bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

Düşünüyorum, düşlüyorum. korkusuzca hayallere dalıyorum. yağmur destekliyor sanki beni. elimden tutuyor. düşlerimi özgür bırakıyorum
imkansıza elimi uzatıp dokunabilecek kadar yakın, dertlere asırlar kadar uzak kalmayı seçiyorum.
gözlerimi açmakla açmamak arasında, yüzüme bir tebessüm oturtuyorum. rüzgar dokunup geçiyor, uykunun sıcağını alıyor benden. yaşadığıma dair bir his, üşüyorum. minik damlalar yüzüme çarpıyor.

gitmeli, çokça yerler görmeli kısa vakitlerde.
bolca insanla tanışmalı
ayrı dünyaların ayrı insanlarıyla, ayrı düş alemleri görmeli
gezmeli insan.
tutunacağı dalı buldumu onuda takıp peşine hiç ayrılmaksızın
hep birlikte.
yağmur ıslatmalı tüm benliğini kimi zaman
güneşten kavrulmalı beyaz ten
soğuktan titremeli insan
rüzgarı taa iliğinde hissetmeli
yaşıyorum demek için, varlığını hissedebilmek için.

zaman doldurmak olmamalı yaşamak,
boş geçen vakitlerin, monoton saatlerin upuzun toplamı olacağına
kısa ama uç noktalarda hissedilen tüm duyguların birleşimi.
sevmesini bilmeli insan
sevmeyi bilmeden yaşadım, yaşıyorum dememeli
vardığı zaman yolun sonuna, dönüp geriye baktığında
kalbinin hızlı çarpışlarını dün gibi hissedebilmeli
saçmalamalı arada, her zaman doğru olanlar yapılacak değil ya
yanlış kararlar alınmalı en az bir defa hayatta
daimi sakinlik daimi stres değilde
hepsinden bir nebze tadılmış olmalı

Şu kısa süreyi eksik yaşama korkusu olmaksızın
herşeyden bir parça ile bitirmek mühim olan.