bugün

ney

Ney tasavvuf ehli için önemli bir sazdır. insan-ı Kâmil’i sembolize etmektedir, Ney. O da, kâmil insan ile aynı kaderi paylaşmaktadır adetâ. insan nasıl, aslî vatanı olan, sonsuz rahmet , esenlik ve güzellikler diyarı olan cennetten dünyaya indirildiyse, ney de anavatanı olan kamışlıktan kopartılmış, uzaklaştırılmıştır.

Ney’in özlemi kamışının kopartıldığı an başlar. Arkeologlar bunun sadece beş bin yıllık kısmını belgeleyebilmişlerdir. Sümerlilerin milattan önce 2800-3000 yıllarında imal ettikleri “na” veya “nay” adını verdikleri müzik aleti (ki bu isim Farsça’ ya ney olarak geçmiştir) bugün ABD’ de Philedelphia
Üniversitesi Müzesi’nde sergilenmektedir. Ney’in derdi ve feryâdı bu kadar kadimdir işte

Tasavvuf musikimizin baş sazı ve insan-ı kâmil’in sembolü olan ney, sarı renkli, sert ve sık lifli kamıştan yapılır. Başka bölgelerde de ney için uygun saz bulunsa da Asi ve Nil nehri kıyılarında yetişen sazlar ney için en makbul olanlarıdır. Ney yapılacak kamışın dokuz boğum olması şarttır. Kim bilir belki de akla gelen her şeyin ağızdan çıkmamasına, her sözün ağızdan kolayca çıkmamasına, lafla söz birbirine karışmamasına bir sembol, bir işâret olsun diye, ve bir de belki her ciğeri olanın “nefes”i ney’e yetişmesin diye dokuz boğumlu yapılır ney ... Neyden ses çıkarabilmek bile özel bir terbiyeden geçmeyi gerektirir. Çünkü kaal ehlinin değil hal ehlinin işidir neyzen olmak. Neyin nidasına, özlemine “nefes” yetiştirebilmek kolay değildir. Zaten eskiler “ney üflenmez, üfletir” diye boşuna söylememişler.