bugün
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması9
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir17
- kuresele yavsayan gotler tam liste17
- meral akşener10
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması16
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması16
- anın görüntüsü14
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan9
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- gideon reid morgan jj30
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- amerikan film klişeleri13
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- en sevmediğiniz sözlük yazarları16
- herkesle iyi geçinmek13
- uzay pornosunun adı ne olmalı17
- cinlerin musallat olma sebepleri21
- hangi yazar hangi burç14
- kur koruma ne demek14
- kalp krizi8
- yalnguk oglu10
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
zaman albümünden önceki kıraç'ı nitelemede kullanılabilecek nitelemedir. ilk olarak deli düş isimli bir albümü ile tanıdık kıraç'ı... hala hatrımdadır o sahne "talihim yok, bahtım kara; böyle hayat batsın yere..." biraz arabesk unsurları içinde bulunduran bu şarkı zaten eskilerin arabesk şarkılarından birisi imiş, sonradan öğrendik... derken albümde zevk ile, feyz ile dinlenen şarkılar vardı... çeşminaz başı çekiyor, bozkırdaki ağaç ona eşlik ediyor ve derken dağların kadını, sevme, neler neler, yalnızlığın kapıları gibi subjektif şaheserlere de derik, kara yılan, makaram sarı bağlar ekleniyordu. güzel bir albümden bahsettiğimizi ise albümün gitarlarını konuşturan yavuz çetin'den anlayabiliyorduk...
derken aradan çok değil 2 sene geçtikten sonra bu yalnız, kendi halinde, sadece işini yapan adam bir albüm daha çıkartıyordu... "bir garip aşk bestesi" adlı bu albüm genel yapı itibari ile deli düş albümünü andırıyor fakat altyapı ve ses kalitesi başta olmak üzere bir çok konuda da kendini geliştiren bir sanatkar ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyordu bizlere... albümde bir garip aşk bestesi, gidiyorum, gel barışalım gibi güzel şarkılara bildiğimiz türkülerin, farklı yorumlanması eşlik ediyordu; keklik, karahisar, eşşeği saldım, mahkeme, sarı gelin, yayla yolları, şarköy türküsü... kıraç ise o bildiğimiz etliye, sütlüye karışmayan, sadece işini yapan adam olmak konusunda kararlı olduğunu gösteriyor gibiydi hani.
sonra 2001 senesinde büyük adam, eşsiz sanatkar, gitarın altın çocuğu yavuz çetin boğazın serin sularına kendisini bırakıyor ve bu da yeni çıkacak olan kıraç albümlerinden alacağımız feyzin düşeceğini işaret ediyo gibiydi... sonra zaman albümü geldi ve kıraç söz yazarlığı konusunda iyiden iyiye kral olma yolunda iken şarkıların konseptinde ciddi değişiklikler gözlenebiliyordu. tam bu karmaşaların içinde iken bir radyo programında kahramanımız duman grubunun vokalisti kaan tangöze için eşek gibi anırıyor diyordu... ki bu şahsi düşüncesi olabilir, kendi gözlemi olabilir, ona katılanlar dahi olabilir ama bunun yorumunu yapmak kendisine düşmese gerektir. en azından o zamana kadar çizdiği tablo ve sergilediği duruşu kaybetmiştir. bu adam o andan sonra bir garip aşk bestecisi olmayacaktır bir daha... buram buram arabesk kokan "gitarımın telleri elimi kanatıyordu" kıvamındaki kitabını da kaleme alması bu döneme denk gelmiştir. aradan geçen zamanda kayıp şehir ve benim yolum adlı stüdyo albümlerini çıkartmış olsa da kıraç pek bir şey değişmemiş, magazinlerde boy göstermesi son bulmamıştır ki işi "bu rapçiler esrarkeşler" demeye kadar götürmüştür. karşılığında ise ceza'nın malum doğaçlamasına maruz kalmıştır, bizlerin gözündeki değerinden, değer kaybetmiştir... bugün çok uzun bir süre sonra bir garip aşk bestesi dinledim ve farkettiğim bir şey vardı; özlemişim bir garip aşk bestecisi'ni ama elden ne gelir ruhuna fatiha okumaktan başka?
