bugün

gata

bir ara ordunun doktor ihtiyacını bir an önce karşılamak için 5. sınıf sonunda öğrencileri mezun ederek gözümde bitmiş okuldur. askerde bu 5 yıllık doktorlardan biriyle çalışma fırsatım oldu. daha doğrusu biz deli gibi poliklinik yaparken o odasına kapanıp tus çalışıyordu. bir gün nasıl olduysa bir askeri muayene etmek zorunda kaldı. yanıma gelip
"bu asker boğazının ağrıdığını söylüyor, bir de sen bakar mısın?" dedi. ben de baktım ve
"evet tonsillalardaki kriptaları görmüyor musun? tipik kriptik tonsillit. hiperemi de var" gibi birşey söyledim.
"haa, öylemi? n'apıcaz peki?" dedi.
içimden "oha" dedikten sonra tedaviyi söyledim. askeri gönderdikten sonra yanıma gelerek bunun hayatında gördüğü ilk gerçek hasta olduğunu, gata'da hastalarla hiç teması olmadığını söyledi.
içimden bir "oha" daha çektikten sonra "takma kafana, alışırsın" dedim.
ankara'da okurken hemen karşı sokağında oturduğum ve hergün hacettepe'ye gidip gelmek için karşısında otobüse bindiğim, bazen de "ulan hacettepe yerine gata'da mı okusaydım acaba. hem aileme de yük olmazdım" dediğim ve mezunlarını görünce "verilmiş sadakam varmış" dediğim fakülte.