bugün

zahiriyye mezhebi

Davud ez-Zahirî olarak bilinen Davud bin Ali bin Halef el-isbahanî (d. 815 Küfe-ö. 883 Bağdad) tarafından kurulan fıkhî ve kelamî mezhep. Davudiye adıyla da anılır. islâmî hükümleri Kur'ân ve Sünnet'in zahirî (lafzî, sözel) anlamlarından çıkarmayı temel aldığı için Zahiriye olarak adlandırıldı. Bu yaklaşımı ile yalnız fıkıh alanında değil, kelam alanında da diğer mezheplerden ayrılan görüşler ortaya koydu. Mezhebi geliştirerek sistemleştiren ise ibn Hazm (ö. 1064) oldu.

Zahiriye mezhebine göre islâm hukukunun temel kaynakları Kitap ve Sünnettir. Bunlar ancak lafzî anlamları doğrultusunda anlaşılabilir. Nassların lafzî anlamları bırakılarak tevil ve kıyasa gidilmesi haramdır. Sünnet de Kur'ân gibi Allah'ın bir vahyidir. Bu nedenle dinî kaynak olmaları bakımından ikisi arasında bir fark yoktur. Bir âyet diğer bir âyetin hükmünü neshedebileceği gibi, bir hadis de bir âyeti neshedebilir. icma, ancak bir nassın bildirdiği hüküm üzerinde olursa bir anlam taşır. Nassa dayanmayan icmanın hiç bir hükmü yoktur. Diğer mezheplerce hukukun kaynakları arasında sayılan kıyas, istihsan, mesalih-i mürsele gibi ictihad yöntemlerinin de hiç bir geçerliliği olamaz.

Nasların illetlerini ve teşrî hikmetlerini göz önünde bulundurmayan Zahiriye mezhebi bilginleri, islâm hukukunun ayrıntılarına ilişkin çok farklı hükümlere ulaşmışlardır. Örneğin evlenmeye gücü yeten bir erkeğin evlenmesi, gücü yetmeyenlerin de sık sık oruç tutması farzdır. Kişinin sağlıklı durumdayken ve ölümlük hasta iken yaptığı tasarruflar aynı ölçüde geçerlidir. Riba, yalnız kendisini tanımlayan hadiste geçen altı madde (altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuz) için söz konusu olabilir. Hac, zekât, keffaret gibi Allah hakkı sayılan bir borcu olan ölünün terekesinden önce bu borçları ödenir, sonra sıra kul haklarına gelir. Mirasın paylaşılması sırasında hazır bulunan, ancak varis olmayan akrabalara razı olacakları ölçüde pay verilmesi gerekir. Hâkim, sağlık nedenleri, kayıplık, geçimsizlik gibi gerekçelerle evliliğe son veremez.

Zahiriye, sadece fıkhî bir mezhep değil, aynı zamanda itikadî bir mezheptir. itikadî konulardaki başlıca görüşleri de şöyle özetlenebilir: Her şeyi yaratan Allah'tır. Allah'tan başka bir varlığa ibadet edilemez. Müslümanların bir halife seçmeleri vacibtir. Büyük günah işleyen kişi kâfir sayılamaz.

Günümüzde izleyicisi kalmayan mezhep, etkisini yetiştirdiği büyük bilginlerin eserleriyle sürdürmektedir.