bugün

fırat çakıroğlu

Mahkeme kararı ile, "Olayın bir terör eylemi ve eylemi gerçekleştiren şahsın PKK terör örgütü üyesi olduğu", ölümünün terör saldırısı olduğu, öldüren soysuzun terörist olduğu kesinleşmiş kardeşimizdir.

20 şubat günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Sınırları içerisinde Atatürkçülerin kalesi olan izmir şehrinin göbeğinde pkk'nın şehir yapılanmasına mensup teröristlerce içerisinde yüzlerce haini barındıran ege üniversitesi kampüsü içerisinde dakikalarca yardım bekleyerek şehit olmuş vatansever kardeşimizdir.

Biraz inceleyelim: bu olay nasıl oldu, neden oldu, sonrasında ne oldu ve dava nasıl sonuçlandı?

Ege üniversitesi ve başlıca büyükşehir üniversitelerinde pkk ile bazı radikal sözde sol grupların üniversitelerde terör propagandası yaptığı, dağ kadrosuna militan kazandırmak adına yapılandığını biliyorduk.
Bunların çeşitli faaliyetlerine karşı bazı milliyetçi hassasiyeti yüksek olan öğrencilerin tepki verdiği de o dönem bilinen bir mevzu.

Ege üniversitesinde bir nevi kıvılcım olan Fırat ve arkadaşlarının tepki gösterdiği bir olay ve resmi kaydı:

görsel

Mevzu bahis olayın ardından belgede adı geçen örgüt, Dyg-m yani Demokratik yurtsever gençlik meclisi. Peki kim bu sözde yurtsever özde bölücü gençler?

Çözüm süreci adlı vatana ihanet sürecinde güçlenen yapılanmalardan birisi olan bu dyg-m'nin kim olduğuna, ne yaptığına ve kardeşlerine bakalım:

Üst yapı (bkz: kck)
Pkk'nın üniversitesi ve şehir yapılanması, şehir içindeki milis gücü (bkz: yurtsever demokratik gençlik meclisi)
Kck'nın genç şehir yapılanması (bkz: ydg-h)
Eski genç yapılanması (bkz: bageh)
Bir başka eski genç yapılanma (bkz: yögeh)
Daha radikal, olgun ve eylem refleksi olan yapılanma (bkz: tak)
(bkz: bağımsız gençlik hareketi)

Bütün şema aslında (bkz: radikal sol ve kürt gençlik yapılanmaları) altında özetlenebilir.

Dyg-m ile ilgili basında çıkan ve yargıya intikal eden üstüne karara varılan haberlere konu olmuş davalardan sadece birkaçı:

http://m.haberturk.com/gu...elince-halay-cekiyorlardi

"Erzincan Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 29 Aralık 2011 günü ihbar üzerine Dicle Üniversitesi öğrencileri Bişar Bilen ve Yorgun Bektaşoğlu'nun örgütün dağ kadrosuna elaman kazandırmak amacıyla Diyarbakır'dan Erzincan'a geldiklerini tespit etti. Terör örgütünün gençlik yapılanmasının üst düzey yöneticisi konumundaki Bilen ve Bektaşoğlu, daha sonra Iğdır'a otobüsle haraket etti. Sivil ve özel ekipler tarafından takibe alınan otobüs, Tercan ilçesi'nde durduruldu. DYGM'liler dağa çıkmaya ikna ettikleri 6 öğrenci ile birlikte gözaltına alındı. 10 Mayıs 2012 günü üniversite öğrencilerinin kaldığı 3 ev ve 1 yurt ile Erzincan Demokratik Öğrenci Derneği'ne (EDÖ-DER) yapılan baskında PKK'nın dağ kadrosuna katılmaya hazırlanan 4 üniversite öğrencisi yakalandı. Yapılan operasyonlarda yakalanan toplam 17 kişiden 10'u tutuklandı. Sanıklardan Leyla Ülgen, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu."

Ardından ilgili haberdeki kişilerin cezalarının yargıtay kararı ile onanması:

http://m.milliyet.com.tr/...rzurum-yerelhaber-150797/

Yani bu soysuzlar açık net şekilde yargılanmış, adı konulmuş, Ceza almış teröristlerdir.

Peki bunların ege Üniversitesi'deki faaliyetlerine bakalım:

görsel

görsel

(aşağıda linkini vereceğim bir ege iletişim öğrencisinin gözünden Fırat Yılmaz Çakıroğlu ve öğrencilerin ege'de yaşadıkları, ekşi sözlük'te Fırat Yılmaz Çakıroğlu başlığının en beğenilen entrysi)

"siz biliyor musunuz okula değil de kandil'e gitmişiz gibi olduğumuzu? kusura bakmayın arkadaşım. bu sağ-sol olayı değil. ülkücülüğün tanımladığı milliyetçilik benim milliyetçilik tanımımla örtüşmüyor. ama söz konusu diğer grup kendilerine "solcu" demesin. faşizmi dibine kadar kendileri yaparken, apo posterlerine tepki gösterenleri fişlerken, dağ kampından inmiş gibi ders basarken, "burası kürdistan, siz kimsiniz" diyebilirlerken ben ortada esas faşizmi görüyorsam yıllardır gözümle gördüklerim, kulaklarımla duyduklarımdır."

