bugün

the shawshank redemption

1994 yapımı 142 dakikalık suç/dram filmi, 9.3 imdb puanına sahip. Frank darabont, Stephen king'in kısa hikayesinden yola çıkarak senaryolaştırmıştır. Yıllardır imdb top 250 listesinin 1 numarası, 25 milyon dolar bütçe ile çekilmiştir. 7 oscar adaylığı, 19 ödülü var. ince işçiliği ve anlamlı detayları ile çok güzel bir filmdir, yaşattığı duyguları ve o derinliği anlayanlar için filmden ötedir. En sevdiğim sahnelerden biri topluca film izlerken, kadının çıktığı sahnede red ve andy'nin gülmesidir görsel

bu filmi bana çocukken zorla izletmişlerdi, o zaman çok kasvetli ve sıkıcı gelmişti. Psikolojimi şeytanlı filmlerle değil bu filmle meşgul etselerdi keşke, küçücük çocuğa ağır filmler izleten zihniyete de ayrıca küfürlerimi iletiyorum. Neyse efenim filme dönelim, geçen baktım tv'da esaretin bedeli başlıyor. Kuzenim olacak uyuz kumandayı kapıp diğer kanalda yeni başlayan hızlı ve öfkeli 7 filmini açtı. Neymiş 7 cisini izlememiş, lan seri boktan zaten izlemeyiver diye kumandaya atladım. Bu da, sen esaretin şeyini bin kere izledin yeter artık diyerek saldırıya geçti. Koca adam olmuş hala zevksiz hala kıl, gram ilerleme yok. Baktım film kaçıyor, hemen diğer odaya geçip bunun telefonunu aldım ve ayarları ile oynadım* Sonra çağrı atıp söylenmeye başladım, bu noldu falan diyince telefonu gösterip, kuzen sana ulaşılamıyor telefonun bozuk galiba dedim. Nasıl panikledi anlatamam, 128 gb iphone6 bu boru değil, üstelik kendisinden daha akıllı. Ödü bokuna karıştı, hemen koşup tamirciye gitti. Gidiş/dönüş, tamir, trafik falan derken 2 saatten erken gelemez * koca plazmada izlemek ayrı bir keyif tabi, ayrıca o kel ve öfkeliyi izletmeyerek insanlık namına büyük bir iş yapmış oldum.

--ne olur ne olmaz spoylırı--
Filmin en güzel sahnelerinden biri, andy'nin bir köşede oturup gülümsemesiydi. Her şeyi kafasında planlayışının ilk pırıltısıydı o gülümseme, son gülen iyi güler algısını da yıkmış oldu böylece *

Red'in defalarca tahliye kararı onaylanmıyor, çünkü red çok sakin ve efendi bir tavırla "akıllandım abi bırakın gideyim" diyor. En sonunda saçı başı ağartmış halde 10 yıl sonra tekrar çağırıp, noldu dayı akıllandın mı? Tövbe edip imana geldin mi? Gibi emin ve vurucu sorularla bizimkini yokluyorlar, red siklemez bir tavırla "akıllandım fakat içimdeki suçlu çocuğu öldürerek son kez cinayet işledim, bi 40 yıl daha yatarım gerekirse. Onaylaman umrumda değil, zamanımı alma daha yıkanacak çamaşırlar var, sikerim belanı evlat" diye gider yapıyor. Bu sürrealist çıkıştan sonra kurul "vay be adam ne biçim konuştu amk" bakışı atarak onayı basar. Demek ki, red yıllardır yanlış yoldaymış, bunlar efendilikten hoşlanmıyormuş. en başından iki atarlansa olay çözülecekmiş, niye? Çünkü morgan abi çok ikna edici atar yapıyor *
--ne olur ne olmaz spoylırı--