bugün

annelerin çocuklarını yetiştirme tarzları

Kadınına göre değişiyor bu lan. Mesela annem köyde büyümüş, sonradan şehre yerleşmiş birisi olarak ataerkil bir hayat görüşünü benimsemiş. Bizi de iki erkek evladı olarak “herif” gibi yetiştirmek istedi hep. Babam onun aradığı adam değil bence. Daha değişik, daha deli birini arıyor oğullarında. Abim evlendi kurtuldu. Kız kardeşime sarmaya başladı annem, ben aklına gelmiyordum o zamanlar. Ama o da evlenince son kale de düştü ve bana kafayı taktı annem. Sakın annemi sevmediğimi sanmayın ha. Sonuna kadar seviyorum.

Annemi bazen gerçekten tanıyamıyorum. O kadar iyi bir insan oluyor, o kadar nazik davranıyor ki bana, aklımı zelzeliyor, örseliyor, incitiyor, sert bir dille kınıyor, kimse türkiyenin sabrını test etmeye kalkışmasınlıyor adeta. Annem bana iyi davranınca korkuyorum lan. “kesin kanser oldu, 3 gün ömrü kaldı, ondan patates kızarttı bana bu kadın” diyorum içten içe. Ya da biraz daha normal düşünebildiğim günlerde, abimin veya kız kardeşimin annemi sinir ettiğini anlıyorum. Yoksa bu kadın bana iyi davranmaz arkadaş. 25 yıllık tecrübem var lan bu konuda. 25 yıl asker olsan kurmay albay olursun, 7000 den aşağı maaşın olmaz, 7000 kişiye de racon kesersin düz hesap. Ama ben anamın 25 yıllık askeriyim, hatta askeri ne kelime, emir eri, postası, yaveriyim adeta. Ama zerre kıymetim yok lan. Ben bunu kanıksadım artık. Tersi olunca korkuyorum.

Annemi ontolojik olarak incelersek azizim, köyde yetişmiş dedim ya, bunu iyi bi maksatla demedim. Aşağılarken falan yakası bağrı açılmadık garip deyimler, hakaretler, cinaslar kullanıyor, anlamıyorum, daha kötü aşağılanıyorum. Hani tepkimeli füze başlıkları var ya, önce patlama etkisi ortaya çıkıyor, sonra biyolojik kimyasal etkisini içeren ikinci bi patlama oluyor. Aynen öyle. Hem küfür yiyorum, hem de cahil durumuna düşüyorum lan. Başka dilde hakaret etse de anlamasam bu kadar koymaz. Kadın anadilde küfür ediyor, anlaşılmaz hakaretlerle tepkimeli olarak beynimi gondikliyor. Mesela “daşşak eriği gibi yayılmışsın” diyor. iltifat etmediği kesin, daşşaktan anladığımı sanmayın bunu, annemi tanıyorum, ordan şeydiyorum yani… de hakaretin ne yönden yapıldığını anlamıyorum, o koyuyor adama. Yine mesela “bayrımın at kafası” diyor. At kafası ne demek, bayrımın ne demek soramıyorum da.

Başka bir ontolojik özellik olarak annemde çene kası yok. Yani var ama ağzını kapalı tutmaya yaramıyor. Ulan hepiniz “komşu bebesini örnek göstererek kendi çocuğunu aşağılayan anne” den şikayetçisiniz. Ben ise sizlere gıpta ile bakıyorum. Annem burda bir vites ileri atıyor. Mesela hani herkesin annesi kendi oğlunu gizlide kuytuda azarlar, misafirlikte falan kimse bakmazken gözlerini belertir, “eve gidince tahtana zıçıjam olm senin” bakışları ile insanı terbiye eder, millete bişey belli etmez ya, Benim annem tam tersi...

Ermeniler gibi lan aynı. Evde ikimiz kaldığımız zaman çok iyiyiz. Azar yok, kötüleme yok, tırnak çekme, elektrik verme, kulağa şiş sokma, gözlere eriyik kurşun dökme falan yok. Her şey sakin ve sessiz. “mızraklı ilmihali” veya “davudi menkıbeleri” kitaplarından dini hikayeler okuyup ağlıyor falan, içli içli burun çekerek dua falan ediyor, arada bir en beklenmedik anda "estaffrrsss...." diyerek sonunu bilinmezlik hırkası ile bezediği tesbihatlar falan çekiyor. çayımı demliyor, telefonla, bilgisayarla çok vakit geçirdiğime bişey demiyor, namaz niyaz vakti geldiği zaman “oğlum namaza gidecek misin?” diye kibarca soruyor. Şimdi sizin aklınıza “gidecek misin” kısmı takıldı demi, bir anne oğluna öyle mi der lan dediniz. Benim aklımı başımdan alan yer ise “oğlum” kısmı oluyor. Oğlum lafını duymaya alışamadım ben.

