bugün

ama ben bakireyim

yalnızca az sonra gireceği yeri düşünen, tüm "bedeniyle" oraya odaklanmış olan taraf için zerre kadar önemi olmamakla birlikte; içine girilecek beden sahibince bunca yıl üzerine titrenerek sakınılmış, -sahibenin kendi halince- ancak "hak" edene teslim edilmesi tasarlanmış nevar ki yıllar boyu üzerinde binbir hayal kurulmuş olmasına karşın nasıl bir seramoni ile "izale" edileceği konusunda henüz tam olarak bir karara varılamamış bir "değer"in sahibince, dükkana selamsız dalmak isteyene yapılan naif bir uyarıdır...

eğer uygun bir sözcük olacaksa "sahip olacak" kişinın bu "değere" en azından gerekli asgari saygıyı göstermesi gerçek bir insanlık gereğidir...

bu konuda "türk filmi" formatında edilen sözlere gülünüp geçilmemesi, o formattaki diyalogların kaya kovuğundan değil, hayatın içinden çıkmış olduğunun düşünülmesi ve bir başka kişiye ait bir organı vücudunun içine kabul eden kişinin en azından alay edilmemeyi hak etmekte olduğunun unutulmaması gerektir.