bugün

kendime mektuplar

28 yaş günüm ilk doğum günümdü. Ne şekil sevineceğini bilemez ya insan. Bir sevinç emaresi bulunmayan soğuk bir yüz ifadesiyle alkış tuttum önce.

Sonra hiç gülmedim. Ne zahmet ettiniz diyemedim.

Tek yaptığım mumları üflemekti.

Ve dilek diledim. Madem dedim ki yalnızız..

Bir tek annem bırakmasın beni. Her türlü şeye katlanırım.

Şimdi hayattan nasıl nefret ederim biliyor musun?

Annem vefat edip gitse. işte o zaman derim ki,,

Ya işte. Sen artık yaşamıyorsun.

Sen yalnız değildin. Şimdi yaşa bakalım.

Nasılmış kaldırımın tadı.

Nasılmış sokakların karanlığı.

Nasılmış evin kalabalığı..

Nasılmış olgunlaşmak, nasılmış aç kaldığında kendini mutfakta bulmak.

O zaman yaşa gör işte. Ben şimdi yaşamıyorum.

Yaşamak değil bu.

Bu hayatın bir anneden öncesi, bir de anneden sonrası var.

Bazen keşke ondan önce ben gitsem diyorum.

Ve inanıyorum ki bu hayatta hiçbir şey bana annemin ölümü kadar koymayacak.

insanlar çok kötü. Annem gibi bir kadınla karşılaşmayacağım.

Onun ölümü, tüm insanlığın ölümü gibi olacak.

Umarım sımsıkı sarılabildiğim bir evladım olmadan beni bırakmazsın.