedi bitirdi. piyasaya para enjekte edildi, edildikçe insanlar gelecekteki kazanacağına inandığı ama henüz kazanmadığı paraları harcayarak konut aldı,zira konut en güvenilir yatırım aracı olarak görülür ülkemde yıllardır. bir sürü müteahit zenginler peydah oldu. endüstriye değil inşaat desteklendi.

kaynaklar tükenmeye başladığında, devlet eli ile pompalanan ekonomi dar boğaza girmeye başladı, çünkü en büyük müşteri devletti.

son potansiyeller devreye konuldu 'varlık fonu' yaratıldı ve ülkenin inci kolyesinin taneleri olan kurumlar fona akarılarak tüketilmeye başlandı. piyasaya para enjekte edecek bir materyale dönüştü, fon oluşturulduğundan beri satılıyor mu? alınıyor mu? teminat gösterilip kredi mi kullanılıyor? neler oluyor bu fonda neler dönüyor birisi de çıkıp analtmıyor. 100 milyar dolardan büyük bir yapı da neler dönüyor bilen var mı ?

denilen;Otoyollar, Kanal istanbul, Çanakkale 1915, üçüncü havalimanı, nükleer santraller, yerli otomobil gibi projelere hızla finansman sağlanacaktı. görünen o ki kgf lere aktarılmaktan öteye gidemedi. bahsi geçen projelerdende bir kaçı hariç uzun dönemde istihdam yaratıp katma değer sağlaması konusunda zaten tartışma konusu.

artı olarak öyle bir noktaya geldi ki, geri dönmeyen krediler de satılarak kaynak elde edilmesi planlanıyor. olmayan paradan yeniden para yartılmaya çalışılıyor.zira risk içeren bu kredileri kim alır o da tartışma konusu.

baştan yapılan yanlışları şimdi yeni yanlışlarla kapatmaya çalışıyorlar.

diyelim ki varlık fonu iyi çalıştı ve bahsi geçen tüm yatırımlar yapıldı, sonra ne olacak? örneğin ;yol inşaatında çalışan onlarca müteatih,bunlara mal satan yüzlerce kobi, bunlara beton çimento satan onlarca kuruluş ve tüm bu döngüde bulunan binlerce işçinin istihtamı kesilecek... zaten hazırda bulunan %11 lik işsiz ordusuna bunlarında piyasada tutunamayanları ve çalışanları eklenecek... yada ne yapılacak? bunlara istihdam sağlamak için yeni dev projeler mi hayata geçirilecek ? kanal istanbul da benzeri, hastaneler de benzeri, şehir dönüşüm projeleri, stadlar vesaire vesaire.

dar bir çıkmaza doğru gidiyoruz....

birisi işsizliğin 10.2 ye gerilediğini söylemiş ?
mevsimlik işçi kavramından haberdar değil heralde bu arkadaş?
her yıl yaz aylarında işsizlik düşer açsın biraz araştırsın,
sebebi ; fındık hasadı, pamuk hasadı vb. tarım bölgelerinde ve yazlık tatil beldelerinde çalışan mevsimki personeller sayesinde düştü ki o da yeterli seviyede değil.

tüik in parmaklanmış verilerine göre bile işsizlik mevsimsel etkiden arındırılmış hali bile bir önceki döneme göre 9din kişi artarak 3 milyon 560 bin kişi ile : %11.3'e ulaşmış.

işsizleşiyoruz çünkü endüstri yada tarım kendini beslemiyor, devlet besliyor...

devam edelim;

birisi çıkmış demiş ki utanmadan;

enflasyonda tek haneli rakamlar konuşuyor deniyor,

ulan arkadaşım senin ham dev projelerinin kaynağı olan inşaat sektöründen yürüyelim.

geçen yıl aynı dönem hazır beton : %12 artmış,
geçen yıl aynı dönem inşaat demir fiyatı : % 60 dan fazla artmış,
geçen yıla göre Elektrik fiyatları : %18 artmış,
geçen yıla göre motorin fiyatları : %15 artmış,

ama her nasılsa enflasyon tek haneleri zorluyor öyle mi ?

artık yeter bu aymazlık bu körlük yetti.

bir dönem iran ambargosunu kıran para & altın trafiği, şimdide katar'dan gelen sıcak para vesaire ile bir şekilde gidiyoruz ama katma değer yok sıfır.

düşünün türkiyenin ihracattaki ilk 10'una bakalım ;

6 sı yabancı kaynaklı, ford, renault, fiat, mercedes, bosch, toyota vesaire. toplam bu 6 firma 18 milyar dolar.

kimse potansiyelden başarıdan falan söz etmesin.

batıyoruz yavaş yavaş acınası şekilde ve hala kibirliyiz ulakayız.

her zaman dediğim gibi.

