bugün

bir işle amatör olarak ilgilenmeyen, o işi sahiplenmiş kimselere verilen addır..
(bkz: professional)
(bkz: alex de souza)
fatih erdemci'nin yaşamak zor albümünde yer alan şarkısı.

sözleri:

sen bu şehrin en gizli köşesi
ben bu şehrin en gidilmez sahili
sen bu şehrin en bilinmez sokağı
ben bu şehrin en çıkılmaz yokuşu

bu şehrin ışıkları
kıskandırır tüm yıldızları
bu şehrin yağmurları
hiç unutmaz aşıkları

ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en müdavimi ve arsızı
ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en azılı aşığı yalnızı

sen bu şehrin en varılmaz lımani
ben bu şehrin en geçilmez köprüsü
sen bu şehrin en yıkılmaz kalesi
ben bu şehrin en karanlık kuyusu

bu şehrin ışıkları
kıskandırır tüm yıldızları
bu şehrin yağmurları
hiç unutmaz aşıkları

ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en müdavimi ve arsızı
ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en azılı aşığı yalnızı
yaptıkları için duygularını arka plana atabilen, sözde mantık çerçevesinde düşünen makineleşmiş insan. kimi zaman yaptıklarını haklı göstermekde kullanılır "profesyonelliğin gereği bu" kalıbıyla. lakin biz akdeniz insanıyızdır, sevmeyiz pek böylesini, ateşli, yürekli haykırışları severiz biz daha çok.
profesyonellik bir işi iyi bir şekilde yapmak değildir. profesyonel denilen kişi, bir işi para için yapandır.

örneğin, ingiltere'de profesyonel askerlik düzeni vardır. bizde yok. bizim askerlerimiz bu işten anlamıyor mu oluyor? ya da askerlerimiz bu işi sahiplenmiyor mu?

profesyonelliğin anlamı yanlış biliniyorsa düzeltilmeli ve eğer düzeltilmeyecekse de insanlara açık yerlerde dile getirilmemelidir.
betonarme duruş sahibi insanlardır. profesyonellik sadece ifa etmeye çalıştığın şeyi hakkıyla yerine getirmektir. duyguları çöpe atıp nemrutça yaşamak, insanları karşında esas duruşa geçirmek değil. ***
#820206 nın aynen anlattığı gibidir. budur!
atv ekranlarında başlayan yeni ses yarışması, pelin akat'ın yarattığı diğer yarışmalar gibi ortalama üstü, birçok vokalist katılmış gibi gözüküyor.

bir tek müslüm gürses fazla gereksiz geldi yarışmaya.

ebru akel sunuyor

ayrıca bu var elde bir de: (#1224475)
ebru akel'in seyircilere şişt diye uyarmasıyla komediye dönüşmüş yarışmadır. kanımca tarzları arasında en faydalı olacak yarışmadır. çünkü asıl sahneleri hak eden gerçek sanatçıları sanatçı yapmak amacındadır.
(bkz: sanatçı)
(bkz: gerçek sanatçı)
Programın kalitesi ile müslüm gürses ve hayranlarının resmen taban tabana zıt olduğu program. iki de bir " müslüm baba müslüm baba " sesleriyle "şşt sesi" duymaktan ilk haftada bıktım.
yeni bi atv yarışması. eğitimli şarkıcıların yarışacağı bi yarışmaymış. ödül 50 bin ytl. ilk bölüm bu akşam. şu anda yayınlanmakta. ancak an itibariyle herkes birbirini pohpohlamakta, programın ne kadar kaliteli olduğu dile getirilmekte, orkestra övülmekte, şen şakrak sürmekte program. yalan dostum'u yorumlayan arkadaş ajda pekkan'a göre mükemmelmiş, koreografiler harikaymış, orkestra manyakmış. vs. koreografi dedikleri hoplayıp zıplayan patenli bikaç eleman ve yine sağa sola koşturup detone bi sesle şarkısını okuyan çılgın solist.
az önce kanal değiştirirken bir kaç saniye gecikmeyle "ama osmaaan beeeeeyyy" diyerek kıçını sallayan, ekranda "bu ne ya" diye kalakalmışken adının ela olduğunu öğrendiğim bir yarışmacıyı da içinde bulunduran bir program. ayrıca gözlemlerime göre jüride düzgün konuşabilen kimse yok. ajda pekkanın konuşmadığı sürece dekor olarak bulunması tercih edilebilir.
çok ticari program.