bir ağaç devrildi aniden
bir nehrin suları bulandı
bir kuş son nefesini verirken
ve gördüm son yaprağı düşerken
o zaman açılsın kapıları yalnızlığın
yalnızlığın kapıları açılsın
bir cigara sar uzunundan
uçup gidelim buralardan
dök ne varsa, savur ortalığa
bir rüya çalalım zamandan
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
bütün bir dünya uyurken
bizim dünyamız uyansın
çal şarkını unut adımı
farzet şimdi sen bir rüzgarsın
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
yıkılsın şu karanlık
bizim yolumuz açılsın
sar beni sar üşüyorum
senle sevişmek istiyorum
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
bu gece acının karnı aç kalsın...
derken aradan çok değil 2 sene geçtikten sonra bu yalnız, kendi halinde, sadece işini yapan adam bir albüm daha çıkartıyordu... "bir garip aşk bestesi" adlı bu albüm genel yapı itibari ile deli düş albümünü andırıyor fakat altyapı ve ses kalitesi başta olmak üzere bir çok konuda da kendini geliştiren bir sanatkar ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyordu bizlere... albümde bir garip aşk bestesi, gidiyorum, gel barışalım gibi güzel şarkılara bildiğimiz türkülerin, farklı yorumlanması eşlik ediyordu; keklik, karahisar, eşşeği saldım, mahkeme, sarı gelin, yayla yolları, şarköy türküsü... kıraç ise o bildiğimiz etliye, sütlüye karışmayan, sadece işini yapan adam olmak konusunda kararlı olduğunu gösteriyor gibiydi hani.
sonra 2001 senesinde büyük adam, eşsiz sanatkar, gitarın altın çocuğu yavuz çetin boğazın serin sularına kendisini bırakıyor ve bu da yeni çıkacak olan kıraç albümlerinden alacağımız feyzin düşeceğini işaret ediyo gibiydi... sonra zaman albümü geldi ve kıraç söz yazarlığı konusunda iyiden iyiye kral olma yolunda iken şarkıların konseptinde ciddi değişiklikler gözlenebiliyordu. tam bu karmaşaların içinde iken bir radyo programında kahramanımız duman grubunun vokalisti kaan tangöze için eşek gibi anırıyor diyordu... ki bu şahsi düşüncesi olabilir, kendi gözlemi olabilir, ona katılanlar dahi olabilir ama bunun yorumunu yapmak kendisine düşmese gerektir. en azından o zamana kadar çizdiği tablo ve sergilediği duruşu kaybetmiştir. bu adam o andan sonra bir garip aşk bestecisi olmayacaktır bir daha... buram buram arabesk kokan "gitarımın telleri elimi kanatıyordu" kıvamındaki kitabını da kaleme alması bu döneme denk gelmiştir. aradan geçen zamanda kayıp şehir ve benim yolum adlı stüdyo albümlerini çıkartmış olsa da kıraç pek bir şey değişmemiş, magazinlerde boy göstermesi son bulmamıştır ki işi "bu rapçiler esrarkeşler" demeye kadar götürmüştür. karşılığında ise ceza'nın malum doğaçlamasına maruz kalmıştır, bizlerin gözündeki değerinden, değer kaybetmiştir... bugün çok uzun bir süre sonra bir garip aşk bestesi dinledim ve farkettiğim bir şey vardı; özlemişim bir garip aşk bestecisi'ni ama elden ne gelir ruhuna fatiha okumaktan başka?
bir ağaç devrildi aniden
bir nehrin suları bulandı
bir kuş son nefesini verirken
ve gördüm son yaprağı düşerken
o zaman açılsın kapıları yalnızlığın
yalnızlığın kapıları açılsın
bir cigara sar uzunundan
uçup gidelim buralardan
dök ne varsa, savur ortalığa
bir rüya çalalım zamandan
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
bütün bir dünya uyurken
bizim dünyamız uyansın
çal şarkını unut adımı
farzet şimdi sen bir rüzgarsın
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
yıkılsın şu karanlık
bizim yolumuz açılsın
sar beni sar üşüyorum
senle sevişmek istiyorum
açılsın kapıları, açılsın yalnızlığın
bu gece acının karnı aç kalsın...
güncel Önemli Başlıklar