bugün

hamza hamzaoğlu

Deli gibi diş ağrısı çektiğim ve bombok Zamanlar geçirdiğim şu aralar hakkında zorla entry girdirten adam.

Futbolculardan ya da teknik direktörlerden (çünkü onların da büyük çoğunluğu futbolculuktan gelme) yaptıkları iş dışında herhangi bir konuda herhangi bir Parıltı beklemek haksızlık olur. Çünkü bu adamlar çocuk yaşta bu işe başlıyorlar ve durmadan çalışıyorlar. (Yani en azından öyle olması gerekiyor.) Kısacası diyorum ki tamam işletme, iktisat, psikoloji, sosyoloji bilmiyorsun; tamam ikili ilişkilerin, diyalogların, iletişimin Zayıf. Eyvallah.

Tamam zeki değilsin, zeki gibi davranmaya bile tahammülün yok eyvallah. Tamam birader hiçbir şey bilmiyorsun, BAK TAMAM HIÇBIR ŞEY DIYORUM, insan en azından etraf ne diyor ona bir bakar.

Düşünün ki bir işe başladınız. Ya da size bir şey emanet edildi ve yönetici koltuğunda oturuyorsunuz, ne yaparsınız.

Einstein diyor ki aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek ahmaklara özgüdür. Ben de hocaya diyorum ki sabriyi forvet oynatsan bu taraftar belki bir şey vardır diyerek susardı. Ama sen bizim on Yıldır bildiğimiz adama zam yapıp bildiğin sağ bekte oynatmaya çalışıyorsan seni sorgularım hoca. Seni sorgularım derken hocalığını falan değil, direkt seni sorgularım. Varlığını sorgularım. Derim ki sanırım bu adam Sabri'nin Galatasaray'da oynadığı yıllar boyunca ölüydü. Ya da komada falandı yazık.

Transfer yapamıyor olabilir takım. Mümkün değildir. Sabriyle oynamak zorunda kalabilirsin. Sabriye boş mukavele verirsin. Kabul ederse oynar. EtmeZse 17 Yaşında çocuk koyarsın. En azından daha genç diye senin ve oyuncunun arkasında durur taraftar. Ya da daha net bir şekilde serbest kalmış Benfica sağ beni varken bir şekilde bunu yapmazsın. Anlıyor musun?

Mesele Sabri ya da transfer meselesi değil aslında. Galatasaray taraftarı çok büyük bir şey söylüyor herkese. Sen üç kupa almış olabilirsin. Takımı çamurdan çıkarmış olabilirsin ama eğer bir vizyonun yoksa yoksun. Bize bir şey söyle diyor taraftar. Yapamayacaksan da Galatasaray hedeflerine uygun hedeflerin olduğunu bilelim. Boğulacaksak da büyük denizde boğulalım diyor taraftar.

Sen ne diyorsun? Çıkıp üç kupayla fotoğraf çektirip, bu ülkede üç kupa da alsan eleştiriliyorsun, onları takmıyorum minvalinde Açıklamalar yapıyorsun. Deli oluyorum ya deli. Fatih terim zihniyeti hep. Ben diyorsam kanundur zihniyeti.

Ya kardeşim içinde bulunduğun dünya, o kulüpler o şatafatlar bize dedi ki; siz müşterisiniz dedi. Asgari ücretin bin lira olduğu yerde 150 tlden üç forma çıkaracağız her sene alacaksınız dedi. En ucuz kombine bin en ucuz bilet 80 lira olacak dedi. Maçları izleyebilmek için Avrupa'daki en yüksek ödemelerden birini (ki reel ücrete ve gsmh'nin kişi başına dağılımına vurursak muhtemelen en yükseğidir, ingiltere dahil olmayabilir) yapacaksın dedi. Sen çıkmış Eleştiri umrumda değil diyorsun. Bu ülkede herkes eleştiriliyor diyorsun. Eleştiriyi duymayacaksan, umrunda olmayacaksa gideceksin 2500 tlye memurluk yapacaksın. Türkiye'nin en büyük kültürlerinden, sivil toplum kuruluşlarından birinin başında durmayacaksın. Bulunduğun konumun ne kadar rüzgârlı olduğunu fark ediyorsan da çıkacaksın insanlara bir Şeyler diyeceksin. Şunu şunu yaptık, buna buna çalıştık, amacımız şu oyunu oynamak, şuraya oyuncu bulmak, şunu geliştirmek bunu değiştirmek diyeceksin. Çıkıp da takımdaki dengelerin sabriye bilmem kaç milyon zam yaptırdığını anlayacağımız anafikirde Açıklamalar yapmayacaksın.

