bugün

2019 asgari ücret

zam yapmak yerine enflasyonu düşürme politikası uygulanmasını isterdim. maliyet yönlü enflasyon döneminde yapılacak her zam (bkz: çarpan etkisi) yle enflasyonu daha çok arttıracaktır. ama zam verilmemesi ya da beklenenden az zam verilmesi hem siyaseti hem de vatandaşı psikolojik olarak olumsuz etkileyeceği için maalesef cebimize giren zam miktarından daha çok çıkacaktır.
Asgari ücretin açlık sınırının altında olmasının nedeni yine (bkz: çarpan etkisi)yle alınan zam bir süre sonra daha çok bizlere maliyet olarak dönmesinden kaynaklanmaktadır. Şöyle bir örnek vermek gerekirse verilen %5'lik bir zamla birlikte mahallemizin bakkalı, marketi, manavı zam yapmak isteyecektir. Satıcı psikolojisi eğer sabit geliri olanlara zam yapıldıysa o zam miktarına gözünü dikecektir. Aynı orana yakın olarak ürününü satmak isteyecektir.
Gel gelelim bunların önüne geçmek için bu zamları veren kurulun alması gereken bazı önlemler olmalıdır.
Tüketiciyi korumak adına "hiçbir satıcı, hizmet sağlayıcı 1 yıl içerisinde, o yılın asgari ücreti oranın 1/2 oranınından daha fazla ürünü, sağladığı hizmete zam yapamaz." (kur artışı dışında)şeklinde kanun ile asgari ücretle çalışan vatandaşını korumalıdır ki verilen asgari ücretler vatandaşın refahını artırmalıdır.
Asgari ücretin 700 TL civarında olduğu zamanlar asgari ücretle çalışan vatandaş ile şuan 1600 TL üzerinde asgari ücret alan vatandaşın refahın da hiç bir fark yok. 700 TL alırken yine ay sonunu zor getirirken 1600 TL ile yine ay sonunu zor getirmekte hatta genişleyen mal, hizmet yelpazesi ve moda adı altında ihtiyacım gibi görünen mal ve hizmetler yüzünden geçim daha zorlaşmıştır.