bugün

sevdiği entry'ler

bayan demek neden ayıplanır oldu

hanımefendi bakar mısınız?

Diyebilirsin.

20 yaş büyük biriyle olur mu

46 yaşında adamı ne yapacaksın kardeşim?
Bak düz mantık kurarsan sen 28 yaşına geldiğinde adam ellisini geçmiş olacak.
Üstelik baban yaşında. biraz abarttım.
Sugar Daddy arıyorsan da aradaki kuşak farkı illaki bir gün gelir kendini belli eder. Yapma yani.

aşk acısının aşırı abartı olması

insan yaşarken hiç geçmeyecek sanıyor, sonra bi anda geçiyor, hatta daha sonra bi bakıyorsun aşık bile olamıyorsun. hangisi daha kötü bilmiyorum.

ne intihar edebilmek ne de hayattan tat alabilmek

frida kahlo'dur.. ya da nilgün marmara'dır.. sylvia plath'dır..

hep aynı yılgınlık, hep aynı yalnızlık.. hep gidememek ile kalamamak arası ince çizgide yürüyenler.

sonları hep aynı oldu..

pevase mesela; "tiksiniyorum bütün bunlardan. sözler değil. eylem. artık yazmayacağım" diyerek bıraktı kenara hayatının yorgunluğunu.

dikkat etmek lazım, yaşamak her ne olursa olsun yaşamaya devam edebilmek çok değerli.

ne intihar edebilmek ne de hayattan tat alabilmek

Geçicidir, hayatın her döneminde hissedilir. Akışına bırakılmalıdır.

ne intihar edebilmek ne de hayattan tat alabilmek

Ya haline şükür etmek boş iş abi. Sen insansın, daha elindekinden fazlasını tabi ki isteyeceksin. istediklerini elde edemeyince boşluğa düşüyosun zaten.

Hem ben de bu durumdayım. intihar etmek istemiyorum, çünkü o "belki yarın içimdeki bi boşluğu doldururum" umudu var, ne olacağını bilemiyosun sonuçta.

Ama tatsızlaşmaya başladı cidden.

ne intihar edebilmek ne de hayattan tat alabilmek

içinde bulunduğum korkunç durum. Hayatım bir türlü düzene girmiyor. Öyle yorgunum ki.

Bana destek olacağını söyleyen insanlar bahane üretiyorlar. Bir gün intihar edersem ciğeri beş para etmez tiplerden yardım istemeyip onurumla bu hayattan çekip gitmek için intihar edeceğim.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Hayat hep sorun yok denmesi gerekildiğini belirtti.
Küçükken başladı sorun yok deyişlerimiz.

Küçük bir çocuktunuz ve koşarken yere düşmüştünüz. insanlar gelip yaranızı temizlemek veya size yardımcı olmak yerine sorun yok, bir şey yok demeyi tercih etti. Hayata karşı ilk kaybedişiniz de o andı neredeyse. Sorun yok dedikleri an sustunuz ama bir sorun vardı. Bacağınız, kolunuz, bileğiniz acıyor, yanıyordu. Bu bir sorundu. Bu, o küçücük çocuğun Büyük sorunuydu. Ama kaybetmiştiniz işte. Sorun yokmuş gibi davranmıştınız. Ağlamanız gerekirken acıyla dudaklarınızı bükmüştünüz.
Sorundu.

Hislerinizi görmezden geldiler, sorun yok dediniz.
Hayır, sorundu.
Canınız yandı, ağlamak istiyordunuz. insanlar size acırcasına bakmasın diye sorun yok dediniz.
Hayır, sorundu.
Görmezden gelindiniz, suçlandınız.
Sorun yok demiştiniz.
Ama hayır, sorundu.

Bunlar, her şey, sorun yok dediğiniz ne varsa ufak ya da büyük fark etmeksizin bir sorundu.

Her şey bir sorundu ve sizler küçük bir çocukken sorun yok demeyi tercih ettiniz. Sonra bu böyle devam etti. Reddedildiniz, acı çektiniz, ölecek gibi oldunuz, nefret ettiniz, mutluluk elinizden kayar oldu. Bunlar sorundu.
Ama işte siz, sorun yok demeyi tercih ettiniz.

Artık sorun; duygular, acılar, olaylar veya insanlar da değildi.
Artık asıl sorun sizdiniz.

Ancak sorun yoktu?
Asıl sorun bu gidişle, evet yok olacak.
Sorun yok değil artık, işte bu büyük bir sorun.
Günden güne sorun yok deyişlerinizin artmasıyla kendinizi kaybetmeniz bir sorun.
Aslında her şey sorun.

ankara dertleşecek insan platformu

Koskoca Ankara lan bura bir insan gelip demez mi;
Gel bira içelim kant ödev hakkında konuşup, lacan’ın kadınlar hakkında düşüncelerini masaya yatıralım. Yazıklar ötesi.

arayıp konuşacak kimsenin olmaması

Arkadaş ilişkileri midemi bulandırıyor. Şerefsizler kendileri isteyince görüşüyor siz istediğinizde ise ortada olmuyor. Sıçarım öyle ilişkinin içine. Bir ilişki beni rahatlatmayacaka aksine strese sokuyorsa olmasın daha iyi benim için.