Bunlara karşı ülkücü, milliyetçi, Atatürkçü ve ulusalcı öğrencilerin bayrak yürüyüşü, en önde Fırat Yılmaz Çakıroğlu:

görsel

Ve bu yürüyüşe pkk-dyg-m'lilerin tepkisi ile Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun alenen tehdit edilmesi:

görsel

Bütün bunlar göz önüne alındığında ilk paylaştığım belgede görülen dyg-m'lilerin eylemlerinin de ışığında bahsi geçen yapılanmanın üniversite içerisinde açık açık terör örgütü faaliyeti yürütmesine rağmen bu duruma tepki gösterdiği gerekçesi ile yalnızca Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na verilen uzaklaştırma:

görsel

Şaşırabilirsiniz, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun kck yapılanmasına mensup teröristlere tepki göstermesi sonucunda üniversite senatosu kararı ile uzaklaştırma almasının belgesini gördünüz.

Peki Bütün bunlara rağmen Fırat'ın tepkisi neydi, Bizzat kendi ağzından:

"Bu teröristlerle mücadele etmek kolluk kuvvetlerinin asli görevidir. Onlar bu görevi yerine getirmedikleri için biz vicdani görev olarak bunu kendimize şart koştuk ve bir şekilde mücadele etmeye çalışıyoruz. Bunu da herkes bilsin mücadelemizden yılmayacağız arkadaşlar!"

Arkadaşının aktardığı:

(Yeniçağa gazetesinden alıntı)
"Fırat okulun içindeki terör yapılanmasına karşı rektörlüğe, dekanlığa şikayete gidiyor geri çevrilince imza topluyor, yazılar yazıyor, eylemler, yürüyüşler düzenliyor, basının duyurmadığı basın açıklamaları yapıyor, gençleri örgütlüyor, kısaca elinden ne geliyorsa yapıyordu..."

Fırat'ı bir başka yasal ve hukuki tepkisi ege üniversitesi yönetimine bizzat ilettiği ıslak imzalı dilekçesi:

görsel

"üniversitemizin öğrencisi olarak yaşadığımız mağduriyetin kaldırılması, okulda süre gelen terör eylemlerinin ve propagandasının engellenmesi için gerekli yönetmeliklerin uygulanması, eğitim ve öğretim hakkımı, can güvenliğimi tehdit eden unsurların üniversiteniz bünyesinde görev alan güvenlik birimlerince ve gerekli müracaatlar sonucu sorumluluk alacak olan emniyet teşkilatı birimlerince tahkik edilmesini talep eder, bilgilerinize sunar, gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim."

Fırat'ın dilekçesine binaen aynı minvalde üstte bir kısmını paylaştığım olaylara bizzat şahit olan ege üniversiteli bir ekşi sözlük yazarından Fırat Yılmaz Çakıroğlu başlığının en beğenilen entrysi, olayın vehametini kavramak adına ilgili bölümü:

https://eksisozluk.com/entry/49342719

"fırat'ın ölüm tehditleri aldığı, sınavlara polis korumasıyla girdiği, can güvenliğinin olmadığını rektörlüğe bildirmesi gibi hususlar doğrudur. kendisinin arkadaşı olan arkadaşlarımdan teyit ettim. hatta gece o arkadaşlarımdan biriyle yazışırken kendisinin bana kurduğu cümleyi hiç dokunmadan direkt kopyalıyorum:

öyle yakışıklı öyle genç ve öyle efendi bir delikanliydi ki o çocuk içim eridi"

Son olarak yine ekşi sözlükte yazan bir arkadaşından ve üstte bir gazetede yayınlanan arkadaşının yazısından Fırat'ın son günleri:

(ekşi sözlük, arkadaşı)
"Fırat, pkk'lılar yüzünden okula giremezdi. bir dönemde toplasan 10-15 tane derse ancak gelebilirdi. sınavlara ise polis kontrolünde girerdi. kaç defa rektörlükle konuştu can güvenliğim yok dedi. tabii ki rektörlük bu şikayetlerini dikkate almadı."

(Yeniçağa gazetesi, arkadaşı)

"...Ve 20 şubat 2015 Cuma günü PKK'lı hainler Fırat'ın kanını kampüse oluk oluk akıttılar.

Fırat göçüp gitti.

Üniversite yönetimi eğitime iki gün ara verdi.

iki gün sonra hocalar, öğrenciler hiçbir şey olmamış gibi derslere devam etti. Sanki her gün olduğu gibi sadece bir trafik kazası olmuştu iki yaralı bir de ölü vardı."