Ülke böyle. Her işimiz böyle. Yıldırım Demirören TFF başkanı daha ne olsun. Her yanımızı iş bilmezler çevrelemiş. Insanların işine, işini iyi yapmaya saygıları yok. Insanlarda iş yapma bilinci yok.

Fatih Terim'e bakalım mesela. Adamın vasfı Türkiye futbol direktörü. Direktör yönetici demektir bilmeyenler için. Ya bu adamın ne yöneticilik deneyimi var kardeşim. Bu adam futbolculuktan gelme bir teknik direktör. Bak anlamayanlar için yazıyorum teknik direktör bu adam. Anlamayanlar için bir kere de şöyle anlatayım. Dünyaca ünlü restorant zincirin var diyelim. Başına ahçıyı mı koyarsın kardeşim? Ya da çok büyük bir ihracat şirketin var. Bütün Dünya'ya meyve sebze satıyorsun. Başına karpuzcuyu mu koyarsın? Herkes niye birbirinin işini yapmaya hevesli. Tamam evet bok bir ülkeyiz evet üçüncü dünya ülkesiyiz de bilmediğin işi yapmaya korkmuyor musun da? Şimdi ben iktisattan anlarım mesela, sen git beni tarlaya koy çiftçilik yapacaksın de Tarlayı berbat edeceğim diye korkmayacak mıyım? Siz bir de sahipleniyorsunuz bu işleri. Neyin cesareti bu? Zaten cesaretin halk arasında neyle sıfatlandırıldığına bir baksana; cahil cesareti, deli cesareti.

Hükümet bunlara nasıl sabrediyor onu anlamıyorum. Dünya'nın spora en çok yatırım yapan ikinci ülkesiydik bir ara, hala öyle mi bilmiyorum. (Birincisi ABD'ydi, bu durumda futbola en fazla yatırım yapan ülke olmamız çok muhtemel) Hükümet sizden bir cacık olmaz deyip bir an önce kesmeli kaynağı. Böylece de menajerler ya da federasyonlardaki kan emiciler de bir bir dökülmeli. Çünkü bu durumda devlet milletle resmen dalga geçiyor.

Bak arkadaşım iyi dinle, şimdi sen devlete para veriyorsun. Yetmiyor kulübe ya da kulübe gidecek kanallara bir dünya para akıtıyorsun. Onlar ne yapıyor? Gidiyor parayı krasiç'e veriyor. Ontivero'yu almak için Arjantin'e veriyor. Bilmem kimlere veriyor. Onu da geçtim fiyatlar piyasa fiyatı da değil. iç piyasaya yıllarca kapalı ekonomi Kuralları uygulatıyor. Yabancıyı oyuncuya sınır koyup fiyatların pazarda belirlenmesi engelliyor. Ya kardeşim kısaca hiçbir şey olmayacak bir şey için sen fakirleşiyorsun. Ülke fakirleşiyor. Devlet gidip başta Galatasaray'ın ve diğer kulüplerin vergi Borçlarını siliyor. Kime sorarak yapıyor bunu? Bu ülkede futbolu hayatında bir an umursamamış bir adam neden zarara giriyor bu Yüzden?

Çok uzattım. Sorun bizde kardeşim. Sorun müşteride. Sen çıkacaksın bu sene Galatasaraylıların yaptığı gibi "la gardaş hele bi bak noluyo" diyeceksin. Yeri gelecek önde de olsa takımın sana seyir zevki vermiyorsa ıslıklayacaksın. Oyuncun yalandan yere Yatıp oyunu katlediyorsa yuhalayacaksın. Birileri sahada top oynamak yerine sürekli pislik çıkarıyorsa sahadan sen çıkarttıracaksın. Birileri Kulübü'ne başkan olmak için bomba patlatacağız deyip bombayı sende patlatıyorsa ona da dur diyeceksin. Bunun için de fanatizmden uzak bir şekilde bütün taraftarların birleşmeleri gerekiyor. Ama zaten Eğitimsiz ve körü körüne her konuda kutuplaştırılmış bir toplum olduğumuz için bu da yakın gelecekte mümkün gözükmüyor.

Zaten adamları ıslıklıyorsun ona da alınıyorlar. (Türkiye Brezilya hazırlık maçı) üstümüzde milli forma var milli görevdeyiz diyen bile çıkıyor. (Sanki bedavaya Doğuda kurşun sıkıyor üniformayla) sen bu milletle dalga geçer gibi sanki bu toplumda hiç yaşamamış gibi bir fiyatlandırma uygula biletlere formalara vs. Ona göre Maaş al prim al. Sonra seyir zevki olmadığı gibi bedava izlesem vakit kaybı diyeceğin şeyi izlettirip ıslıklanınca da Ağla. Yok ya.