bugün

kupa kızı ve sinek valesi

sevgili sinek valesi,ben bu yazıyı sana yazıyorum,gönderdiğin şarkıyı dinlerken.yorgunum yüzümden belli.tıpkı sana geldiğim ilk günkü gibi. belki de daha fazla.çünkü inanamıyorum.özgürlüğümü elimden alan kişinin kendimin ta kendisi olduğuna.ben bırakamam dünyayı,zarları ne kadar hileli olsa da.ben yaşamayı sevdiğim için yaşayamıyorum şu an.çünkü yaşam alanım yanlış yerde.doğru yerde olmasından vazgeçtim.gitmiş en yanlış yeri seçmiş yaşam alanım.ağlamışsın gözlerinden belli diyosun.senin gördüğünden ayrı bi okyanus var içimde.tahmin edebilsen de göremezsin.görsen de hissedemezsin ağırlığını.ağırlaştıran sensin çünkü.zaten koşullar ağırken bana savaş açman adil oyun değildi.yanından gitmem için milyonlarca neden var biliyorum.ikimizin iyiliği için üstelik.ama buna rağmen sarılmak için hep bi neden bırakırsın diye düşünmüştüm.bırakmadın dün gece.kupa kızı sana geldiğinde insanlar onun kanını emip bitirmişti.gelebileceği en tükenmiş noktadaydı.peki şimdi neden diyo kendi kendine.zaten öldüm ve geri geldim.bi insan aynı yerden iki kez ölmezdi.öyleyse neden hala aynı yer acıyo ölcekmişim gibi.çünkü sinek valesi kendi arzularına yenildi ilk kez.koruyup saklamak istediği kupa kızını karşısına almak istedi.belki de nefret ederse daha kolay biter diye.ama kupa kızı hiç nefret etmedi aslında.ağladı yoruldu bıktı kaçmak istedi ama yine nefret etmedi.kötü sözler söyledi sinek valesinin de canı yansın diye ama hiç nefret etmedi.sarılıp uyuyamamanın öfkesiydi.bitmişliğin tükenmişliğin özgürlüğünü ve ait olduğu ruhu ve hayatı kaybetmişliğin.sıkışıp kaldı,kendine bile yabancıydı ama nefret etmedi sinek valesinden.biliyodu sinek valesinin onu hala sevdiğini ve hiçbişeyi olmasa da kalbiyle onu koruyacağını.sinek valesi de kupa kızı kadar iyi biliyodu.kupa kızının gülüşü kadar içini ısıtmayacaktı hiçbi şey.kupa kızı başka gezegenden gelmiş olsa da içten sarılabilirdi,onun gözyaşları ve öpücüğü evrenseldi.hatta belki bi daha kupa kızınınki gibi bi sarılma olmayacaktı sonsuza dek.ama kupa kızı onun topraklarının sınırlarını zorluyordu ona göre.sinek valesinin toprakları kupa kızının yağmurlarını kaldıramazdı.gökkuşağı da ona çok yabancıydı,gözlerini hiç kısmadan açamazdı,ama bu duygularına engel değildi, kupa kızı gidecekti eninde sonunda ama kupa kızı giderken hep gökkuşağından sıcak bi renk bırakmak istedi sinek valesinin kucağına.ona sarılsın diye.sinek valesi o renge hazır olmadığı için kupa kızını ağlatmayı seçti.oysa kupa kızı üşüyerek gitmek istemiyordu,sinek valesine ilk geldiği gün gibi üşüyerek gitmek istemiyordu.sinek valesi bilmese de onun ısındığı renkten kupa kızı da beslenecekti,ısınacaktı ve güçlenecekti..şimdi kupa kızı ona buz mavisini bırakmak zorunda kalırsa...bundan sonra nasıl güçlenecekti...tek istediği bunu bilmekti...