bugün

20 mayıs 2009 shakhtar donetsk werder bremen maçı

allahım, o ne muhteşem bir geceydi öyle!

bir yanımda ukrayna'lı hanımlar, bir yanımda dünyanın en güzel biralarını içen almanlar. istanbul'da hava muhteşem, sahada futbol inanılmaz. şampanyalar ikram ediyorlar bana tribünde, ortam kopuyor. dans dans disko disko. kafalar bi' milyon olmuş. tribündeki herkes beni çok seviyor. hayatımda hiçbir yerde, hiç eğlenmediğim kadar, hiç eğlenemeyeceğim kadar çok eğleniyorum. lena, sveslana ve elena beni akşam kaldıkları otele davet ediyorlar. meşhur alman birası tucher'ın bremen'li sahibi yanımda, "oğlum" diyor "seni çok sevdim, bütün servetimi ve malvarlığımı sana bırakıyorum". hemen bir yanımda ozan çolakoğlu var, "sizin albümün aranjesini ben almak istiyorum, muhteşem insanlarsınız" diyor. aman allahım, keyiften, mutluluktan ve eğlenceden öleceğim. bu gece hiç bitmesin istiyorum.

yani özetle; verdiğim her kuruş para ve ilk başlarda galatasaray'ımın muhteşem performansı üzerine, "bir umut" diyerek gaza gelerek aldığım dört bilet için "feda olsun" diyorum. muhteşem bir gece oluyor. paramın yüzde kırkının fenerbahçe kasasına girdiğini öğrenmek bile inanılmaz bir mutluluk kaynağı oluyor benim için.

sonra bir "goool" sesiyle uyanıyorum. üstüme dört sarhoş hans atlıyor. boynumda bursaspor atkısı, üzerimde donetsk sahaya çıktığında derin bir "hastir" çektiren ve korkutan turuncu galatasaray formam var. etrafta sarışın görmekten kusacağım. bremen'in golünü kutluyoruz, "das"lar "ayne"ler arasında. bir taraftan fenerbahçe, bir taraftan da galatasaray tezahüratları yükselirken, bir ara gençlik marşını bile söylüyoruz. shakhtar donetsk kupayı alıyor, ben de 55.000 sarhoş sarışının arasında uyuyarak çok büyük bir bok yemiş oluyorum. içeride su 10, kola 20 tl. lucescu kupayı eline aldığında "bunu neyden yapmışlar lan, dökme demirden mi acaba" dermiş gibi inceliyor bi' ara, maziyi hatırlıyorum ve hayat devam ediyor b'olum. ağzımıza sıçayım.