bugün

dinsizlerden dinlere saygı göstermesini beklemek

insanlar;

tarihsel gelişim süreçlerinde, havsalalarının almadığı ya da bilgi ve zekaları ile çözemedikleri olayların, kendilerinden daha üstün bir varlık veya kutsal bir güç tarafından gerçekleştirildiğini düşünmüş ve zora düştüklerinde, darda kaldıklarında onlara sığınarak yardım dilemişlerdir.

semavi dinlere ulaşana değin geçen bu uzun süreçte; sahip olunan dinsel inançların etkisi ile güneş, ay, bereket, yağmur tanrılarına adak olarak adanan masum insanların sayısı yüzbinleri bulmuştur. pekiyi! ne için? bugün, hemen hiç kimsenin tanrı olarak görmediği ve kabul etmediği varlıklar için.

Rönesans öncesi, engizisyon mahkemelerinde olmadık ithamlarla yargılanıp öldürülen binlerce bilim adamının, sanatçının vebali kimin boynunadır? ya da hiç bir günahı yok iken, bugün dahi kocasının babası ya da erkek kardeşi tarafından tecavüze uğrayıp recm edilen afgan kadının, somali'de, uganda'da köle olarak satılan müslüman kadınların?

saygı, hak edene gösterilir.

bu bağlamda dindar insan;

insanlık erdemine sahip olduğu sürece saygıyı hak eder ama bu saygı, inandığı dine değil şahsına gösterilen bir saygıdan ibarettir.