arrogance is one of the deadly sins....
ekmek makarna yiyerek iliklerime kadar hissettiğim kriz. Geleceğe güvenle bakmıyorum.
bence olmayan krizdir. arabam yok, elektrik ve suyu kaçak kullanıyorum. bilgisayar ve internetle olan işlerimi işyerinin bilgisayarından hallediyorum, evde tv var ama en son 3 ay önce falan açtım herhalde. cep telefonuna 3 ayda bir kontör yüklerim yeter. sigara yok, alkol yancı olarak bulursam öyle içerim gidip para vermem.
#36863185 ve #37719016 nolu entrylerimde belirttiğim gibi kaçışı olmayan bir durumdur.

nitekim %40 mtv ile geri dönmeye başlamıştır ve üzülerek söylüyorum 'yetmeyecek'. insanların milli duygularını kullanarak ''yok efenim savaş riski var,savunma sanayiine para lazım' goygoyuna inanmamak lazım, lakin kazın ayağı öyle değil...

her yıl fazla veren hazine bu yılın ilk 6 ayında 25 milyar tl rekor bir açık verdi.

nasıl mı verdi? inceleyelim...

türkiyede 20 milyon araç var ve ortalama yıllık araç başı 400 tl fazla vergi alınması demek yaklaşık yıllık 2.5 milyar dolar ek gelir manasına gelir.

sadece referandumu kazanmak için açıkladığı paketleri bir inceler iseniz eğer;
geçici kdv, ötv indirimi, 250 milyar lira dağıtılan kgf kredileri, 12.5 milyar tl 250 bin kobiye faizsiz kredi dağıtılması gibi büyük kalemler var ve bunları yaptılar. 'varlık fonu kurulması ve savunma sanayi bütçesinden referandum sonuna kadar 1 milyar dolar alınması' vardı. nereye gitti bu 1 milyar dolar ? referandum öncesi vaadlere harcanması için savunma sanayiinden alınan 1 milyar dolar alınmasaydı bugün %40 zamma ihtiyaç duyulmayacaktı!.

osmangazi köprüsü 39$+kdv 40 bin araç/günlük bir geçiş garantisi ile taşere edildi. oratalama her ay 40 milyon dolar yıllık ise 560 milyon dolar sadece bu köprü için hazine ödeme yapıyor. ve bu 22 yıllık kontrat.

avrasya tünelinden garantili geçişi sağlayamadığı için hazine ilk 5 ayda 77 milyon tl ödeme yapacak. yanlış hatırlamıyorsan 21 yıllık kontrat.

3. körü olarak bilinen yavuz sultan selim köprüsünün planlanan geçiş değerine ulaşmaması ve farkın hazine garantisinde olması nedeni ile sadece ilk 4 ayında toplam 140 milyon tl hazine tarafından ödenecek. yanlış hatırlamıyorsan 20 yıllık kontrat.

cumhur başkanlığı sarayının maliyeti açıklanan 350 milyon dolar. mimarlar odası incelemesi 1.2 milyar dolar.

cumhurbaşkanlığına ve başbakanlığının toplamda bulunan 11 adet vip uçağı olmasına rağmen alınan yeni uçaklar 150 milyon dolar. 1.2 milyon dolarlık makam araçları.

önceden 150 kişi olan cumhurbaşkanlığını 200ü yakın olmak üzere 1500e ulaşan koruma adeti ile eğer asgari ücretin biraz üzeri olsa sadece bunlara ödenen maaş aylık 1.5 milyon dolar.

ve bunlar sadece basit açıklanan bilinen konuşulanlar.

hazine zor durumda, kuzey ırak referandumu vesaire hikaye.
yandaş olmayan reel ekonomistler bangır bangır bağırırken 2016 da hep suçlandılar yaftalandılar.

cari açığın kapanmasının en büyük destekçisi geçen yıla kadar turizmken, şimdi almanya başta olmak üzere, bize zengin turist gönderen hollanda,rusya artık bitti. bangladeşle bile kavgalıyız artık bangladeşle bile.....

son yaklaşıyor hazır olun....
Dün akşam iş kapanış saatlerine yakın bir saatte bir kuyumcuya girdim ve 1 gram altın var mı diye sordum. Adam tabi var dedi kulplu çıkardı. Kulplular 22 ayar alıyor; ben de 22 değil 24 ayar istediğimi bunları bir köşeye atıp biriktirdiğimizi söyledim. Adam ilk önce kulpsuz olmadığını söyleyerek kulpluyu bana kakalamaya çalıştı,

Şimdi olay dışında çıkıp bir açıklama yapayım: Kuyumcunun üstünde başında en iyi saatler gömlekler var. Levent'in en işlek yerlerinden birinde ve muhtemelen onlarca Akmerkez kokonası kamyonla ziynet eşyası kaldırıyor olmalılar. Bu kuyumcunun bu altın satışından kazandığı para topu topu 5 lira olacak.

