bugün

seriatin kestigi parmak

*ehliyetimi kaybettim. halihazırda eskişehir de 2 aydır ehliyetsiz araç kullanıyorum. ehliyetim kayıp. yeniden çıkarmak için ankara ya gitmem lazım. üşeniyorum valla gidip almak için vesikalıktır sıradır beklemeye.

*kimliğimi de kaybettim. 1.5 aydır da kimliksiz geziyorum. bi sıkıntı olur diye pasaport ile dolaşıyorum. şu vatandaşlık kartı mıdır nedir onu bekliyorum. yenilemeye şimdilik üşeniyorum.

*benzin ışığı yandıktan sonra inadına 40 km yol yapıyorum. bi gün yarı yolda kalacam o olacak.

*annesizlikten nefret ediyorum.

*elbise meselesinden komple nefret ediyorum. üzerimdekiler eskiyene kadar alışveriş yapmıyorum. elbise alacağım zaman 10 15 tane birden alıyorum ki bi daha zahmet edip mabadımı o sikimsonik avmlere getirmeyeyim.

elbise meselesine çamaşır yıkamak da dahil. tüm elbiselerim bitene kadar çamaşır yıkamıyorum. yıkayınca makinadan çıkarıp kurutmaya üşeniyorum. kuruyunca ütülemeye üşeniyorum.

*geceleri uyumaktan, gündüzleri insanlarla konuşmak zorunda kalmaktan, sıcaktan, aşırı soğuktan, düzensizlikten, bozuk olan odamı düzeltmekten, telefonun şarjının bitmesinden, youtube un repeat özelliğinin olmamasından ve arka planda çalma özelliğinin olmamasından, ağlayan çocuk sesinden, yorgun hissetmekten, başımın ağrımasından, annemin hasta olmasından, birilerini bişeylere ikna etmekten ölümüne nefret ediyorum.

*sevmediğim bir şarkının sözlerini anında istem dışı olarak ezberliyorum. bi de üstüne dilime dolanıyor, kendimi o şarkıyı mırıldanırken buluyorum.

*siyasetten, tarih bilmeden siyaset konuşanlardan, ayrılıkçı pkkcılardan, ingilizlerden, fransızlardan ve uzun yolda uzunları yakıp karşıdan gelenin gözünü siken şoförlerden de nefret ediyorum.

*uzaktan çektiğim şutun direğe çarpıp gol olmasına, lambalara yaklaşırken ışığın yeşile dönmesine, rastgele açtığım radyonun sevdiğim parçayı çalıyor olmasına, keylor navas ın uçuşlarına, iniestanın çalımlarına, ramiz dayının gençlik flashbacklerine, üşümüş olarak çıktığım maçın akabinde sıcak duş almaya, kilo almayan vücuduma, kedilere, orhan pamuk a, demli çay içmeye, altından geçince yanan sensörlü sokak lambalarına, gece yarısı havlayan köpeklerin birden susmasına, 2 3 gün ara verip sigara içince başımın hafiften dönmesine ve tabi ki eskimiş unutulmuş mükemmel şarkıları keşfetmeye bayılıyorum.

*hiç bir kıza yan gözle bakmayan halimi seviyorum.

*genelde kurduğum alarmlardan önce yapacağım şeyi hatırlıyorum.
uyanmak için alarm kurduğum zaman uyumakta zorlanıyorum.

*müzik çaları 15 dakika sonra kapanacak şekilde ayarlayıp shuffle ı açıyor ve hangi parçanın neresinde kapanacağını tahmin etmeye çalışıyorum.

son olarak:
ehliyetimi ve nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür.