bugün
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks15
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri10
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak9
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri22
- öğretmen maaşları18
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj19
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat12
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- görüldü bile atmayan insan tipi17
- deniz gezmiş25
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek20
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması19
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek29
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- anın görüntüsü10
- galatasaray16
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay15
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- düşün ki o bunu okuyor13
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz10
- durduk yere tribe giren erkek17
- iğrenç bir his tarif et16
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi19058
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- sözlük kızlarının saç rengi9
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği8
26 Ekim 2008 Saadet Partisi 3. Olağan Kongresinde Genel Başkan seçilen Numan Kurtulmuş'un aynı gün yaptığı konuşmadan bir kesit:
Sevgili Kardeşlerim,
Saygıdeğer Milletimiz,
Türkiye siyasetinin iki asırdır en temel sorunu, batı uygarlığı karşısında yenilgi psikolojisi içerisinde olmasıdır. Yenildiğini hissedenlerin yapacak hiçbir şeyleri yoktur, gitsinler evlerinde otursunlar. Bu bir açmazdır. Bununla mücadele entelektüel bir çabayı ve hesaplaşma yürekliliğini gerektirir.
Bu hesaplaşma iradesine sahip olmayan bir partinin siyasette yeri yoktur ve olmamalıdır.
Türkiye'de öteden beri 'Türk siyasetini perde arkasından biz yönetiyoruz' diyen bir siyasi elit var. Bu siyasi elitle işbirliği yaparak çıkarlarını çoğaltan ve pastayı hiç kimseyle paylaşmak istemeyen bir de iktisadi elit var.
Bu elitler Osmanlı'nın çözülüş döneminden bu yana farklı kimliklerle karşımıza çıkıyorlar. Bu siyasal ve ekonomik elit millet çoğunluğunu siyasal sisteme dâhil etmeyecek bir politik yapıyı sürekli ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Bugün bu elitist yaklaşımın ürünü olan siyasi partiler yalnızca oynanan oyundaki oyunculara itiraz etmektedir. Zira gerçek amaçları oyunu değiştirmek değil, oyunun içinde bir rol kapmaktır.
Oynanan bu büyük oyunun, oyuncuları ile yetinmeyip, kurallarına, hakemine hatta oyunun bizatihi kendisine itiraz eden tek siyasi hareket biziz.
Şu an politik arenada etkin olarak yer alan bütün partiler iktidarıyla, muhalefetiyle bu anlamda yetersizdir. Kendisinden büyük ümitlerle oyunu bozması, oyunbozanlık etmesi beklenen Ak Parti hükümeti de çok kısa bir süre içinde oyunun dişlilerinden biri haline gelivermiştir.
Oysa millet bugünkü hükümete görev verirken üç temel istekte bulunmuştu:
1.Adil bir gelir dağılımı sağla
2.Hakların ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldır
3.Milleti iktidarın gerçek ve tek sahibi kıl.
Bu istekleri karşılayacakları vaadiyle iktidara gelenler bu istekleri karşılayabildiler mi? Hayır, o eski bildik oyunun oyuncuları bile değil, figüranları haline dönüşüverdiler.
Çünkü oyundan çıkmak istemediler, var olan yapıyı değiştirmek yerine o yapıda taşeron olmayı yeğlediler.
Bu oyunu tahlil etmeden, oyuncuları deşifre etmeden, bu yapının milletin önünü tıkayan en büyük engel olduğunu görmeden, Türkiye’de siyasetçinin asli görevini yerine getirmesi mümkün değildir. Milletin önünü kesen, milleti boğan, dar kalıplara mahkûm eden, toplumsal değişimin ve gelişimin önünde bir duvar gibi yükselen statükoyu değiştirmeden atılacak her adımın, yapılacak her değişikliğin günü kurtarmaktan başka bir şeye yaramayacağını son gelişmeler apaçık ortaya koymuştur. Ve bedeli de milletimiz için çok ağır olmuştur.
Sevgili Kardeşlerim,
Saygıdeğer Milletimiz,
Türkiye siyasetinin iki asırdır en temel sorunu, batı uygarlığı karşısında yenilgi psikolojisi içerisinde olmasıdır. Yenildiğini hissedenlerin yapacak hiçbir şeyleri yoktur, gitsinler evlerinde otursunlar. Bu bir açmazdır. Bununla mücadele entelektüel bir çabayı ve hesaplaşma yürekliliğini gerektirir.
Bu hesaplaşma iradesine sahip olmayan bir partinin siyasette yeri yoktur ve olmamalıdır.
Türkiye'de öteden beri 'Türk siyasetini perde arkasından biz yönetiyoruz' diyen bir siyasi elit var. Bu siyasi elitle işbirliği yaparak çıkarlarını çoğaltan ve pastayı hiç kimseyle paylaşmak istemeyen bir de iktisadi elit var.
Bu elitler Osmanlı'nın çözülüş döneminden bu yana farklı kimliklerle karşımıza çıkıyorlar. Bu siyasal ve ekonomik elit millet çoğunluğunu siyasal sisteme dâhil etmeyecek bir politik yapıyı sürekli ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Bugün bu elitist yaklaşımın ürünü olan siyasi partiler yalnızca oynanan oyundaki oyunculara itiraz etmektedir. Zira gerçek amaçları oyunu değiştirmek değil, oyunun içinde bir rol kapmaktır.
Oynanan bu büyük oyunun, oyuncuları ile yetinmeyip, kurallarına, hakemine hatta oyunun bizatihi kendisine itiraz eden tek siyasi hareket biziz.
Şu an politik arenada etkin olarak yer alan bütün partiler iktidarıyla, muhalefetiyle bu anlamda yetersizdir. Kendisinden büyük ümitlerle oyunu bozması, oyunbozanlık etmesi beklenen Ak Parti hükümeti de çok kısa bir süre içinde oyunun dişlilerinden biri haline gelivermiştir.
Oysa millet bugünkü hükümete görev verirken üç temel istekte bulunmuştu:
1.Adil bir gelir dağılımı sağla
2.Hakların ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldır
3.Milleti iktidarın gerçek ve tek sahibi kıl.
Bu istekleri karşılayacakları vaadiyle iktidara gelenler bu istekleri karşılayabildiler mi? Hayır, o eski bildik oyunun oyuncuları bile değil, figüranları haline dönüşüverdiler.
Çünkü oyundan çıkmak istemediler, var olan yapıyı değiştirmek yerine o yapıda taşeron olmayı yeğlediler.
Bu oyunu tahlil etmeden, oyuncuları deşifre etmeden, bu yapının milletin önünü tıkayan en büyük engel olduğunu görmeden, Türkiye’de siyasetçinin asli görevini yerine getirmesi mümkün değildir. Milletin önünü kesen, milleti boğan, dar kalıplara mahkûm eden, toplumsal değişimin ve gelişimin önünde bir duvar gibi yükselen statükoyu değiştirmeden atılacak her adımın, yapılacak her değişikliğin günü kurtarmaktan başka bir şeye yaramayacağını son gelişmeler apaçık ortaya koymuştur. Ve bedeli de milletimiz için çok ağır olmuştur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar