bugün

islam ın bilim düşmanı olması

bilim adamlarını kabul edilen dinlerine göre tasnif edip o dinleri de kendilerine bağlı bilim adamları üzerinden bilime entegre edenleri görmek beni hiç mi hiç şaşırtmadı.

bilim tarihini tartışacaksak insanlık tarihi paralelinde tartışmak gerekecektir. sümerlerin buluşları hindistan alt kıtasını; mısır ise antik yunan çevresini etkilemiş ve müslüman coğrafya içinde yaşayan ulema da yayılım sonrasında bunları keşfederek tasnif etmiş ve batı da eskinin bilgisini ikinci olarak müslümanlardan öğrenmiştir.

senin müslüman saydığın bilim adamları, kendi dönemlerinde zenadıka olarak itham ediliyordu. gazali ibni sina ya demediğini bırakmıyordu, razi ve farabi nin nübüvvet hakkındaki görüşlerini yazsak dersiniz ki abbasiler ne kadar da hoşgörülüymüş!

ihvan ı safa, neoplatonizm, işrakilik gibi felsefi akımlar; cündişapur, harran gibi okullar dünya mirasını yansıtıyordu. islam coğrafyasında kalan ve sentezlenen bu okul ve akımlar çeşitli din ve kavimlerden mütefekkirler sayesinde yeniden yorumlanıp keşfedilerek çeşitli epistomoloji ve metotlar üzerinden sınıflandırıldı. sonra da sicilya ve ispanya üzerinden batı ya taşındı.

resmi tarih diye ağlayıp sonra da okulda anlatılan basit ezberleri burada karalayanlar elbette sıfırı biz bulduk, logaritma bizim işimiz diyecek. hindistan ve çin diye iki ayrı dünya olduğunu da hatırladığınızda yine gelin.

islam bilime düşman değil, en büyük destekçilerdendir. ona düşmanlık eden islam adı altında bilimi susturan el koyma, susturma rejimleridir. bugün de bilim son dört asırdır olduğu gibi sermaye ve özgürlüğün olduğu yerde üretiliyor. bu denklemi kurabilirseniz hangi zaman diliminde, ne gibi kültürlerin onu ürettiğini göreceksiniz.