Normalde böyle bir adamın yok arkadaşım diye homurdanıp beni sepetlemesi lazım. Ama bu adam dükkanda ne kadar çekmece dolap içine bir şey koyulabilir halt varsa altını üstüne getirdi. Hatta bir ara pufların üstüne çıkıp tavanda otobüslerdeki eşya koyma raflarına benzeyen yerleri aradı. O kadar içim sıkıldı ki abi dedim sorun değil pazartesi salı gelirim. Yok yok yok diye beni baş köşeye oturttu (başka zaman tam kapanış saatinde otuz tane adana burması almayacaksanız kuyumcular insanı kovmaktan beter ediyorlar) bir de Türk kahvesi söyledi; ben kahveyi höpürdetirken dükkanı neredeyse kazdı allem etti kallem etti bir tane kulpsuz buldu, Amerika'nın keşfi gibi sevinçle zıpladı.

Abi dedim neden bu kadar şey yaptın toplasan kazancın beş lira. Yanıt: Öyle deme evlat bugün, Cumartesi, hafta sonu, yani herkesin alışveriş yaptığı bugün ben siftah yapamadım, ilerdeki Ahmet abi bi yüzük satti; biz iki aydır yanıyoruz dedi.

O kadar arayıp taramamış olsa esnaf ağlaklığı deyip geçecektim. Bu halde içim sıkılmış halde terk ettim. Levent'teki kuyumcu ağlıyorsa biz napsak acep?
Türkiyede ciddi bir kriz olmaz çünkü zaten dünya standartlarının çok altında yaşayan, diğer ülkelerin kriz dediği durumu normal hayat olarak kabul eden bir ülke. Daha ne krizi olacak?
herkesin krizi kendi cebine girip çıkana göre, ancak girişlerin beklenenden az, çıkışların beklenenden fazla olması durumundan herkes şikayet etmeye başlamışsa, "acep nedendir?" diye dönüp bakmak gerekir.
Bankaya kredi veya kredi kartı borcu olmayan birey yok bu yeterli fikri veriyor. .
türkiye piyasası daha açılmadan dolar 3.75 oldu yakın hemde çok yakın zamanda geliyor kriz ,sanırım sıçtık arkadaşlar .
kuyumcu yalan söylüyor, ülke şerefsiz dolu, inanmayın bu salaklara, siftah yapamamışmış.
dışarı çıkın, istanbul'un en sikik semtlerinde bile sokakta 250.000 liranın altında araba yok, geçiniz bu orospu çocuklarını.
o 5 lirayı da götüne soksaydın.
ekonomik krizin boyutu çok ciddi ama bu durum orta sınıfı etkiledi, tamamen yok etti. zengin daha zenginledi hatta artık vergi de ödemiyorlar. fakirler de tezek yesin.
En çok
"ekönömi çoğ eyi Almanya bizi çekemiyörcü"
2017 ekonomik kerizlerini
vuracaktır.
9 Ekim 2017 de 4 saatte %4 değer kaybeden paran var.

Akaryakıta, doğalgaz, elektriğe yeni fiyat güncellemeleri gelir sabunsuz.
- knock knock
- who's there
- economic crisis
- crisis who
- yaprak kıpırdamıyor amk.
eli kulağında kuvvetle muhtemel-en geldi, geliyor.

vinter is kaming.

2001'den beri bir iki defa yokladı. katar'ın matar'ın valizlerle akıtılan ssıcak paraları ile atlatıldı.
bu sefer kallavi geliyor. dışardan seyretmek eğlenceli olabilirdi de tam içindeyiz. bu çangılın.
eğer korkulan olur da gelirse hiç de eğlenceli olmayacak.

patronların acil durumlarda ilk çözümü personel maliyetlerini kısmak, işten çıkarmalar olur.
ama oluşan domino etkisi herkesi vurur.
ssk dan sonra ülkeyi de batırdın ulan kılıştar.
Hala
Winter is coming yazan var

Winter has already come.
Bu olsa olsa
Winter is cumming (ingilizce bilmeyenler bakmasın nedir bu diye pek hayırlı bir şey değil)
dir.
2018 krizine göre hafiftir. paranın değeri kalmadı harbiden ama yine de asgari ücret,memur maaşı falan yerlerde. zaten milli gelirmiş,oymuş,buymuş artsa ne olacak ki? zenginler trilyonlarını katlayacak,biz yine aynı seviyedeyiz,bize krizsiz gün yok artık.
Ülkemizin en çok ticaret yapıtğı ilk 6 ülke sırasıyla.

1- almanya
2 - birleşik krallık
3- ırak (kuzy)
4 italya
5-fransa
6-abd

Bu listedeki 3 ülkeyle temaslarımız tamamen kopma noktasında dolayısıyla bu adamların ülkedeki yatırımı çekmesiyle gerçekleşmeye başlayan krizdir derin izler bırakıcak . Demedi demeyin.
Dolar 3.71 e geriledi
Altın 152.56
Euro 4.35 amk ne yapacağız umarım b c ç d planlarımız vardır.