bugün

güven telkin eden bir görünüme sahip olmak

Nedir bu "güven telkin eden görünüm verme" olayı?

Kendimden örnek vererek başlayayım,

Sokakta birisine yol soracak olsanız o kişi benim, direk gelirsin yanıma bişey soracağını belli ederek, bazı el kol hareketleriyle bir sokağı, bir sapağı, Faruk eczanesini, veya devlet hastanesini sorarsın. Biliyorsam senin anlayacağın dilden anlatırım. Senin anladığın dil "sağdaki yoldan aşşaa sallan, ikinci köşede görecen 222 yi" de olabilir, "burdan aşağı doğru 150 metre gidin, ikinci köşeyi geçince sağınızda kalacak, kıps" da olabilir. Hepsine varım. Hiç olmadı "esnafa sor abi sen, ben seni yanlış yollamayım" der, yardımcı olmaya çalışırım. O kadar güven veriyorum ki, sadece yayalarla başladığım yol tarifi kariyerime son zamanlarda binek araç, kamyon, nakliyat şirketi, kurye aracı gibi mekaniklerle seyahat edenlere hizmet ederek devam ediyorum.

Yol tarifinden başka ihtiyaçlarınızda da ben buradayım. Misal otogarda çantanızı, bavulunuzu emanet edeceğiniz bir yüz mü arıyorsunuz, hemen oradayım. Daha biraz önce ablanın birisi gelip "siz burada mısınız?" Diye sordu. Dondum kaldım amk. ilk defa böyle bi soruyla karşılaştım ve ayak üstü mala bağladım tabi. Hanım kızımız meğer bir müddet daha burada olacaksam çantasını emanet edecekmiş. Ben de bi an ontolojik bir çatışma teoremi tartışacağım diye sevinmiştim. Yalan oldu. (Ama kız güzeldi allah var, sırf güzelliği hatrına şehirler arası biletimi yakıp çanta bekleyebilirdim. Eskişehir mi? Kim siker Eskişehir i bu saatte. Gideruk bi ara.) .

Sokakta yürürken, metro durağında sallanırken, bakkala girdiğimde falan ufak çocuklarını gördüğüm ablalar, çocuklarını sevmeme izin verirler. Minnak sıpalara envai çeşit maymunluklar şebeklikler yaparken göz ucuyla dahi kontrol etmezler beni.

Kedi köpek sahibi vatandaşlar da aynı şekilde. Medyun bana cemiyeti, Medyun bana Ferdi, Medyun bana tüm beşeriyet, ya Rab! Beni kıyamette hurilerle haşret!.. yok la dur yanlış oldu.

Bu güven dolu yüz ifadesi, insanın bir anda elde edebileceği bir şey değil. Bir ömür Çabalamalı, bu yolculuğu esnasında kendini tanımalı, geliştirmeli, kendinle yüzleşmelisin. Yolculuğun takdir edilmiş bir miktarını aştıktan sonra artık sen, kendi içinde Yaşanmışlıkları olan, değişmiş ve yeni bir sayfa açmış benliğin ile tanışacaksın.

Artık taksiye binince bağzı ala gavatlar gibi arka koltuğa kurulmayacak, ön koltukta şoförün memleketi, polislerin çirkeflikleri, tuttuğu takım gibi önemli meseleleri mütalaa edeceksin, hotturu zattırı bir taksici bile sana kendini açacak, dost hayatı yaşadığı pavyon yosmalarından, hayatın boş olduğundan, bir an evvel oğlunu evermesi gerektiğinden, ama seni gözünün tuttuğundan bahsedecek, arabada sigara içmene izin verecek, inerken küsüratına kadar para üstünü sana teslim edecek. Öyle bir insan olacaksın.

Her girdiğin mahallede sanki sen o mahallede büyümüş çocuklardan biriymişsin gibi muamele göreceksin. Her yere ait olabilecek bir yüzün, kimseyi işkillendirmeyecek bir yürüyüşün, genel memnuniyetlere uygun bir giyim tarzın olacak.

Otobüste herkes öne uzatman için sana para verecek, akbili, Ankara kartı, eskartı olmayan insanlar senden kendi yerlerine kart kullanmanı rica edecek.

Araba sürerken bile yoldan karşıya geçenler senin arabanı görünce cesaret alıp arabanın önünden karşıya geçecek. 250 metre mesafeli şifresiz wifi access point gibi her yere zebil zebil güven selleri ilka edeceksin. Keriz gibi mi görünüyorum lan yoksa diye aklına gelen vesveselere inat, alnın açık, başın dik, gözün pek ilerleyeceksin.

Velhasıl, dünya çok boktan. Geçen yine bizim yosmayla takılıyorum, taakk, karı aradı... nefes nefeseyim ama lafı bi çevirmişim yeğenim görmen lazım. Ama seni gözüm tuttu. Temiz çocuksun. Al buyur bu da 12 lira 75 kuruş para üstün...

/Seriatin kestigi parmak/