bugün

kemalistlerin yazım kuralları hasasiyetleri

hayali bir hassasiyettir. çünkü biz biliriz ki, türkiye'de imla kurallarından bihaber olmak noktasında kemalisti de, liberali de, islamcıyı da aynı potada eritmek mümkündür. ayrıca yazım kuralları daha doğru anlaşılabilmek içindir ve hangi ideolojiden olursa olsun herkesin bu kurallara uyması gerekir.
jül sezar, son sözlerini brütüs'e yazılı olarak verseydi ve dahi anlamındaki de'yi ayrı yazmayı unutup o kağıda "sende mi brütüs?" yazsaydı, brütüs o cümledeki serzenişi kavrayıp vicdanen rahatsız olacak mıydı? hayır, olmayacaktı, çünkü brütüs, sezar'ın öldüğü saniyelerde kendisine sezar tarafından verilen o not üzerine "ne? bana ne verdin ki, bende olsun? allah allah, geçen gün bir çakmak, bir de kısa marlboro vermiştin ama onu sana verdim ben" gibi düşüncelere kapılacaktı.

(onu bırakalım da, şu dahi anlamındaki de'yi ayrı yazamayanlara hakikaten gıcık oluyorum. yahu, bir insanın kabız olması lazım dahi anlamındaki de'yi ayrı yazamaması için. bak, ilkokulda öğretilen dahi anlamındaki de'yi ayrı yazma tekniğini öğretiyorum, iyi oku: de, da gelen yeri kapa, cümlenin anlamında çok büyük değişiklik oluyor mu, bak. örneğin "ahmet, sen de gelecek misin?" cümlesinde de'yi kaparsan "ahmet, sen gelecek misin?" olur, çok bir şey değişmez. işte bunlar dahi anlamındaki de'dir yavrum. ötekiler ise ek hâlindeki -de'dir. ha bir de, şu dahi anlamındaki de'yi "te", "ta" şeklinde yazdığını görürsem bacaklarını kırarım. sus, konuşma. bir de karşılık veriyor.)