bugün

kopuz

Ortalama 1000 yıllık tarihi olan, türk çalgılarının atasıdır. ilk kopuz, türkbilimcilerin ve müzkologların genel görüşüne göre muhtemelen tek telli, yaylı bir çalgıdır. Diğer tellerin ve elle çalma tekniğinin daha sonra ortaya çıktığı tahmin edilir. Kopuzun Tikui Türklerindeki karşılığı, çin kaynaklarının yazdığına göre "hyupu"dur. Antik kopuza en çok benzerlik gösteren günümüz çalgısı, bahaeddin ögel'e göre hakasya komıs'larıdır.

Kopuz, tarihsel süreç içerisinde dünyanın pek çok yerine yayılmıştır. Bugün Türk dünyasında komuz isimli ortak çalgı olarak ağız kopuzu vardır. Bu kopuzun ismi tüm türk illerinde yanıdır, kazak "şangobız" der, kırgız "ooz komuzu" der. Bunun dışında elle çalınan kopuz ismi kırgızlarda "komuz" şeklinde yaşamaktadır. Yaylı çalgı olarak da "kılkopuz" ismiyle kazaklarda vardır.

Orta asyada dede korkut, kılkopuz yani yaylı kopuz çalar. Dede korkut "kopuzcuların, ozanların, baksıların piri"dir. Kopuzun icadı efsanaleri de korkut ata'ya dayandırılır.

Dede korkut 20 yaşındayken rüyasında birini görür ve" 40 yıl daha yaşayıp öleceği" söylenir. Bunun üzerine korkut, uyanır ve dışarı çıkar, etrafta kazmalı kürekli insanlar görür, onlara ne yaptıklarını sorumca "korkut'un mezarını kazıyoruz" cevabını alırlar. ecel gelmesin diye korkusundan kaçan korkut, her yerde bu insanlardan görür. En sonunda pes eden korkut ata, devesine biner, memleketi sirderya'ya gider ve orada ilk kopuzunu yapar. Devesinin derisini de kopuzuna gerer. Sirderya ırmağının üzerine bir kilim sererek kopuzunu çalmaya başlar. Kopuzun sesi sayesinde ecel korkut ata'ya yaklaşamaz. Seneler sonra bir gün, korkut ata kopuz çalmaktan yorulur ve ecel nihayet onun canını alır.

Bir başka efsanede de korkut ata kopuzun icadı hakkındaki bilgiyi şeytanlardan çalar. Bu, antik yunan'da tanrılardan ateş çalan prometeus'un durumuna benzemektedir.

Kırgızlarda ise komuzun icadı genellikle kambarkan isimli ruha yada efsanevi kağana bağlanır. Bu efsanelerin temel özelliği, kopuzun icadına ilham veren olayın, ağaca gerili hayvan bağırsağının rüzgar tarafından titreştirilip ses çıkarması olmasıdır. Bu hayvanın ne olduğu zaman zaman farklıdır; bir efsanede geyiktir, diğerinde tilki, bir diğerinde ise maymundur.