bugün

türkiye de hristiyan olmak

hristiyanlığın hüküm sürdüğü yıllarda çok hoşgörü vardı amk. sanki hıristiyanlık tam bir saygı, hoşgörü dini. ne zaman bir hıristyanla konuşsanız tanrı sevgidir, tanrı sevgidir der. hatta derken yüzü parıldar çünkü buna inanır ancak gücü ele aldıklarında nazi kamplarını aratmamıştır ki en ileri teknikte işkence aletlerini hıristiyanlar bulmuştur. bu gün zulümde hıristiyanlığa hitler çok şey borçludur. o yüzden işkence tarihinde bayağı bir ünleri vardır.

ha tabi neden engizisyonu veya karanlık dönemi eleştiriyorum?
çünkü bir şeyde hakim güce bakarsın. şimdi hıristiyanlar burada azınlık, tabi ki hoşgörüden, sevgiden bahsedecek. ancak gücü ele aldığında ne kadar hoşgörülü olmuştur?

mesele budur. hıristiyanlık hakim olduğu zamanları zaten bizzat avrupa deneyimledi. şimdi siksen o güne dönmek istemezler.

kadınları cadı diye yakmasının altında hıristiyanlığın sevgisi mi vardır? tanrı sevgiyse o zaman neden sevmemiş?

bakın bu cinayetler bireysel değildir, yani gidip bir hıristiyan birini öldürse bundan hıristiyanlığa asla çatamazsınız çünkü bu bireyseldir fakat bu işkenceleri yapanlar bizzat din onaylıdır. katolik kilsesi( ki kendisi katolik olanlarda en üst otoritedir) buna izin vermiştir.
hatta bu barbarlığın kitabını bile yazmışlar.

bide işkencede artık işkence yapanların nasıl vicdanı sızlamaya insan olduğunu hatırlamaya başlaşmışsa merhamet gösterme eğilimi oldu herhalde. sonrasında cadıların gözlerine işkence yaparken bakmayın diye uyarıldılar, sebebi de onların insanın zaafını ele geçireceği görüşüdür. sıfır merhamet tanımıştır yani onlara.

tabi engizisyonun işkenceleri bitmez, ben sadece burada dini iktidarda hıristiyanların ne kadar uç noktalara gidebileceğini söylüyorum.

ayrıca merhamet etmeyene merhamet edilmez, özgürlük vermeyen dine de özgürlük verilmez.

not: müslüman değilim. ilkel kabile dinime inanıyorum.