bugün
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek15
- icardi1905'in sözlüğü bozması10
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- anın görüntüsü16
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- tamirciye veren kadın11
- motosikletle 210 km hız yapmak11
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü27
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- şu an hissedilen duygu17
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek10
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak10
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek27
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması11
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı8
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş10
bir faruk nafiz çamlıbel şiiri.
normal bir şiir değildir ama. değildir.
bana yine dershane denemelerinin türkçe sorularından gelmiş başka bir şiirdir, ki anlatmıştım ben; necip fazıl'ı da böyle tanımıştım..
bir kıta vardı soruda.
bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna
buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz
benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna
hiç bir ana, kızına bu kadar düşkün olmaz...
o zamanlar henüz yaşamamış olduğum duyguyu, aşkı, iliklerime kadar hissettirdi bu kıta bana. aklımda zamirler edatlar varken çarpıldım, nefessiz kaldım.
aylarca aradım, bulamadım şiiri. sonra internete bakmak aklıma geldi, google yoktu o zaman, yahoo da buldum..
soruda geçen kıtanın, bütün şiirin en güzel kıtası olduğunu farkettim. soruyu hazırlayana da hak verdim.
ama sandığım gibi bir aşk şiiri değil, ayrılık şiiriymiş. acıymış bunları yazdıran, mutluluk değil.
allahaısmarladık!
beddua edemiyorum canım yansa da, allah'a emanet ediyorum yine seni. kıyamıyorum.
sevgi nedir? aşkla farkı? belki yüzyılın sorusudur bu.
sevgi, babanın oğula titrediği kadar titremek, ananın kızına düşkün olduğu kadar düşkün olmak..
bu kıtayı aklıma kazıyalı 6-7 sene olmuş bile. hiç bu kadar iyi anlamamıştım bu şiiri, özümsememiştim bu zamana kadar.
bin fersahtan duyuyordum kimle gülüştüğünü, öz kardeşinden kıskanıyordum belki.
ama gidiyordu, tutamıyordum.
ardına bakmadan git! görme benim yıkılmışlığımı. git!
böyle bir şiir..
bu kadar anlattıktan sonra, daha bir anlayarak okursunuz umarım şiirin tamamını..
rabbim kimseye böyle şiirler yazdıracak acılar tattırmasın temennim.
allahaısmarladık
elimi beş yerinden dağladi beş parmağin,
bağrimda da yanmadik bir yer birakmadan git...
bir yarin göçtüğünü, çöktüğünü bir dağin
görmemek istiyorsan ardina bakmadan git!
yavrusunun yoluna dalan bir dul bakişi
andiriyor işiksiz evinde pencereler.
biraz yeşermek için beklesin artik kişi
çağliyansiz yamaçlar, suyu inmiş dereler...
bir sari yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz;
benim kadar titremez hiçbir yiğit oğluna,
hiçbir ana kizina bu kadar düşkün olamaz.
bin fersahtan duyarim kimle gülüştüğünü,
alnindan öz kardeşin öpse ben irkilirim.
değil yalniz ardina kimlerin düştüğünü,
kimlerin rüyasina girdiğini bilirim.
gözlerimi gün gibi kamaştiran yüzünü
daha candan görürüm senden uzaklaşinca.
sorarsin dönüşünde öksüzünü:
bir gelinlik kiz olur aşkin senin yaşinca.
elimi beş yerinden dağladi beş parmağin,
bağrimda da yanmadik bir yer birakmadan git...
bir yarin göçtüğünü, çöktüğünü bir dağin
görmemek istiyorsan ardina bakmadan git!
normal bir şiir değildir ama. değildir.
bana yine dershane denemelerinin türkçe sorularından gelmiş başka bir şiirdir, ki anlatmıştım ben; necip fazıl'ı da böyle tanımıştım..
bir kıta vardı soruda.
bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna
buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz
benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna
hiç bir ana, kızına bu kadar düşkün olmaz...
o zamanlar henüz yaşamamış olduğum duyguyu, aşkı, iliklerime kadar hissettirdi bu kıta bana. aklımda zamirler edatlar varken çarpıldım, nefessiz kaldım.
aylarca aradım, bulamadım şiiri. sonra internete bakmak aklıma geldi, google yoktu o zaman, yahoo da buldum..
soruda geçen kıtanın, bütün şiirin en güzel kıtası olduğunu farkettim. soruyu hazırlayana da hak verdim.
ama sandığım gibi bir aşk şiiri değil, ayrılık şiiriymiş. acıymış bunları yazdıran, mutluluk değil.
allahaısmarladık!
beddua edemiyorum canım yansa da, allah'a emanet ediyorum yine seni. kıyamıyorum.
sevgi nedir? aşkla farkı? belki yüzyılın sorusudur bu.
sevgi, babanın oğula titrediği kadar titremek, ananın kızına düşkün olduğu kadar düşkün olmak..
bu kıtayı aklıma kazıyalı 6-7 sene olmuş bile. hiç bu kadar iyi anlamamıştım bu şiiri, özümsememiştim bu zamana kadar.
bin fersahtan duyuyordum kimle gülüştüğünü, öz kardeşinden kıskanıyordum belki.
ama gidiyordu, tutamıyordum.
ardına bakmadan git! görme benim yıkılmışlığımı. git!
böyle bir şiir..
bu kadar anlattıktan sonra, daha bir anlayarak okursunuz umarım şiirin tamamını..
rabbim kimseye böyle şiirler yazdıracak acılar tattırmasın temennim.
allahaısmarladık
elimi beş yerinden dağladi beş parmağin,
bağrimda da yanmadik bir yer birakmadan git...
bir yarin göçtüğünü, çöktüğünü bir dağin
görmemek istiyorsan ardina bakmadan git!
yavrusunun yoluna dalan bir dul bakişi
andiriyor işiksiz evinde pencereler.
biraz yeşermek için beklesin artik kişi
çağliyansiz yamaçlar, suyu inmiş dereler...
bir sari yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz;
benim kadar titremez hiçbir yiğit oğluna,
hiçbir ana kizina bu kadar düşkün olamaz.
bin fersahtan duyarim kimle gülüştüğünü,
alnindan öz kardeşin öpse ben irkilirim.
değil yalniz ardina kimlerin düştüğünü,
kimlerin rüyasina girdiğini bilirim.
gözlerimi gün gibi kamaştiran yüzünü
daha candan görürüm senden uzaklaşinca.
sorarsin dönüşünde öksüzünü:
bir gelinlik kiz olur aşkin senin yaşinca.
elimi beş yerinden dağladi beş parmağin,
bağrimda da yanmadik bir yer birakmadan git...
bir yarin göçtüğünü, çöktüğünü bir dağin
görmemek istiyorsan ardina bakmadan git!
güncel Önemli Başlıklar