bugün

maturin

"...Maturin ismi, kuşkusuz, güney eyaletlerinde bile ülkenin en büyük ve en girişimci gayrımenkul yatırımcılarından arasında anılmaya başlıyordu. "Ayrıcalıklı" ve " pahallı" kavramlarına yeni anlamlar yükleniyordu. Gray firmaya vizyon getirmişti - söyleyip durdukları buydu - ve şimdi babasının sağ kolu olmuştu. Baba-oğul bir takımdılar. Gray babasının başarmış olduklarına saygı duyuyordu; babası da Gray'in "yenilikçi kanına", "karnındaki ateşe", "çağdaş sezgilerine" saygı duyuyordu. Bu deyişleri kimden öğrenmişti bilmiyorum. Keyif Evleri'nin inşaatı, çoğunlukla Gray'in denetimi altında, başlamıştı. Sürece dikkate değer bir etkisi olduğu şeklinde, Isabel'in hakkı da veriliyodu, sessizce de olsa. Gray zenginlere yönelik turizmdeki ptansiyeli görmüştü, Keyif Evleri projesi aldı yürüdü ve sonra Gray arkasına yaslanıp medyanın bu yapılanmanın ne kadar lüks ve muhteşem olduğunu, hiçbir masraftan kaçılmadığını, havuzları, şelaleleri, palmiyeleri, ithal mermerleri, suitleri, villa dairelerini, sanat eserlerini, Paris'den getirtilen mutfak şeflerini, mobilyaları, aksesuarları, buralarda kalacak yıldızları soluk soluğa anlatırken, haritada üzerinde Queensland'i göstermesini izledi.
Gray ve babası artık Maturin Takımı olarak tanınıyorlardı. Baba Maturin yirmi yıl önce önce gayrımenkul yatırım firması kurmuştu ve oğlu da yönetime yepyeni bir kan, hırs ve yetenek kazandırmak üzere yetiştirilip hazırlanmıştı. isim yapmaya başlayan diğer bazı girişimcilerin aksine Gray'in konumu ayrıcalıklıydı; onun örneğinde, kendi kendini yaratmış olan kişi babasıydı. Bu nedenle Gray'in kanıtlaması gereken çok şey vardı; diğerlerini geride bırakabileceğini, Isabel'e layık olduğunu, zenginliğin böylesi bir şaşaa içinde sergilendiği bu yeni on yılda mümkün olan tüm kurnazlığa ve gösterişe sahip olabileceğini kanıtlamalıydı. Tüm bu zenginliğin neredeyse tamamı borçlardan ibaretti ama sanal parayı gerçek gibi görmekten herkes memnundu. Adeta bir kitle halüsinasyonu yaşanıyordu..." Inze Baranay,With The Tiger...