bugün

gecenin ayeti

“Sana gerçeğin ta kendisi olan Kur’an’ı indirdik ki insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma. Allah’tan af dile. Allah çok affedici, sevgi ve merhamet kaynağıdır; bundan hiç şüphen olmasın. Hainler adına mücadeleye kalkışma. Çünkü Allah, fıtratını bozarak günah işleyenleri sevmez. Onlar yaptıklarını insanlardan gizleyebilirler ama Allah’tan gizleyemezler. Halbuki O’nun kabul etmeyeceği sözleri sayıp dökerken Allah yanı başlarında! Allah onların yaptıklarını çok iyi biliyor. Diyelim siz bu dünya hayatında onlara arka çıktınız, fakat kıyamet günü onların arkasında kim duracak ve onlara kim vekil olacak? Oysa kim bir kötülük yapar veya fıtratını bozar da sonra Allah’tan af dilerse Allah’ı çok affedici ve merhametli bulur. Çünkü günah işleyen yalnızca kendine zarar verir. Allah her şeyi bilir, çok bilgedir. Kim bir hata yapar ve suç işler de sonra onu masum birinin üzerine atarsa, iftira etmiş ve açık bir günah işlemiş olur. Allah’ın sana cömertliği, sevgisi ve merhameti olmasaydı onlardan bir gurup seni bile şaşırtmaya çalışmışlardı. Oysa onlar yalnız kendilerini şaşırtırlar sana da asla zarar veremezler. Nasıl yapabilirler ki Allah sana kitap ve bilgelik vermiş ve bilmediklerini sana öğretmektedir. Allah’ın sana olan cömertliği gerçekten çok büyüktür. Onların kapalı kapılar ardında çevirdikleri entrikaların çoğunda hayır yoktur. Ancak doğruluk namına karşılıksız vermek, ortak iyi için çalışmak ve insanlık yararına yapılan işlerde hayır vardır. Ve her kim bunu Allah’ın rızasını arayarak yaparsa yarın Biz ona büyük bir ödül vereceğiz. Kim de doğruluk ve dürüstlük yolu apaçık gösterildikten sonra peygamber ile bağını koparır ve müminlerin yolundan başka bir yola girerse onu girdiği o yolda bırakır ve kendisini cehenneme atarız. Ne kötü gidiştir o!” (Nisa; 4/105-115).

bu ayetin geliş nedeni (Razi, ibn Kesir, Kurtubi'de de geçer) hırsızlık-yolsuzluk yapan bir sahabe (Tu’me ibn Ubeyrik) maun'dan (kamu malından-hazineden) bir zırh çalar. çalınan eksik olan bu zırhı bir yahudinin aldığını söyler. yakınlarıyla peygamber huzuruna çıkıp yemin ederek yandaşlarını şahit göstererek zırhı yahudi çaldı der. peygamber de buna inanacak gibi olur.
öyle ya, adamın argümanı sağlam. örnek olarak (temsilde hata olmaz) çıkıp "peygamberin huzurunda, allah bizi görüyorken, kıldığımız namazlar ve cihat ederken, bir sahabe olarak bla bla bla...
zaten yahudiler böyledir onlar fetö dıj minnak cehapeli bölücü terörist hdp li avrupa amerika çıkarına çalışır, bizi kıskanıyorlar bizi bölmeye çalışıyorlar bunlar vs vs" gibi argümanlar söylemler...

işte nisa suresinde ki 105 den 115'e kadar olan ayetler bunun için gelmiştir.
ve islam jargonunda hain demek kamu malını çalan, toplumun fakirin fukaranın yetimin hakkına el uzatandır.
allah ayet de Peygambere, ‘sakın hainleri savunma, onlara arka çıkma’ diye tehbihliyor. Hatta zahire bakıp lehlerine hüküm vermeye eğilim göstermesini bile çok görerek “Allah’tan af dile, hainleri savunmaya kalkma” diyor. Ardından “Allah’ın sana cömertliği, sevgisi ve merhameti olmasaydı onlardan bir gurup seni bile şaşırtmaya çalışmışlardı.” diyerek bu tür olaylara asla göz yumulamayacağını söylüyor.

din bir inanç değil davranıştır.
sen müslüman'ım diyenin değil haklı olanın masum olanın yanında dur diyor allah.
bunun için mazlumun haklının imanı sorulmaz.
müslüman bir devlet ile dinsiz bir devlet savaş yapsa haklı mazlum kimse onun yanında olun diyor allah.