bugün

gecenin derinlerinden öyküler

B' yi içeri alıp kıyafetlerini teker teker çıkardık. Vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar vardı. Teninden kanlar süzülüyordu. M onu alıp yavaş yavaş banyoya götürdü. Arkalarından izliyordum. Bir an zihnim karıncalanmaya başladı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordum. Hayır, hayır, hayır, hayır bu sefer olmaz diyordum kendime. Kontrolü belki de bedenimin her noktasını kasarak sağlayabildim. Banyoya doğru yürüdüm, m onu yavaş yavaş yıkıyordu. Yara izleri şimdi daha da netti. Canının ne kadar yandığını tahmin edebiliyordum. Bana bakmıyordu, hiçbir yere bakmıyordu, başını m' nin omzuna koymuştu. O kadar tuhaf bir anda ki, iki çırılçıplak kadın ve onları izleyen ben. Kimse bu durumu umursamıyordu.

Fakat dürtülerimi daha fazla tutamayacagimı biliyordum. Aslında tutabildigimi de ilk defa fark ettim zor da olsa. M' ye birazdan geleceğimi ve m' yi banyodan sonra yatağa yatırmasını onun başında durmasını söyledim. Başıyla onayladı. Çünkü peşimden gelmesini istemiyordum. Ve fazla vakit yoktu, günün doğmasına az bir zaman kalmıştı.

Kapıdan çıkıp o yola tekrar yürüdüğümde içimdeki dürtü bastirilamaz hale gelmişti. Ve tutmanın da bir anlamı yoktu. Aksine bu sefer bilerek serbest bırakıyordum. Ve m' ye bunu yapan şeyi arıyordum. Hava hala karanlıktı ama bunun bir önemi yoktu. Biraz gittikten sonra b' nin geldiği yolu fark ettim, otları nasıl ezip de koşarak geldiğini belki de son gücüyle. Daha da ileri gittiğimde ise oturduğumuz kayanin orada kıyafetinin parçasına ve kan izine denk geldim. Bunu gördüğüm an tamamen kontrolden çıkmıştım. Ona bunu yapan yakınlardaydı, kokusunu alabiliyordum. Sesini duyabiliyordum...

Fakat önce davranan o olmuştu. Ne büyük hata! Saldırısından kurtulduktan sonra dişlerimi boynuna geçirdiğimde, ellerimle de bedenini tüm gücüyle sıkıyordum. Bir andan sonra kendimi kaybettiğimj hatırlıyorum. Kendime geldiğimde parçalanmış halini gördüm. Ağzımda kan tadı, dudaklarımda kan izi ve üstüm başım da aynı. Ve dürtülerim yeniden uykuya geçmişti. Bir şey olmamışlığın hissizligi, soğukluğu ile eve döndüm. Hava artık aydınlaniyordu. Diğer insanlar görmeden eve çıkıp içeriye girdim. Kapının orda m bekliyordu. Ne olduğunu anlamıştı. Tepki vermesini bekliyordum. Ama hiçbir şey demedi, sadece salona gel, senin yaranın da temizlenmeli dedi. Salona girdiğimde b yatıyordu, biraz daha iyi görünüyordu.

R: neler olduğunu anlattı mı
M: evet, dönüş yolunda olduğunu neler yapmaya çalıştığını ne kadar korktuğunu bir şey yapamadığını anlattı. Bir anda saldırmış. Daha yeni sakinleşti anlattıklarından sonra.
R: o yüzden mi bir şey demedin bu hâlime, böyle tepkisizsin
M:( olaydan sonra ilk defa tebessüm etti) bunu yapmak için dışarı çıktığını anlamıştım. Kendini kontrol edemiyordun. Ve( bir an suskunlasti sonra) bunu hak etmişti.

Yutkunarak söylemişti bunu. Ona göre bir şey değildi bu. Ne olursa olsun söylemezdi. Ama sonra anlattı. Bu yaşanan ilk değildi, duymuşlardı o yolda bazı hikayelerin olduğunu. Hiç denk gelmemişlerdi. B bunu yaşayinca o hikâyenin doğruluğunu anlamıştı. Ve o yüzden söylemişti hak ettiğini. Sakin görünen yolun hikayesi oysaki kanliydi ve şimdi de değişmedi.

M: ikiniz de iyileştikten sonra seni müziği duyduğun yere götürmek istiyorum gelir misin? Belki kendi topluluğun olmaz ama iyi hissedeceğine eminim.
R: ( düşünürken..)
B: ( biraz zorlanarak yataktan başını kaldırdı) gel!
R: ( gülümseyerek) seçenek şansı kalmadı galiba

Tam o an gözüm pencereye takıldı, ona bahsettiğim an dışarıda yaşanıyordu. Ona söyledim, b' ye de yardım ettik ve beraber dışarı baktık.

B ve m: gerçekten de güzel bir görüntü, büyüleyici...
R:( sadece gülümseyerek eşlik etti).