bugün

öylesine

şimdi bu öylesine bir yazı. başlıklara sığmayan bir çığı

sevgili biricik sözlük. nasılsın? uzun zamandır görüşemiyoruz? ama yine geldim. kişisel algılama lütfen böyle bir dönem buda. az vefasız, çok hareketli, uçarı, yaramaz biraz da yalnız.
cuma akşamları çok manidar oluyor ya..işte öyle bir gece şu an telefonum açık olsaydı belki eve gelmezdim planlar yapardım ama açmak istemedim. black friday nedeniyle bijuteriye uğradım kendimi ödüllendirdim ve buradayım. sevgilimin yanında da olabilirdim. vefasız burnu havada depresyonda olan sevgilim.belki de başkasıyla. onu düşünmek istemiyorum hayatımı s.yor. kaygılı bağlanmalarımın bir örneği daha. içimden her gün onunla ayrılıyorum. karşımda durunca eriyorum. çocuk da aramızdaki statü farkına takmış. kendini kraliyet ailesinden sanıyor. yani boğazda yaşaması vs ama bir kere boğaza çıktık mı hayır neden çünkü yaşamayı bilmiyor. başka bir alemde, başka kaygıları var. ya hayat kısa bir dur iki gülümse yok asık surat yoruyor beni. oyun oynuyor bir de sinir sinir oluyorum. en sonunda ben de öğrendim oyunu eskisi kadar ızdırap vermiyor bari. neyse bu ara çok derin depresyonda işallah iyi olur da avustralya'ya gider kurtuluruz. gitsin istiyorum. bitsin bu saçma sapan haller. iyi olsun istiyorum yine mutlu olsun. gerçi ben herkesin mutlu olmasını isteyen biriyim. uzun zaman kin tutamıyorum. geçiyor. buharlaşıyor. iyi de oluyor uzun zaman aynı frekansta kalmak boğardı benim gibi yerinde duramayan birini. neyse şarkı açayım bir dakika canım.Jim Croce - time in a bottle. off şarkıya gel. içimdeki arabesk kibariye ses verdi. sofistike olacaktık yok ya nerde kültür karmaşası içinde nereye sofistike oluyorsun.

bugün korayı gördüm, konuşamadım ama onu seviyorum. enerjisine bayılıyorum. çapkın gülüşü. yok yok dişçim * onu görünce günüm neşeli geçiyor.

farklı insanlar farklı iletişimler ve ben. beni de herkes farklı mı algılıyor? herkese farklı bir şey mi hissetiriyorum? ilginç gizemleri var bu var oluşun. allah'ın gücü, güzelliği. sen allah de,başkası başka bir şey desin onun güzelliği bizi var eden. iyi bak sen, sev, öp, sarıl, uç gönlünce. tasavvuf da öyle güzel ki beni pamuk gibi yapıyor. o katı duvarlarımı yere indiriyor iyi ki de indiriyor.

iş.. ya iş işte. çalışıyoruz. proje vs. birileri para kazanıyor. ya maaşlı çalışmak beni mutlu etmiyor. benim için adrenalin olacak heyecan olacak. şimdi de var ama sonu beni mutlu etmiyor. ama bir gün edecek biliyorum. müşterileri sonunda mutlu görmek bana acayip haz veriyor. sonunda teşekkür ediyorlar ya ayy canlarım benim. neden seviniyorum çünkü canla başla çalışıyorum. işim gereği hep yeni insanlarla tanışıyorum o da güzel. yeni ülkeler yeni kültürler...

spor var. bu hafta astım biraz ama seviyorum spora gitmeyi de. hayat akıyor be canım öyle böyle akıyor.

ev aldım. g.tü de verdik bankaya. mutluyuz. marjinaliz anacım. ama pişman mıyım hayır. onun arkasında da manevi sebepler var. kimse evi var tapusu var diye mutlu değil. ailesi varsa, akşam olunca kendini güvende hissediyorsa paylaşıyorsa sevincini, kederini vs vs böyle şeyler mutluluk. gezmek mutluluk. tutkuların mutluluk. sevdiğin işi yapmak mutluluk. sıkı dostların varsa mutluluk. ev, kıyafet mutlu etmez sadece özgüveni pekiştitirir o da insanın doğasında olan bir şey.

kitap okuyorum. saçma kitaplar. 7 kitap aynı anda. baya da iyi gidiyor. okurken ağlayabilirim. dostoyevski'ye aşık oluyorum. o nasıl biri yazma, derin düşünme, kurgu sen kaç sene önce nasıl uçuyordun. iyisin adamım.

hygge yapıyorum. herkese anlatıyrum. anlamsız bakıyorlar. o da bir şey değil mi? anlamamak da bir eylem. da de ki leri hala yanlış yazıyorum. ne fark eder çok tatlıyım.

yemek alışkanlıklarımı değişricem er ya da geç. ekmek yemiycem. sadece israil'de belki biraz oranın ekmeği çok lezettli. vedat milor ve tayfasına da bayılıyorum. o nasıl seçkin zevkler. herifler michelin, japonya'da 1 sene sonrasına alınan rezervasyonlar o ifade biçimleri. dünya insanı olmak böyle bir güzellik. ama üstlerine oturuyor 2 beden büyük durursa sıkıntı.

ooo efendim mikla'ya gidince biz de sosyete olmadık. mehmet gürs'deki tarz bir başka tabi. hayalimdeki adam resmen herif. neyse ben geldiğim yeri, aileyi, kültürü biliyorum. vedatlar, mehmetler 3 4 beden büyük anlıyor musun. küçük bir kasabada kısıtlı imkanlarla büyümüş, azınlık bir toplumun kızıyım. kültür karmaşam dan oradan geliyor.

ama hala 4 yaşında hadi kuduralım diyen kızım. küçükken en sevdiğim sözdü. kuduralım. bu akşam macera akşamı derdim. kuzenleri toplardım. bütün gün çadır yapardık akşam dışarda uyuyalım diye. akşam kimse kalmazdı. herkes sıcacık aydınlık eve geçerdi ben kalırdım sap gibi o benim davam olurdu. yıldızları izlerdim uzun uzun sonra babamın kalın ve gür sesiyle içeri girerdim.

ilk paramı nasıl kazandım? çuha çiçeği satarak. kazlar ve köpeklerin korkusuna yine toplamıştım. yaş 5.

neden bazı şeyleri unutmayız? dün gibidir aklında.

nedeni vardır illa. herkesin her şeyin. kimse boşuna girmez hayatına..