bugün

suskun

ahmet arif'in kalbimizde yara açtığı şiiridir. ahmet kaya, sesi ve notaları ile bu yaraya tuz serper.

"rüya bütün çektiğimiz, rüya kahrım rüya zindan"

gerçekten de her şey uykudan uyanır gibi bitecek mi? geride kalanları bir kabus görmenin verdiği vehimle gülerek sırtımızdan atabilecek miyiz?

"nasıl da yılları buldu bir mısra boyu maceram"

hep aynı şeyleri dönüp dolaşıp yaşayan insanın küçücük kaderi bir taraftan nasıl upuzun gelir? yürürken farkında olmadığımız yollar arkaya bakınca nasıl da uzar gider?

"bilmezler nasıl sevdik birbirimizi, bilmezler nasıl aradık"

insan neden karşındaki kişiyi tam buldum derken elinden kaçırır, suyun mermerden akıp gitmesi gibi?

bu sorulara en güzeli susmak. suskun olmak. sessizliğin bir büyüsü var. ve umarım çok uzak bir yerde elden kaçanların bir telafisi vardır.