bugün

hadislerin dinen delil sayılmasının mantığı

hadisler kendi içlerinde, kur'an ve akıl ile çelişmekte olup, Allah'a ve peygambere atılan iftiralardan oluşmaktadırlar. bu nedenle hadislerin aklen dini delil sayılmasının hiçbir mantıki yanı yoktur.

Kur'an'a bakalım:

bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz allah'ın ayetleridir. allah'tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar? casiye/6

artık bundan sonra hangi hadise (söze) inanırlar? mürselat/50

göklerin ve yerin egemenliğine ve allah'ın yarattığı şeylere bakmazlar mı? son anlarının yaklaşmış olabileceğini hiç düşünmezler mi? bundan sonra artık hangi hadise (söze) inanırlar? a'raf/185

onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve rahmettir. yûsuf/111

insanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce allah'ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar. onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. lokman/6

doğru sözlüler iseler bunun benzeri bir hadis getirsinler. tûr suresi/34

gelin, bir de maide suresine bakalım:

içinde allah'ın hükmü bulunan tevrat yanlarında dururken nasıl olur da ondan yüz çevirip de seni hakem yapıyorlar? onlar aslında inanmıyor. mâide suresi/43

peygamberin şari (yasa koyucu) olduğunu ileri sürenler için, bu ayet tek başına bir cevaptır. muhammed peygamber hayattayken bile yasa kaynağı olarak ona danışmak isteyen yahudiler kınanıyor ve tanrı'nın hükümlerini içeren tevrat ellerinde bulunurken nasıl olur da muhammed peygambere tanıştıkları eleştiriliyor. muhammed peygamber döneminde yaşayan müslümanlar, ellerinde tanrı'nın hükümlerini içeren kuran dururken böyle bir inkarcılık ve cehalet örneği göstermediler. nitekim, 6:114; 98:5 ve daha nice ayetler dinin kaynağının sadece tanrı'ya ait olduğunu bildirir. ancak, konu dini hüküm ve kural ortaya koymak değil de, müslümanların günlük işlerindeki anlaşmazlıkları olunca o zaman müslümanlar seçtikleri kişilere ve kurumlara danışmak zorundadır. muhammed hayattayken medine site devletinin seçilmiş lideri olduğu için önemli anlaşmazlıklarda kendisinin hakem yapılması gerekirdi. bak: 4:60. kısacası, dini konularda yasama yetkisi sadece tanrı'ya ait olup, yargı ve yürütme yetkileri ise müslümanların seçtikleri kişilere bırakılmıştır.

edit: zümer/23: ALLAH en güzel hadisi, tutarlı ve ikişerli bir kitap halinde indirdi. Rab'lerini sayanların derileri ondan dolayı ürperir. Sonra derileri ve kalpleri ALLAH'ın mesajına karşı yumuşar. Bu, ALLAH'ın yol göstermesidir; dilediğini ve/veya dileyeni ona ulaştırır. ALLAH'ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz