slayer

1990 dan god hates us all a kadar olan dönem ;

"The Clash Of The Titans" Turnesi

1990 yılında hala konuşulan ünlü Clash Of The Titans turnesine çıktılar. Megadeth grubu Slayer'a birlikte bir Avrupa turnesi yapmalarını önerdi. Turnenin Avrupa ayağında Suicidal Tencencies, Testament, Megadeth ve Slayer sahne alırken Amerika ayağında Alice In Chains, Anthrax, Megadeth ve Slayer sahne almıştır. Slayer ile Alice In Chains grubunun çok iyi anlaştığı hatta aynı soyunma odasını kullandıklarını görürken Slayer ve Megadeth'in devamli sürtüştüklerini görmemek mümkün değildi.Bunun en büyük sebebi pek çok konserde seyircilerin Megadeth sahnede iken Slayer Slayer diye bağırmalarıydı.

A Decade Of Aggression

Slayer 1991 yılında 10.cu kuruluş yıldönümlerini kutlamak amacı ile iki CD lik "Decade Of Agression" albümünü çıkardılar.Toplam 21 şarkıdan oluşan bu konser kayıtı albüm kişisel görüşüme göre Heavy-Metal tarihinde yapılmış en iyi konser albümüdür. Grup klasik şarkıları Angel Of Death, Mandatory Suicide, South Of Heaven, Chemical Warfare, Raining Blood, Black Magic gibi etkili şarkılarını sanki stüdyodaymış gibi çalıp kayıt etmeleri hemen hemen bütün müzik otoritelerince tam puan ile değerlendirildi. Dolayısı ile Slayer yine bir platin plak kazanmaya hak kazandı.

Metal dünyası Ocak 1992 de büyük bir şok yaşadı Slayer daha önce kendileri ile pek çok sorun yaşayan bateristleri Dave Lombardo'yu gruptan
kovdular.Bunun en önemli sebebi bir önceki sorundaki ile aynı idi Tom, Kerry ve Jeff Dave ve Karısı Theresa'yı ünlü oyuncak bebek "Ken ve Barbie" ikisilisine benzetiyorlardı. Karı koca hiç ayrılmıyorlar ve Dave devamlı çalışmaları aksatıyordu. Buna ek olarak birde sırtında
oluşan rahatsızlığın onun performansını düşürmesi eklenince Dave'i tek kelime ile gruptan kovdular. Grup bir süre sonra kendi grubu Forbidden'den ayrılan Paul Bostaph'ın boşta olduğunu duyunca onu çalışmalarına davet ettiler.Bünyelerine hemen alışan Paul Bospath'ı memnuniyetle gruplarına kabul ettiler.

The Monsters Of Rock: Slayer

Sıradaki turne "Monsters Of Rock" turnesi idi, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Polonya ve ingiltere ayaklarından oluşan bu turnede Slayer'a, "Iron Maiden", "Skid Row" ve "WASP" eşlik etmekteydi. Slayer'ın tahtına adaylar çıkmaya başlamıştı. Bunların en önemli ikisi "Pantera" ve "Sepultura" idi. Nitekim Pantera, "Vulgar Display Of Power" albümü ile Amerika'da platin plak alınca Slayer'in tahtına ortak olarak gösterilmeye başladılar.Bu süreç içinde trash metal yavaş yavaş ölmeye başlamıştı.Trash grupları ya yumuşayıp heavy metal, glam, power metale kayıyor yada sertleşip dark, doom, death metale kayıyordu.Bu süreçte ayakta kalabilen çok az grup vardı..Mesela Violence, Death Angel ve Dark Angel.

Slayer 1993 yılının sonlarına doğru suskunluğunu bir filmin soundtrack albümü için bozdu. "Judgement Night" filminin soundtrack çalışması çok ilginç bir deneyim oldu. Bir metal grubu ile bir hip-hop yada hardcore yada punk grubu eşleştiriliyor ve beraber bir şarkı yapıyorlardı.Ve Slayer Ice-T ile eşleşti. Ve beraberce War, UK 82 ve Disorder şarkılarını yaptılar [Gerçekten her arşivde bulunması gereken bir şarkı, bulun dinleyin derim] Ağustos 1994 yılında Slayer Brezilya'da bir seri konser verdi. 40.000 kişilik kapasiteli stadyumlarda Suicidal Tendencies, Kiss, Black Sabbath ve bazı yerel gruplarla sahne aldılar.

Yeni albümleri Divine Intervention bize tekrar o eski sert Slayer'i geri getirdi. Reign In Blood albümündeki sertlik bu albümde tekrarlanmıştı. Albüm çıkar çıkmaz bir hafta içinde Amerika'da 100.000 satıp müzik listelerine direk en üst basamaklardan girmişti.Bu albümde genellikle her parça Tom ve Kerry tarafından yapılmıştır.Nedendir bilinmez Jeff bu albüm sırasında oldukça pasif kaldı.Bu albümden Killing Fields, Dittohead ve Divine Intervention gibi klasik şarkılar çıkmıştır.

Slayer'ın tahtına sahip olmak isteyen Sepultura grubunun vokalisti Max Cavalera bütün dünya önünde Slayer'a savaş açmış onların pis bir nazi grubu olduğunu ve konserlerine sadece neonazilerin gittiğini söylemiştir. Buna bir Fransız Televizyonunda verdiği iki dakikalık sansürlenmiş, küfürlerle dolu yanıttan sonra Slayer ve Sepultura kanlı bıçaklı iki grup haline gelmiştir..