Vakta ki eve bi misafir gelmeye görsün. Mevzu direk benim. Köşede düzensiz bi halde bi eşyam mı kalmış mesela, misafir onu hiç görmüyor bile belki, ama annem onu misafirin gözüne sokuyor.

“bu enik adam olmaz, eğlli kere dedim düzenli oğl, tertipli oğl…heğç.. babasına hiç çekmemiş. Bi garip bizim bebe. Ütü ütüler, çamaşır makinası çalıştırır. Karı gibi büyütmüşler yurtta bunu…”

Ulan arkadaş konu nerelerden sekti de ne ara oraya geldi be. Binada sokakta falan annemle muhabbeti olan kadınların yüzüne bakamıyorum lan. Kız-oğlan kız var bakışlarının arkasında. Bıyık altından gülüyor kadınlar. Kendi bıyıklarına utanmadan bana gülüyorlar. Makas alacaklar diye falan korkuyorum nan. Bebişim der gibi bakıyor binadaki erkekler ayol.

Annemi seviyorum. Devamlı hizmet etmek istiyorum ama işte kadın kendine yanaştırmıyor ki arkadaş. Bi gün elimde koca bi pastayla gelesim oluyor eve, sonra kadın ondan memnun olmayacak biliyorum, “vitaminsiz şeylere niye para harcıyon sen?” yapacak, biliyorum. Çünkü kadın halen kıtlıkta kaldık sanıyor. Ben de napıyım sekiz paket sigara alıyorum aynı paraya. Ehehe.

En ifrit olduğum yer de uyandırırken… her zaman bi kavganın ortasına uyanıyorum hissi veriyor. Patolojik yaralar açıyor lan kimyamda. Gece sözlükte takıldığım zamanlarda mesela sabah namazına kaldırmaya geldi ya, ben uyanığım o an, sanki 15 dakikadır uyanmam için yalvarıyormuş da artık çileden çıkmış gibi giriyor odaya:

“illet ettin beni illet… namaz yok niyaz yok. Allahım beni de senle sınıyo demek ki. Okusun adam olsun diye medreselere gönderdik, namazı aptesi de bıraktı zındık… emme bi daha seni namaza kaldıran gavur boku hapazlasın… yan cehendemlerde”

Annecik burayı sana yazıyorum:
-Sana asla hatam kusurum kabahatim olmaz. Kırıcı olmam. Öf demem, sesimi yükseltmem, gıkımı çıkarmadan dinlerim her türlü lafını. Ama nolur sen de bana biraz acı be ya. Küçükken sana çok çektirmiş olabilirim, hatta tamam tüm mahalleye çok çektirmiş olabilirim. Ama artık ben koca adam oldum ya. 25 yaşına geldim, herifçioğlu oldum, karizma edindim, yakışıklı(tipime zıçtımın), zeki, çevik ve aylaklı birisiyim ben.

Yapma bana bunu, yapma. Zaten rejim yapıyom diye beni kekliyon ama gizli gizli gözleme gömdüğünü de tespit ettim. Dolaptaki gözlemeleri sayan piskopat bi çocuk oldum çıktım senin yüzünden. Bundan sonra senin gözlemeler ayrı benimkiler ayrı olsun. Yeme benimkileri. Yeme ya. Arkadaşları uç istemesin diye 0.6 uçlu kalem kullanan cimri ilkokul veletleri gibi, sen yiyeme diye gidip dondurma aldıracan illa bana. şaka kız şaka. Ye ama fazla kilo alma. Sonra hastaneye yine ben götürüyom başıma iş alıyom. Bi de oraya gidince, “seni de işinden goyduk görün mü hay uşak” diye ajitasyon yapıyon ama içten içe seviniyon. Yemezler.

Tüm pisicopat annelere selametle. Güdümlü anne terliği mi o elindeki? Ben en iyisi gachayı... flack...

"Bayrımın at kafası assasinated. Target neutralized. Mission completed."

Oldies.