Bütün bu olaylara karşın Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun vefatı ve basının olaya karşı yaklaşımı:

Cumhuriyet: Karşıt görüşlü öğrenciler

http://www.cumhuriyet.com...nlik__1_ogrenci_oldu.html

Diken:

"Ege Üniversitesi'nde öğrenciler arasında yaşanan kavgada, hayatını kaybeden Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Fırat"

Habertürk:

http://m.haberturk.com/gu...gerginligi-1-olu-1-yarali

"izmir Ege Üniversitesi'nde kampüste karşıt görüşlü iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgada bir öğrenci hayatını kaybederken, bir öğrenci ağır yaralandı"

Hürriyet:

https://www.google.com.tr...i-agir-yaralandi-28257188

"Ege Üniversitesi Kampüsü'nde karşıt görüşlü öğrenci grubu arasında çıkan kavgada bir öğrenci hayatını kaybederken, bir öğrenci ağır yaralandı."

Atatürkçü gazete sözcü:

http://www.sozcu.com.tr/2...ay-vurali-aglatti-750030/

"Fırat Yılmaz Çakıroğlu, Ege Üniversitesi'nde karşıt görüşlü öğrencilerin kavgasında hayatını kaybetti."

Sözde Hümanist özde dyg-m ile kck destekçisi ege Üniversitesi senatosu ve rektörlüğü olaylara tepkisi:

"Ege Üniversitesi, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun ölümünün ardından tüm fakülte, yüksek okullarında 23 Şubat Pazartesi, 24 Şubat salı ve 25 şubat Çarşamba günlerini tatil ilan etti. Senato ayrıca olaylar nedeniyle üzüntülerini bildirip, herkesi sağduyuya çağırdı."

Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun şehit edilmesinin ardından dava iki yıl kadar sürdü:

"Ege Üniversitesi'nde, 2015 yılının Şubat ayında ülkücü öğrenciler ile savcılık iddianamesinde 'PKK/KCK gençlik örgütlenmesi YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) üyeleri' diye söz edilen diğer öğrenci grubu arasında kavga çıktı. Kavgada bıçaklanan Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu yaşamını yitirdi. Olayla ilgili Sosyoloji Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Nurullah S., tutuklandı. 1'i tutuklu 31'si tutuksuz toplam 32 sanık hakkında dava açıldı."

Ve dava şu şekilde sonuçlandı:

18 temmuz 2017

"Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Nurullah Semo'yu 'kasten adam öldürmek, örgüt adına suç işlemek, örgüt üyeliği ve yaralama' suçlarından ağırlaştılmış müebbet hapis ile 15 yıl hapis cezasına mahkum etti. Diğer sanıklardan ismail Bedir'e yaralama suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün, Sezgin Yılmaz'a 3 yıl 7 gün hapis cezası verildi. Sanıklardan 29'u ise beraat etti."

Davanın ardından elinde Fırat'ın şerefli kanı bulunan onlarca karşıt görüşlü "öğrenci", Ege Üniversitesi senatosu, rektörü, dekanı, kampüs güvenliği, Fırat'ı hastaneye arabası ile götürmeyen hain kampüs polisi ceza almadı.

Ve sonuç olarak Fırat Yılmaz Çakıroğlu "karşıt görüşlü" öğrenciler tarafından öldürüldü.

Rabia'ya ağlayan ya da hrant dink olan halk için karşıt görüşlü öğrenciler tarafından öldürülmüştü zaten.

"Üstelik ülkücüydü, su testisi su yolunda kırılmıştı."

"Üstelik Vatanı onlar mı kurtaracaktı?"

"üstelik bıçaklı birine karşı elinde tahta bir sopa vardı!"

Neyse, bugüne dönelim.

Kardeşimizin ebediyete ve şehadete yürütmesinin ardından 3 koca yıl geçti, bu süreçte çözüm süreci adı altında dolmabahçe'de terör örgütü üyelerini ağırlayanlar ile sözde milliyetçiler aynı noktaya geldi.

Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlar ile pkk yapılanırken ses çıkarmayanlar ile sözde milliyetçiler yan yana yürümeye başladı.

Milliyetçilere ateş püsküren Atatürk düşmanları ile sözde milliyetçiler kol kola girdi.

Olsun aslan kardeşim sözde değil özde milliyetçiler, bu vatan için can alan can veren kardeşlerin seni bir an dahi unutmayacak.

her adını duyduğumda içimdeki garip hise, gözlerimde beliren yaş damlasına aldanma kinimiz ve öfkemiz ilk gün olduğu kadar yıkıcı ve büyük.

Velhasıl,
Tarih okurken tarih yazan yiğit Fırat Yılmaz Çakıroğlu, ruhun şad mekanın cennet olsun.

Vatan sana minnettardır.