bugün

benim adım kırmızı

Orhan Pamuk'un bu kitabı yazarken, artık sabredemeyerek erken bitirdiğini düşünüyorum. Roman sonlara doğru hızlanarak ve çok az dikkatli okuyucuya "bir şeylerin fena halde ters gittiğini hissettirerek" erken bitirildiğini hissettiriyor. Bence Orhan Pamuk, sadece bir kez yapılacak ve bir daha hiç kimsenin de yapamayacağı bir yemeği, sırf acıkmış olmasına daha fazla dayanamayarak erken ocağın üstünden almış gibi düşündürüyor. Nobel yolunda (Daha o dönemler nobel için ciddi kulis yapıyordu) listeye bir kitap daha atabilmek acelesinin, "pek olmadı ama bu haliyle de iş görür." düşüncesini doğurduğunu düşünüyorum. Bir de bu cepheden okursanız, ne demek istediğimin farkına varacaksınız.