bugün

profesyonel

Ünlü Sırp tiyatro yazarı Dusan Kovacevic'in 1990 yılında yazmış olduğu ve kendisine ait en bilinen, çokça dile çevrilen ve istanbul devlet tiyatrosunun da yıllardır sergilediği efsane oyunu. Ayrıca 2003 yılında filmi de çekilmiştir.

--spoiler--
Otuz yıl hizmetlerinde çalışmış biri olarak diyorum ki, onlar "ama" sözcüğünü bilmezler. "Ya öyle, ya böyle"den ötesine akılları ermez. Ya, onlara karşı olduğunu sanarak onlardansın; ya da sahiden onlara karşısın, yani hiçbir yerdesin, kısacası yoksun.
--spoiler--

--spoiler--
Gönderdiğin ilaçlar elime geçti. Ama doğrusunu istersen, sevgili oğlum Teya, uzun süredir hiçbir ilaç kullanmıyorum. Senin gittiğin sabah hastalanmıştım; bu hastalığın ilacı yok. Belki kendi elinle getirirsin diye, ilaç istemiştim senden. Mektuplarımla bir çift eldiveni, sana, babanın Polis Okulundan arkadaşı Luka aracılığıyla gönderiyorum. Sevgili oğlum, son zamanlarda gözlerim çok zayıfladı; mektup yazarsan, elden getir ki, bana okuyasın. Seni seven annen
--spoiler--

--spoiler--
Luka: Yaşamla hesaplaştım Teya. Zincirimi bile geri verdim ki, kimse kimseyi ormana götürmesin.
BEN: Yine mi şu köpek öyküsü!
LUKA: Hayır, başka bir şey söylemek istemiştim. Beni zorladıklarından daha çok kötülük etmedim kimseye.
--spoiler--

--spoiler--
Ben taksi şoförlüğü yapacağım yerde, benim şoförüm olmalıydı değil mi, sana kalırsa? Dayının sık sık yinelediği bir söz vardı, hatırlar mısın? "Gündüze özgü bütün selamlaşmaları gündemden kaldıralım. Gün ortasında bile gece selamı verelim. Gün doğumu bizi aydınlatana kadar, böyle davranmakta direnelim".
--spoiler--