bugün

çay ocağı

sivas'ta da her yerdeki gibi bolca bulunan mekanlardır. iş hanlarında olanlar sıradan çay ocağıdır. bir de çarşıda, özellikleri olan çay ocakları vardır ki her biri bir belgesel tadında...

en meşhurları çerkezin kahvesi'dir. onu tarif etmek imkansız. isteyen başlığına bakabilir ama gidip görmek gerekir.

benim hayatımda çerkezin kahvesinden başka iki çay ocağı daha vardı: hoş sohbet çay evi ve gramofon çay evi...

hoş sohbet çay evi, ulu caminin altındaki ara sokaklardan birinde, uzun yıllar arabistanda, mısırda çalışmış, emekli olup gelmiş ahmet'in dükkanıdır. sabah 3'te dükkanı açar, çayı demler. ilçe pazarına gidecek pazarcılar bir soluklanırlar. onlar yola düşünce sabah namazını beklemeye gelen amcalar yerlerini alırlar. onlardan sonra sabah işe gidenler. her vaktin müşterisi ayrıdır.

gramofon çay evi kapanalı 6-7 yıl olmuştur. yine bir emekli olan ve gramofon gönüllüsü olan necati amca tarafından işletilirdi. mahallenin emeklileri gelir, yol üstü soluklanır, ezana kadar vakit geçirirlerdi. kimisi necati amcanın eski tayfadan. kiminin dostu meşhur, kiminin sarhoş narası. kimi kuşbazlığıyla kalmış akıllarda, kafasını arada bir kaldırıyor hâlâ gökyüzüne. hepsi tövbeli, alınları secdeli. akşam dükkanı kaparken necati amca, seç bakalım nevai nasibini der, 2-3 bin plaklık arşivden kapanış için plak seçmemi isterdi. günde bir kez çalınırdı gramofon.

ben mesela candan erçetin'in söylediği çapkın adlı şarkının 1952 yapımı baki çallıoğlu plakta olduğunu orada öğrenmiştim. büyülü bir şeydi gramofon. ama dışarıdan geçen için sıradan bir çay ocağıydı orası.

sivas'ta daha türlü çeşit çay ocağı vardır. kimi hemşeri çay ocağıdır, yıldızelililer çay ocağı gibi. kimi meslek çay ocağıdır, halk ozanları çay ocağı gibi...

sonraları farkettim. biz çayı sevdiğimizden değil, yalnızlıktan korktuğumuz için açmışız o kadar çay ocağını.