gerek ses rengi, gerekse okuduğu şarkıda yıldızlaşması ile birinci olması gereken seçil akmirza 13. olmuştur. Türk halkı da bu kadar kulaksız değildir heralde. Ayrıca kıçını sallayan bayan ela saygındır.

şimdi biz ne yapacağız oya yüklencez, onlar da para kazancak. hadi canım.
Dün gece AB'de 16. toplamda 50. olan program, o kadar iyi seslerin bu dereceyi hakketiğini düşünmüyorum. Türkiye'de hiç mi kaliteli iş yapılamayacak, bir an önce rayting sistemi değişmeli ya da biz kendimize başka ülke bulalım ?

(bkz: hepiniz ajdarsınız)
ela saygin'ın kırmızı elbise içinde, gögüsleri destekli, jartiyer giymiş, durmadan kıçını sallayarak sağa sola embesil hareketlerle sevimli olmaya çalışan kişinin içinde bulunduğu yarışma. hayır şarkı söyleyeceksin niye götünü başını açarsın be kadın ya da neden kendini aptal gibi göstermek için uğraşırsın anlamış değilim.
göz ucuyla seyrettiğim ama ne yarışmacılardan ne jürisinden ne de sunucusundan gram haz almadığım yeni yarışma. üstelik şu "sanatçı" kavramını böyle yarışmalarda kullanmasak ve içini boşaltmasak olmaz mı...
müslüm gürses' in yorumlarında sadece kelimeleri kullandığı, kelimelerin cümle kurumlarını jüri üyeleri ve ebru akel' e bıraktığı program. gerçekten çok zayıf kalıyor bu konuda. farklı formatta olsa bile, jüri popstar alaturka ile karşılaştırıldığı zaman, orhan gencebay' ın didaktikliğinin yanından bile geçemiyor.

pelin akat, her zamanki pelin akat kanımca *. jüri üyeleri içinde imaj ve star profili yakalayabilen tek kişi. dedikleri genelde diğer jüri üyeleri tarafından sorgulanıyor. her an birine zıplayacakmış gibi duruyor, sürekli huzursuz. netice itibariyle kötünün iyisi olarak göze çarpmakta.

osman yağmurdereli, suya sabuna dokunmayan bir jüri üyesi pozisyonunda, sürekli çekimser ve sürekli kendiyle çelişen ifadeler kullanıyor, buda karşısında yorum bekleyen yarışmacıyı paranoyak ediyor.

ajda pekkan, jüri olamayacak derecede etli sütlüye karışmayan bir insan, şarkı söylemesi tercih sebebidir denilebilir. yorumları sürekli yapıcı yönde, iki programdır bir yarışmacının teknik hatasını yakalayabilmiş değil.

ebru akel, gelin kaynana programlarının etkisinde kalmış bir şekilde yarışmayı sunmakta, sürekli yarışmacılar ile jüriyi kafa kafaya vurmanın peşinde. özellikle her şey güllük gülistanlık giderken, ela saygın isimli yarışmacıyı, pelin akat' ın üzerine gazlaması pek yakışık almadı. sahneye ve seyircilere hakimiyeti yok denecek kadar az, sürekli kaos ister bir halde.

