bugün

yerli otomobil

Geçtiğimiz Günlerde Çeşitli Üniversitelerden Arkadaşlarla Yaptığmız "Skype" Görüşmesinde Bir Arkadaş "Yerli Otomobil Hususunda" fikirlerimi sormuştu...

Öncelikli olarak şunu belirtmem lazım; yerli otomobili üretmektense, batarya teknolojilerine- enerji depolamaya, kritik ilaç üretimlerini içeren biyoteknolojik çalışmalar ve yapay zeka- robotik" gibi alanlara yatırım yapmak çok daha mantıklı ve geri dönüşü daha kısa sürelerde alınabilecek alanlar. Ayrıca, bu çalışmaların yaratacağı katma değeri özetlemek gerekirse, yerli otomobilin yaratacağı olası katma değeri ihmal edebilirsiniz diyebilirim. Ayrıca, artık dünyada "%100 Yerli ve Milli" diye bir konu maalesef yok. Bir ülke ne bütün teknolojilere sahip olabilir. Ne de bütün kaynakları sınırları içerisinde barındırabilir. Bu kaynaklara ulaşmak için geçmiş dönemde "Sömürge" denen kavram ortaya çıkarılmışken bu dönemde de modernleştirilmiş hali küçük ölçekte halen devam ettiriliyor.

Bir diğer zorlayıcı alan ise "Rekabet" dünyada "Know- How" geleneği çok gelişmiş olan firmalar ve bunların ülke bütçeleri kadar Ar- Ge yatırımları varken, rekabet edilebilir bir ürün ortaya koymak önünüzdeki en büyük handikap. Sadece iç pazarda bir talep yaratmak ise bir ülkenin mevcut küreselleşme sürecinde istemeyeceği bir durumdur. Çünkü sınırlı pazar, sınırlı gelişmeyi ortaya çıkaracaktır.

Tabi bunların haricinde de konular var. Geçmiş TÜBiTAK fiyaskosu gibi, SAAB' ın üretim bandını satın alarak vs. saçma sapan işlerle bu projenin yürütülmemesi lazım. 40 Milyon TL bir hiç uğruna çöpe atılmıştı.

Öncelikle iyi planlama ve fizibilite lazım. işin güzel tarafı, Devrim Projesinde olduğu gibi 5 babayiğitin önünde 138 günlük bir süre de yok. iyice etüt etmek ve olası en doğru kararlarla hareket ederek,en verimli süreci oluşturmak için çok yeterli süreleri de var.

Gelelim tekrar üretim aşamasına "Tasarım ve Endüstriyel Haklar" konusunda %100 özgün olmak ve gerçek anlamda milli olmak şart. Çünkü bu otomobil de "DEVRiM" gibi bize has olmalı ama modern çizgiler ile dünyaya da hitap edebilmeli. Alt sistemler mutlaka yerli üreticilere sahiplendirilmeli. Yatırım'da mutlaka ithal yerine yerli üretim bandı (montaj hattı vs.) kurulumu sağlanmalıdır. En azından %50 yani yarısı yerli olabilecek şekilde hedef konmalıdır.

Türkiye' de bulunmayan ekipman ve malzemeler için direkt olarak "Satın Alma" yoluna gidileceğine, ülkede bir teknoloji ve Ar- Ge iklimi yaratma adına "Teknoloji Transferi" mutlak suret ile düşünülmelidir.

Özellike "Pre- Order" kısmında ise "Kapora" alınarak ön sipariş alınmalıdır. Bakınız dünyada Tesla vb. özel üretim yapan firmalar her daim finansman dengesini de bu şekilde oluşturmaya çalışıyorlar. Geçen otomobil fiyaskosunda olduğu gibi Ahmet çıkıp bol keseden "Biz 50 tane alacağız", Mehmet çıkıp "Ahmet 50 tane alıyorsa ben 100 alıyorum kardeşim" gibi şovenist çıkışları, kapora alındığında görebiliyor muyuz bakalım? "Ahmet' cim 50 tane m istiyorsun? O zaman yapacaksın araç başına şu kadar ön ödeme ben de sana şu kadar sürede araçlarını telim edeceğim"

Ayrıca daha az maliyetli olacaksa ve daha geniş pazarlara yayılma fırsatını sunacaksa, yurtdışında üretim fırsatları bile değerlendirilebilir. Asya ve Avrupa havzalarında bir çok farklı teşvik ve destek mekanizmaları var. Yeter ki projeniz sağlam olsun.