Avrupa Turnesi 1994

1994 yılı başında Slayer Avrupa turnesine Machine Head ile çıktılar. Ama Max Cavalera'nın sesi yine kesilmiyor ve bir röportajında "Slayer yaşlı ve yorgun bu yüzden Machine Head gibi sert bir grubu yanlarına seçtiler" diyerek yine tansiyonu yükseltiyordu.Buna yanıt vermeyen Slayer sadece şunu söyledi "Machine Head bizim için mükemmel bir açılış grubu" Avrupa turnesinde hayal kırıklığına uğramayı bir kenara bırakın umduklarından çok büyük ilgi ile karşılaştılar...

1995 Turnesi

Ocak 1995de Biohazard ve Machine Head ile uzun bir Amerika turnesine çıkan Slayer, hemen ardından "Amerika Stüdyolar Birliği"nden onur ödülü aldılar. Mart ayında Uzak Doğu ve Avusturalya turnesine tek başlarına çıktılar.Pek çok müzik otoritesi, Slayer'ın Dave Lombardo'dan sonra Paul Bostaph gibi harika bir baterist bulması ile sorunlarından arındığını düşünürken, metal müzikten sıkıldığını söyleyen Paul Bostaph gruptan ayrılarak kendisine "The Truth About Seafood" adlı bir grup kurmuştur. Ama Slayer çok kısa vadede sorunu çözmüş ve Testament'in bateristi Jon Dette gruba katılmıştır.

Slayer'ın sıradaki albümü "Undisputed Attitude" Ekim 1995 yılında kayıt edilmesine karşın çalıştığı firmadan kaynaklanan sorunlar yüzünden
ancak Mayıs 1996 tarihinde piyasaya sürülmüştür.Bu albümden "I Hate You" şarkısına video clip çeken Slayer hemen ardından "Superficial
Love/Abolish Government" adında bir single piyasaya sürmüştür. Takiben Hollanda'daki ünlü Dynamo ve Danimarka'daki Roskilde festivallerine
katıldılar. Kasım ayında Ozzy Osbourne tarafından organize edilen OzzFest festivaline katılmışlar ve Neurosis, Fear Factory, Biohazard, Sepultura, Danzig, ve Ozzy Osbourne ile beraber sahne almışlardır.Bu festival sonunda Ozzy Ozbourne'un firmasının çıkardığı bu festival CD'sinde Slayer "Angel Of Death" şarkısı ile yer almıştır. 1997 yılı başlarında bateristleri Jon Dette Jeff ile anlaşamadığını öne sürüp gruptan ayrılmıştır ve Slayer yine aynı sorunla başbaşa kalmıştır..BATERiST ! ....

"The Truth About Seafood" adlı kurduğu gruptan beklediğini alamayan Paul Bostaph Slayer'in bize tekrar katılırmısın teklifini kabul edip gruba geri döndü ve böylece Slayer yine baterist sorununu bu şekilde çözdü.Bu sırada Dave Lombardo kendi grubu Grip Inc. ile Slayer'in bir turneye beraber çıkmasını teklif etti ama Slayer'ın menajerleri buna gülerek net bir "HAYIR" yanıtı verdiler.

Haziran 1998 tarihinde Slayer yeni albümü "Diabolus In Musica"yı piyasaya sürdü. Çıktıktan sonra bütün müzik otoritelerince harika bulunan bu albüm için yazılan kritiklerde grubun "Reign In Blood" havasını yeniden yakaladığını ve 1986 daki o sert acımasız Slayer'ın geri döndüğünü yazdılar. Amerika'nın en büyük müzik firması SONY/COLOMBIA etiketi ile piyasaya sürülen albüm gerçekten Slayer'in kendini yeniden bulmasını sağladı. Aynı firmada çalıştıkları "System Of A Down" ile birlikte bir Amerika ve Avrupa turnesine çıktıktan sonra Danimarka'daki Roskilde festivaline katıldılar.Bu arada yine Slayer-Sepultura çatışması başlamıştı ki, S.O.A.D grubu elemanları daha önce Sepultura ile de sahne aldıklarını ama Slayer'ın her açıdan daha iyi müzik yapıp daha profesyonel olduklarını açıklaması ortalığı daha da kızıştırmıştı. Slayer Avrupa turnesinden sonra tek başlarına Avusturalya ve Japonya turnesine çıktı.

Slayer, turnelerine 1999 yılında devam etti. Mart ayında Sick Of It All ve Messugah ile bir Amerika turnesi yaptılar.Hemen ardından yine OzzFest festivaline katıldılar bu sefer Black Sabbath, White Zombie, Deftones gibi pek çok grup ile sahneye çıktılar.Festivelden sonra Ozzy Ozbourne'un açıklaması tamamı ile Slayer'ı açıklıyordu "Festival sırasında pek çok insan çimlere uzanıp çıkan grupları dinleyip içkilerini içerken Slayer sahne aldığında hepsi sahneye doğru koşarak ayağa kalktılar ve çılgınca eğlendiler.... inanılmaz birşeydi, inanılmaz ..."

Turneler ve festivaller ile geçen dönem sonunda Slayer'in 10-11 şarkısı ortaya çıkmıştı.Özellikle Tom ve Kerry oldukça üretkendi ve turneleri sırasında yeni albümleri için gerekli miktarda şarkı bestelemişlerdi. 2001 yılında çıkardıkları "God Hates Us All" albümü ile ortalığı tam manası ile yıktılar. Tam 20 sene sonra hala ilk günlerindeki gibi sert nefret dolu müzikleri ile dinleyicilerini memnun ettiler. Ve hemen ardından Bruce Dickinson'un Iron Maiden'e geri dönmesi ile beraber bir turneye çıktılar. *