bugün

türk dili ve edebiyatı bölümü

çukurova üniversitesinde 2012 yılından beri okuduğum bölümdür. eğitim fakültelerindeki sözel bölümlere göre ağırdır. çukurova gibi geçme notunun 70 olduğu, hocaların çoğunun sınavlarda fazla ayrıntılı cevap istediği üniversitelerde daha ağır bir bölümdür. buna rağmen 2012 yılından itibaren çukurova üniversitesinde bile öğrenci kalitesi gittikçe düşen bölümlerden biridir. 2012 yılı girişli 1. öğrenimde okuyan biri olarak birkaç istisna dışında 4 yıl içinde sınıf ortamından dolayı ciddi hayal kırıklıkları yaşadım. maalesef 2012 yılında özellikle 1. öğrenime çok sayıda seviyesiz, karaktersiz, saygısız, küstah tipleri aldılar; 2012 girişliler arasında 2. öğrenimde 1. öğrenime göre terbiyeli, saygılı, seviyeli olanların sayısı biraz daha fazla. 2013 girişli 1. öğrenimler arasında da itici, ikiyüzlü, kıl tipler çok ama bizim sınıf kadar kötü bir sınıf değil. 2012 girişli 1. öğrenimlerin çoğu sınıf arkadaşlarından birini derste arkadaşları dersle alakalı ciddi bir şekilde bir söz söylediği halde arkadaşlarına alay eder bir tavırla gülerek arkadaşlarını koskoca akademisyen hocanın önünde rencide etmekten hoşlanırlar; hocanın önünde arkadaşına alaycı bir şekilde laf atarak küçük düşüren de mevcuttur; yaptıkları pisliklerin ardından "ya arkadaşım seni hocanın önünde kırdıysak özür dileriz, kusura bakma, yanlış yaptık" demezler. ( böyle rezilliklere geçen sene ve önceki sene şahit oldum. geçen sene yeni türk edebiyatı dersinde dersle alakalı bir söz söyledim. söylediklerim komik ve saçma değildi. gayet ciddi bir şekilde söyledim. buna rağmen sınıfın % 80i alay eder bir tavırla hocanın önünde bana sürekli güldü. konuyu anlatan arkadaş onları uyardığı halde aynı terbiyesizliği yapmaya devam ettiler. önceki yıl anonim halk edb dersinden önce bir arkadaşım kitabımı ödünç almıştı. hoca benden önce derse gelmişti. üstelik dersin hocası derste aşırı derecede agresif biri. ben ilk başta kapının önünde kitabı ödünç alan arkadaşa baktım. hoca sinirden gülünce sınıftaki çirkef kızlardan biri bana derste alay eder gibi "yaşam koçuna git demedim mi ben sana" dedi. o pisliği hoca da dahil herkes duydu. rencide olmuş bir vaziyette derse girdim. yarım saat sonra kitabımı ödünç alan arkadaş geldi ve bana ders bitince kitabı teslim etti. kitabımı alan arkadaşa kızmadım çünkü kendisi terbiyeli, saygılı bir hanımefendidir.); 2012 girişli 1. öğrenimler arasında derste cakkıdı cakkıdı sakız çiğneyenler de mevcuttur. (2013 girişli 1. öğrenimlerden 2 arkadaş anlattı. geçen sene uygur türkçesi dersini alttan alan bizim sınıfın en çirkef kızlarından biri derse bir gün geç gelmiş. kapının önüne geldiğinde ağzında sakız varmış. hoca "lütfen o sakızı çıkarıp içeri girer misin?" demiş. kız sakızı çıkarmadan içeri girmiş ve çiğnemeye devam etmiş.) 2012 girişli 1. öğrenimler arasında kendisiyle karşı en ufak saygısızlığı, terbiyesizliği olmayana bile çirkef bir şekilde davrananlar var. ( 2013ün ocak ayında final sınavında hayvan muamelesi gördüğümü asla unutmam. türkiye türkçesi final sınavına giderken çantama kalem, silgi koymayı unutmuşum. insanlık hali, zaman zaman herkes unutkan olabilir. o sırada istanbullu çirkef bir kız sınavda arkama oturmuştu. o zaman başka birinden ödünç kalem bulabilmiştim. silgi bulamayınca arkamda oturan istanbullu çirkefe durumu kibarca izah ettim. silgiyi ortaklaşa kullanalım diye. onun kağıdına bakmadan sınavda bir iki kez silgisini kullandım. daha sonra kaba ve küstahça davranmaya başlayınca silgiyi kullanmadım ve yazım yanlışı yaptığım kelimelerin üstünü kalemle çizmek zorunda kaldım. bu olaydan sonra kızdan tiksindim. sanki silgisini yedik) 2012 girişli 1. öğrenimlerin % 95i aynı zamanda aşırı derecede yabanidir (bir ara selam veriyordum gördüğüm zaman birçok arkadaşa. çoğu ortada bir mevzu olmadığı halde suratıma tiksinerek bakarak iğrenir bir şekilde selam verdi. suratıma sadece iğrenerek bakıp selam vermeyen de çoktur). 2012 girişli 1. öğrenimlerde durduk yere başkalarını bir arkadaşlarına düşman edenler de mevcuttur. ( geçen sene geçici olarak gelen ukraynalı bir kızı bana karşı doldurdular. kızın benle ilk başta sohbet etmesini çekemediler.) hocanın önünde kikir kikir gülen, sadece sınavlarda kopya çekmekten başka hiçbir vasfı olmayanlar da çok. bunların % 90ıyla bırakın siyasi, toplumsal konuları edebiyat, sanat, genel kültür konuları bile konuşulmaz. buna rağmen ç.ü`de türk dili ve edb okuyorlar. bu sene okulu bırakma aşamasına geldim neredeyse. formasyon alma hakkı gelince biraz rahatladım. tamamen bırakıp açıköğretimden sosyoloji okumayı düşündüm yakın zamanda. annem bir gün sinirden ağladığımı görünce beni " böyle yaparsan bir 4 yılını daha kaybedersin. toplam 8 yıllık kaybın olur. senin bölümünü okumak için çırpınanlar var. kendine çeki düzen ver. yapma böyle. sen aslında yaparsın zeki birisin ama çalışmadın hiç." diye zor ikna etti. hep geri zekalı muamelesi gördüğüm için zeki olduğumu başkalarından duyunca şaşırır hale geldim. gerçek dünyadan tamamen kopmak için internet bağımlısı oldum. internet bağımlısı oldum diye annemden sürekli azar işittim. bilgisayarı ve telefonu uzun süre gözlük takmadan kullanınca gözlerimdeki şaşılık daha da ilerledi. neyse ki görüyorum. final sınavları bitince defolup gideceğim hataya fotoğraf çekimi yapmak için. eskiden konuşkan, dışa dönük bir insandım. 4 yıl içinde eskisinden daha içe kapanık biri haline geldim. umarım kısa sürede mezun olurum. insanlar şerefsiz, acımasız. insanlıktan nasiplerini almamışlar.