bugün

borcu

kendimiz, bendelerimiz ile ilgili bir kaç şey eklenmeli kanısına varmak zorunda bırakıldığımızdan sözcükleri bir kereliğine kendimiz için düzüyoruz, yanlış anlaşılmışsak affola.

madem iki kalem okunup hakkında bendelerinin, düşüncelere dalıyor insanlar bunun ardından, yazmak mecbur oldu.

baştan en sıcak olayla başlanmalıdır, türk milletinin mükemmelliği ile ilgili yazdığı yazı da, her milletin insanı gibi milletine aşık bir insan olarak bendeleri, onu elbette ki el üstünde tutacaktır. ancak peygamber sünneti unutulmadan; "ey araplar, hiç bir arabın hiç bir arap olmayandan, dini itikatı dışında üstünlüğü yoktur.", yani; imanı güçlü olan insan üstün insandır.

geçelim bir diğer kangrene, allah huzurunda boynumu eğecek olmam milletimi sevdim diye, ancak itikat sınırlarında dolandığı içindir ki bendeleri, faşist olamaz. aksine bu bünye karşıdakini dinler anlar ve ona göre söyler ve yine aşık olduğumuz bir düşüncemize mensup her türk genci, böyle düşüneceği/düşünmek zorunda olduğu için, faşist değildir, olamaz.

aynı zamanda bizi atsızcılarla, nasyonel türkçüler ve ırkçılarla karıştıranlar olmuş, veya bu gruplardan kimileri bizi kendilerine yakın hissetmişler, unutmasınlar ki bizim için türklük ay ise, iman güneştir; tıpkı başbuğun söylediği gibi " türklük ile islam, beden ile ruh gibidir, ikisi birbirinden ayrılamaz".

bunlardan gayri bendeleri, kimseye hakaret etmemiş, fikrini beyan etmesi konusunda saygılı olmuş, devletin caddesine birileri gibi benim dememiş, yarısıyla paylaşmıştır.

unutmayınız insan dediği sözlerinden anlaşılır, köpek eniği gözlerinden.

kimseyi üzdüysek affola, dilin kemiği yok. bu yazıdan sonra da hala terbiye sınırları zorlanırsa, önyargı zırhımızı bıraktığımız yerden alır, kuşanmasını biliriz.

saygılar.