yarışmacılar içinde gerçekten çok iyi sesler var. seçil akmirza, burcu tatlıses ve engin atalay isimlerini ileride bolca duyacağız gibi. katılan sesler iyi, cumartesi gecelerini iyi sesler dinleyerek geçirmek isteyenler için tavsiye edilebilir. jüri yorumlarında zapping kaydıyla tabi. * *
birkaç güzel ses dışında, programın ismiyle ters düşecek kadar amatör kişilerin yarıştığı atv yapımı. pazar günü yayınlanan popstar alaturka ve buzda dans yarışmaları sebebiyle cumartesi akşamına alınmış fakat beklediği ilgiyi yine görememiş bir hiç.
müslüm gürses'in jüriliğini yaptığı yaparkende muhtemelen neden orada olduğunu unuttuğu az profosyenel çok amatörün bulunduğu atv yapımı yarışma programı.
ikinci kez izlediğim, gülmekten yerlere yattığım yarışma. önce ela kızımız, deyim yerindeyse mahalle ağzıyla jüri üyelerine sıradan giydirdi, arkasından osman yağmurdereli tarafından star ışığı taşıyan tek yarışmacı olarak methedildi, daha da sonra barış kardeş çıktı ve acayip sesler çıkardı ki beni asıl yaran an buydu. ne biçim profesyoneller bulmuşlar vallahi bravo. zaten pelin akatın olduğu yerde seviye ne mümkün. izleyenin de yapanın da zamanına yazık, harcanan paralar heder olmuş. ama 'müzik nasıl yapılmaz'ı izlemek isteyen için birebir.
komedi bitmemiş, ajda pekkan ve yavuz bingöl ün mihribanı söyleyememesi de varmış skeçler arasında.
müslüm gürses' in yorum yaparken, yarışmacıların, ebru akel' den simultane tercüme istedikleri program. adam yorum yapmıyor şakıyor yahu, bir atasözü söylüyor bir hafta dengesini bozuyor yarışmacının.
ateist imamdır.
kelimenin sonunun yapım eki eklenmiş haline sahip olmayanların garip bir şekilde ruhsuzluk, paragözlülük ve hevessizlikle suçladıkları kelime.

amatörler, kendi eksiklerini, tembelliklerini hatta bazen yeteneksizliklerini amatör ruh kisvesi altında saklarlar genelde.

bir profesyonel ise bilmeden ve konuya hakim olmadan konuşmamayı tercih edendir. bir amatöre göre zamanında kendisi de aynı işin amatörü olmasından mütevvelit sonradan profesyonel olabildiği için daha çok hevese ve iş sevgisine sahiptir.

amatörler, suçlarlar: "o bu işi sadece para için yapıyor", "bütün ruhunu kaybetmiş, yaptığı işin başkaları tarafından beğenilmesiyle ilgileniyor sadece"
bir profesyonel ise bu iddiaları duyunca sadece gülümser, çünkü bilir ki, zamanında işine günlerini saatlerini ayırmış olması, pratiğin sürekli tekrarı yapılan işi gitgide mükemmelleştirmesi onun hevesini kurutmamış, aksine 5 amatörün birleşerek yapamayacağı işleri tek başına yapmasına sebep olmuştur.

haliyle işini her zaman bir amatörden daha fazla sevmiştir/sevmektedir.

diyeceğim o dur ki; müzikten gidersek mesela: "of işte bu, burada yanlış bi nota var ama süper abi.. adam ruhunu kaybetmemiş işte, çalmasını bilmiyor ama kimin umurunda adam bu işi seviyor" triplerine girmeyin sevgili amatörler, zira o adam müziğini yeteri kadar sevseydi, o ruhu iliklerinde hissetseydi orada yanlış nota basılmaz, kulaklarınıza ebegümeci yaptırmazdı.

b*k atmayın lamn profesyonellere. *
başrolünü jean paul belmando nun oynadığı fransız filmi. Kendisine ihanet edenlerden intikam almak için cezaevinden kaçan ve Paris e gelen Belmando nun intikamını alışını ve sonunda hazin şekilde ölümünü anlatır. Konusu ve oyuncusu bir yana jenerik ve fon müziğiyle ün yapmıştır. Ennio Morricone nin enfes bestesi Chi Mai, filme ruh vermiştir.
Zevk için yatıyorsa amatör, bu hizmeti karşılığında para istiyorsa profesyonel demektir. * *
güncel Önemli Başlıklar