bugün
- şizofreni11
- en dindar özelliğiniz20
- düşün ki o bunu okuyor9
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- yorgun mermi9
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek12
- kızların mesajlara geç cevap vermesi11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri21
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması24
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
bir rivayete göre marcel proustile ilk karşılaşmaları(ve tek) hiç beklenildiği gibi geçmemiştir.
durun anlatayım;
--spoiler--
sene 1922.
paris'de bir otelde büyük bir yemek daveti var. bir sürü sanatçı falan var bu davette. ünlü bestecilerden Stravinsky 'da bu onur konuklarından biri. gene bir rivayete göre picasso'da orada bulunan onur konuklarından birisi.
derken kibarlığıyla tanınan marcel proust geliyor davete. meşhur bir kürk paltosu var bu üstadın ve asla üstünden çıkartmıyor bunu. hani sürekli hasta olan insanlar vardır ya, asla tam sağlıklı olamazlar, işte proust'da bunlardan biri. sürekli üşüyen insanlardan yani.
en sonunda davete james joyce icabet ediyor efendim. tabi gözler joyce ve proust'da. döneminin en büyük iki yazarı. yani döneminin en büyük iki kitabı olan ulysses ve kayıp zamanın izinde'nin yazarları. herkes onlardan büyük edebi konuşmalar beklemektedir doğal olarak. edebiyat tarhinin en büyük anlarındanfakat biri olmalı aslında bu. e boru değil, tarihin en büyük yazarlarından ikisi karşı karşıya.
fakat hiç öyle olmuyor işler.
tanıştırıyorlar efendim bu iki usta yazarı.
ama birbirlerini neredeyse hiç tanımadıkları ortaya çıkıyor. daveti veren kişilerden biri proust'da ulysses'i okuyup okumadığını sorar, proust ise "hayır" der. aynı durum joyce için de geçerlidir.
hikayenin devamı ise daha enteresan. efendim parti sonunda proust yanında iki arkadaşı ile birlikte taksiye biner.* joyce ise izin almadan, davet beklemeden içinde proust'un bulunduğu taksiye atlar. dedik ya proust sürekli üşüyen bir insan. bunu bile bile camı sonuna kadar açar ve bir puro yakar.
bu proust için çok kötü bir şeydir çünkü çok ileri seviye bir astıma sahiptir. fakat kibarlığı ile ünlü olan proust bir şey demez joyce'a. joyce bir nevi proust'Un ulysses'i okumamasının intikamını alır. proust'U sevmemiştir.
bu ikili taksi boyunca hiç konuşmazlar ve proust'Un evine gelince, proust arkadaşını kenara çeker ve "taksideki irlandalı'yı taksinin eve bırakmasını" rica eder.
joyce bu teklifi kabul eder ve bu iki edebiyat devi ilk ve son kez bu şekilde karşılaşırlar.
--spoiler--
olayın temeli bu yönde. yani içeriği ne kadar doğru bilmem ama bu ikilinin balodaki karşılaşmasının zaman kaybı olduğu konusunda edebiyat tarihçileri, hatta joyce'un biyograficisi bile hem fikir.
böyle tarihte bir konuda iki dev isim karşı karşıya gelince inanılmaz şeyler olacak sanıyor insan. mesela gene devrin, hatta tarihin iki büyük yazarı dostoyevski ve tolstoy karşılaşsa neler olurdu acaba der çoğu insan. ama bu ikili hiç karşılaşmamış birbiriyle.
iyi ya da kötü, james joyce ve marcel proust'Un bir zaman aynı odada bulundukları gerçeği insanı mutlu ediyor, sonra böyle bir hikayenin yaşanması ise güldürüyor.
edit: kaynak da vereyim de, götten atıyorum sanmasınlar.
http://www.hurriyet.com.t...-kotu-olabilirdi-39076444
http://www.dusunbil.com/j...irlerinden-sikilmislardi/
yabancı kaynaklar da mevcuttur.
durun anlatayım;
--spoiler--
sene 1922.
paris'de bir otelde büyük bir yemek daveti var. bir sürü sanatçı falan var bu davette. ünlü bestecilerden Stravinsky 'da bu onur konuklarından biri. gene bir rivayete göre picasso'da orada bulunan onur konuklarından birisi.
derken kibarlığıyla tanınan marcel proust geliyor davete. meşhur bir kürk paltosu var bu üstadın ve asla üstünden çıkartmıyor bunu. hani sürekli hasta olan insanlar vardır ya, asla tam sağlıklı olamazlar, işte proust'da bunlardan biri. sürekli üşüyen insanlardan yani.
en sonunda davete james joyce icabet ediyor efendim. tabi gözler joyce ve proust'da. döneminin en büyük iki yazarı. yani döneminin en büyük iki kitabı olan ulysses ve kayıp zamanın izinde'nin yazarları. herkes onlardan büyük edebi konuşmalar beklemektedir doğal olarak. edebiyat tarhinin en büyük anlarındanfakat biri olmalı aslında bu. e boru değil, tarihin en büyük yazarlarından ikisi karşı karşıya.
fakat hiç öyle olmuyor işler.
tanıştırıyorlar efendim bu iki usta yazarı.
ama birbirlerini neredeyse hiç tanımadıkları ortaya çıkıyor. daveti veren kişilerden biri proust'da ulysses'i okuyup okumadığını sorar, proust ise "hayır" der. aynı durum joyce için de geçerlidir.
hikayenin devamı ise daha enteresan. efendim parti sonunda proust yanında iki arkadaşı ile birlikte taksiye biner.* joyce ise izin almadan, davet beklemeden içinde proust'un bulunduğu taksiye atlar. dedik ya proust sürekli üşüyen bir insan. bunu bile bile camı sonuna kadar açar ve bir puro yakar.
bu proust için çok kötü bir şeydir çünkü çok ileri seviye bir astıma sahiptir. fakat kibarlığı ile ünlü olan proust bir şey demez joyce'a. joyce bir nevi proust'Un ulysses'i okumamasının intikamını alır. proust'U sevmemiştir.
bu ikili taksi boyunca hiç konuşmazlar ve proust'Un evine gelince, proust arkadaşını kenara çeker ve "taksideki irlandalı'yı taksinin eve bırakmasını" rica eder.
joyce bu teklifi kabul eder ve bu iki edebiyat devi ilk ve son kez bu şekilde karşılaşırlar.
--spoiler--
olayın temeli bu yönde. yani içeriği ne kadar doğru bilmem ama bu ikilinin balodaki karşılaşmasının zaman kaybı olduğu konusunda edebiyat tarihçileri, hatta joyce'un biyograficisi bile hem fikir.
böyle tarihte bir konuda iki dev isim karşı karşıya gelince inanılmaz şeyler olacak sanıyor insan. mesela gene devrin, hatta tarihin iki büyük yazarı dostoyevski ve tolstoy karşılaşsa neler olurdu acaba der çoğu insan. ama bu ikili hiç karşılaşmamış birbiriyle.
iyi ya da kötü, james joyce ve marcel proust'Un bir zaman aynı odada bulundukları gerçeği insanı mutlu ediyor, sonra böyle bir hikayenin yaşanması ise güldürüyor.
edit: kaynak da vereyim de, götten atıyorum sanmasınlar.
http://www.hurriyet.com.t...-kotu-olabilirdi-39076444
http://www.dusunbil.com/j...irlerinden-sikilmislardi/
yabancı kaynaklar da mevcuttur.
güncel Önemli Başlıklar